Dava dilekçesinde, ortak giderlerin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I İtirazın iptali davasına konu edilen Ankara 32.İcra Müdürlüğünün 2008/1603 sayılı dosyası içerisinde ödeme emrinin davalıya tebliğine dair belge ile davalının takibe konu borca itirazına ilişkin dilekçe bulunmamaktadır. Bu sebeple, sözü edilen icra dosyası içerisinde bulunmayan ödeme emrinin davalıya tebliğine ilişkin belge ile takibe konu borca davalının itirazına ilişkin dilekçenin ilgili icra müdürlüğünden getirtilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki ödeme emrinin iptali istemine konu davayla ilgili, davalı Kurumdan davacıya yollanan ödeme emirlerine dair borcun şirketin borcu mu yoksa şirkete ait şubenin borcu mu olduğu sorularak anılan borca dair kayıtların celbiyle, borca konu şirketin ve şirket şubesinin kurumda ayrı işveren sicil numarasına sahip olup olmadığı ve ... sicil numaralı işyerinin kime ait olduğu ve bunlara ait evrakların onaylı birer suretinin celbiyle, mevcut dava dosyası içerisine eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi kartı borcundan kaynaklanan icra takibinde imzaya ve borca karşı yapılan itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
İİK'nın 71. maddesinde belirtilen takibin iptali veya taliki davası takibin kesinleşmesinden sonra yapılan itfa, imhal ve zamanaşımına ilişkin olup, işbu davada anılan koşullar yoktur. İlamsız takipte borçlunun borca ve takip dayanağı belgelerin içeriğine dayanarak icra mahkemesinden şikayet yoluyla takibin iptalini istemesi ve icra mahkemesince bu talebin kabulüne imkan yoktur. Üstelik genel mahkemede açılacak itirazın iptali davasında olduğu gibi yargılama yapılarak, bu kapsamda bilirkişi raporu ile alacağın varlığı ve miktarı, takibe dayanak belgelerin kapsamı tespit ve tayin edilip, tarafların borçtan sorumlu olup olmadıkları belirlenip, takibin iptali sonucuna gidilemez. Kaldı ki alacaklı ilamsız takipte hiçbir belgeye dayanmadan takip yapma hakkına da sahiptir....
Mahkemece verilen, 7 adet fatura yönünden davalı tarafça icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın iptaline, 3 adet fatura yönünden davalı tarafça borca yönelik yapılan itirazın iptali isteminin reddine kararı, Dairemiz 21.10.2015 tarih; 2014/16051 E. - 2015/13266 K. sayılı ilamı ile “ Sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde bu yöndeki itirazı incelemek İİK'nın 50. maddesi hükmü uyarınca icra hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK'nın 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davada ... 10. Asliye ve ... 9.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira alacağı nedeni ile genel haciz yolu ile yapılan icra takibi sırasında ileri sürülen borca itirazın iptali istemine yöneliktir. Sulh Hukuk Mahkemesi, itirazın iptali ile birlikte tahliye isteminin ileri sürülmediği ve davanın da 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden önce açıldığı gerekçeleri ile görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk mahkemesi ise; 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir....
Bozma Kararı Dairemizin 09.03.2017 tarih, 2016/2535 E. ve 2017/1430 K. sayılı kararıyla şirket ortaklarının, borca batıklığı mahkemeye bildirmeye yetkili olmadığı, pay sahiplerinin ancak genel kurulda, borca batıklığın tespitine karşın harekete geçmeyen yönetim kurulu üyelerinin azlini sağlamak üzere talepte bulunabileceği, dava konusu edilen davalı şirketin borca batık olduğunun tespiti talebi yönünden davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde davalı şirketin borca batık olduğunun tespitine hükmedilmesi doğru olmadığı ve dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında yer alan sermaye arttırımına ilişkin kararın iptali şartları yeterince incelenmediği, iptali istenen kararın, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususunda taraf delilleri, şirket kayıt ve defterleri de nazara alınarak 6762 sayılı Kanun'un 381 inci maddesinde yer alan genel kurul kararının iptali şartlarının değerlendirilerek...
Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......
Davacı vekili, davalı Erdal 'ın müvekkili bankadan kredi kullandığını, diğer davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalıların borca ve faize itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, bankada hesapta para bulunmasına rağmen borca mahsup edilmeyerek borca faiz yürütülmesinin haksız olduğunu, bankanın işlemlerinin usule uygun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/2756 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, borca itiraz yönünden verilmiş bir durma kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından 24.03.2014 tarihinde başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emri davalı borçluya 08.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından 14.04.2014 tarihinde yasal süre içerisinde borca itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından 24.07.2014 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuştur....