WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2012/14803 esas sayılı dosyası ile 27/08/2012 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, alacaklı davacı tarafından bu defa 18/06/2013 tarihinde ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/14435 esas sayılı takibi başlatıldığı ve her iki takibin de aynı alacağın tahsili amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı aleyhine daha evvel başlatılan ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/14803 esas sayılı ilamsız icra takibi halen derdest olduğuna göre bu takibe ilişkin itirazın iptali davası açılmadan aynı alacak için yeniden ilamsız icra takibi yapılamayacağı gözetilerek davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    İcra Dairesine gönderilmesine, borca yönelik zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrıca imzaya itiraz ettiklerini belirterek icra takibinin öncelikle tedbiren durdurulmasına, akabinde takibin iptaline, alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, masraflarla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....

    İcra Müdürlüğünden düzenlenen 06/02/2001 tarih ve 1999/8267 esas sayılı dosyasından düzenlenen borç ödemeden aciz belgesine dayanılarak ilamsız icra takibi yaptığı görülmüştür. Borçlu adına gönderilen örnek 7 nolu ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu süresi içerisinde yapılan takibe vekili marifetiyle itirazda bulunmuştur. Borçlu taraf itirazında; takibe konu aciz vesikasının alındığı Kadıköy 7. İcra Müdürlüğünün 1999/8267 esas sayılı dosyasından müvekkiline tebligatın yapılmadığını, müvekkilinin aciz vesikasının alındığı icra dosyasından haberinin olmadığını, takibe konu edilen aciz vesikasının alındığı icra takibinden kendisine usulüne uygun tebligatın yapılmadığını, usule uyulmadan alınan aciz vesikasına konu borca ve faize de ancak itiraz etme zaruretinin doğduğunu, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine, aciz vesikasına, aciz vesikasına konu borcun zaman aşımına uğraması nedeniyle borca itiraz ettiklerini bildirmiştir....

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta, şikayete konu olan icra dosyasında, borçlu şirket ve yetkili temsilcisi hakkında icra takibi başlatıldığı, borçlu şirkete ödeme emrinin 16/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin...

      O halde mahkemece, davacının kambiyo şikayeti ile borca itirazlarının reddine, İİK'nın 169/a-6 maddesi uyarınca tazminata hükmolunması gerekirken hatalı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esasa ilişkin yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, A)-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince, Sakarya 3....

      Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile usulsüz tebligat şikayeti olduğundan, mahkemece yalnızca tebligatın usulsüzlüğü ile TK. 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, gecikmiş itirazda bulunulması halinde incelenebilecek olan borca itirazın reddine ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        İlk derece mahkemesi; ödeme emrinin davacı borçluya 02/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının daha öncesinde 15.02.2018 tarihinde de icra dairesine borca itiraz dilekçesi vermekle takipten haberdar olduğu, dava dilekçesinde usulsüz tebligat ya da gecikmiş itiraz şikayetinde bulunulmadığı, borca itiraza ilişkin bu davanın 12/11/2019 tarihinde 5 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımından reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmekle birlikte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, borca itirazdan sonra 19.11.2019 tarihinde ayrıca usulsüz tebliğ şikayeti nedeniyle icra mahkemesine başvurduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Davacı son takibin kesinleşmeden sonraki işlemiş ve işleyecek Anayasal faize ilişkin olduğunu tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip başlatıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkeme şikayeti esastan incelemeden süresinde yapılmadığından bahisle ret etmiştir. Ancak yerleşik yargıtay deneyimleriyle de sabit olduğu üzere bu talep bir ilama aykırılık şikayeti olup İİK 16/2.maddeye göre süresiz olmakla mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yanlıştır. Tüm bu nedenlerle, davacının şikayetin süreye tabi olmadığı yönündeki hükme yönelik istinafı kabul edilmiş, karar ortadan kaldırılmış, davacının takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayeti hakkında esastan inceleme yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahalline iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacının istinaf talebinin HMK' nun 353 (1)-a/6 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul Anadolu 3....

        İlk derece mahkemesi tarafından ''... somut olayda davacı borçlulardan T2'ın kat ihtarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti değerlendirilmekle; kat ihtarının 11/07/2019 tarihinde "...bizzat imzasına..." şerhiyle bizzat kendisine tebliğ edildiği, ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi nedeniyle davacı borçlu T2'ın kat ihtarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti reddine, davacı borçlulardan T1 kat ihtarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti değerlendirilmekle; kat ihtarının 11/07/2019 tarihinde "...şehirde...babası T2 imzasına...tebliğ edilmiştir..." şerhiyle babasına tebliğ edildiği, davacılar icra takip dosyasında zorunlu takip arkadaşı olması ve her iki borçlu arasında da menfaat uyuşmazlığının bulunması bu sebeple T1 adına gönderilen hesap kat ihtarının davacı T2'a tebliğ edilmesi nedeniyle T1 kat ihtarının usulsüzlüğüne yol açtığından buna ilişkin şikayetinin kabulü ile Eskişehir 2....

        Diğer taraftan, borçlunun mirasın reddi nedeniyle takibin iptali yönündeki başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....

        UYAP Entegrasyonu