İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2021 NUMARASI : 2020/447 ESAS - 2021/507 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın Kaldırılması KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu hakkında başlatılan ilamsız takipte borçlunun yasal süresi içerisinde takas itirazında bulunduğunu, takas itirazının borca itiraz niteliğinde olduğunu, ancak takas mahsup talebinin geçerli olmadığını, takasa konu edilen alacağın ortadan kalktığını, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek borçlunun itirazının kaldırılmasına, takibin devamına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince; davanın, karşılıklı alacak borç ilişkisinden kaynaklı, TBK'nın 143. ve 166. maddesine dayalı takas mahsup talebine istinad ettiği, takas hakkının, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren, yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir hak olduğu, davacı tarafça ileri sürülen takas mahsup talebine dair evrakın ilgili noterlikten celbolunarak incelendiği ve talebin usulüne uygun şekilde davalı tarafa tebliğ edildiği, HGK'nın 12/10/1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiasının kural olarak; takasa konu alacağın İİK'nın 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması veya alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabileceği, bu istemin, takibin her safhasında...
Esas sayılı dosya numarasıyla hâlen derdest olduğunu, "alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir" hükmü uyarınca müvekkilinin davacıdan 564.000,00-TL alacaklı olduğu için takas mahsup definde bulunduklarını ve takas talebi doğrultusunda görülmekte olan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, takasın borcu sona erdiren nedenlerden biri olduğunu ve 6098 sayılı TBK. 139 vd. Maddeleri uyarınca takasın borcu sona erdiren nedenlerden biri olduğunun kabul edildiğini, beklenmesi talep edilen dosyanın müvekkili lehine sonuçlanması halinde takas definin dikkate alınacağını ve davacının davasının da reddedileceğini, davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi ile davacının %20'den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/766 Esas 2015/751 Karar sayılı ilamının gerek davalı borçlu şirket gerekse müvekkili şirket tarafından temyiz edildiğini ve henüz kesinleşmediğini, bu nedenle takas talebinin reddinin gerektiğini, takas talebinin haksız ve yersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Davaya konu icra takibinde 969,73 TL işlemiş faiz alacağı da talep edilmiş ve bu alacakta dava konusu yapılmış olmasına rağmen mahkemece işlemiş faiz alacağı yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmadan takibin sadece 33.819,92 TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline karar verildiği belirtilmiş ise de, davacı vekilinin işlemiş faiz alacağı ile ilgili istinaf başvurusu olmadığından artık davanın sadece asıl alacağa yönelik olduğunun da kabulü gerekecektir. Ancak hüküm altına alına 33.819,92 TL'nin asıl alacak olduğunun hükümde belirtilmemesi infazda tereddüt oluşturacağından doğru olmamıştır. Öte yandan; davalının gecikme cezasının iş bedelinden tenziline ilişkin talebi mahsup itirazıdır. Mahsup talebi itiraz niteliğinde olduğuna göre, takas def'inin aksine davanın her aşamasında ileri sürülebilecek olup, mahkemece de dosyadan analaşılması halinde re'sen dikkate alınması gerekir....
Davaya konu icra takibinde 969,73 TL işlemiş faiz alacağı da talep edilmiş ve bu alacakta dava konusu yapılmış olmasına rağmen mahkemece işlemiş faiz alacağı yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmadan takibin sadece 33.819,92 TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline karar verildiği belirtilmiş ise de, davacı vekilinin işlemiş faiz alacağı ile ilgili istinaf başvurusu olmadığından artık davanın sadece asıl alacağa yönelik olduğunun da kabulü gerekecektir. Ancak hüküm altına alına 33.819,92 TL'nin asıl alacak olduğunun hükümde belirtilmemesi infazda tereddüt oluşturacağından doğru olmamıştır. Öte yandan; davalının gecikme cezasının iş bedelinden tenziline ilişkin talebi mahsup itirazıdır. Mahsup talebi itiraz niteliğinde olduğuna göre, takas def'inin aksine davanın her aşamasında ileri sürülebilecek olup, mahkemece de dosyadan analaşılması halinde re'sen dikkate alınması gerekir....
Davalı yargılama sırasında, cevap süresi içerisinde, kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürerek, takas mahsup yapılmasını istemiştir. Davacının alacağı davalı defterinde kayıtlı olduğu gibi, davalının da esasen alacak miktarına bir itirazı olmayıp , kendisinin de aynı ticari ilişkiden kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu bildirmiş, takas ve mahsup isteminde bulunmuştur. HMK'nın 132.Maddesi uyarınca davalının bu savunmasının delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, takas mahsup isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, davacının müvekkiline 4.595,00 TL'lik gayri nakdi borcu bulunduğunu, davacı hesabının müvekkili lehine rehinli olduğunu ve müvekkili tarafından takas mahsup hakkının kullanıldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Takas mahsup talebi,defi olarak süresi içinde ileri sürülmedikçe mahkemece resen gözetilemez.Takas mahsup defisinin dinlenebilmesi için ,definin ileri sürüldüğü anda davalının muaccel bir alacağının bulunması gerekir....