Davacılar vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; ilamın kesinleşmesi beklenmeden takibe konu edilebilecek ilamlardan olduğunu, verilme tarihi üzerinden 12 yıla yakın süre geçtiğini, ilamın karar verilmesinden sonra tebliğ edilmediğini ve zaman aşımını kesen işlem yapılmadığını, İİK. 39/1 gereğince zaman aşımına uğradığını, ilamın temyiz edilmesi icrasına engel olmadığı gibi bu durumun da zaman aşımını kesen bir işlem olmadığını, mahkeme her ne kadar kesin karar olduğundan bahsetmiş ise de kararın istinaf sınırları içinde olduğunu, tarafların ilamdan iştirak halinde sorumlu olduklarını, her bir davalının borç miktarından tamamen sorumlu olduğunu, alacağın niteliği gereği hisse oranında bölünemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 71/2. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığı iddiası ile icranın geri bırakılması isteğidir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; takibin dayanağının konut yapım sözleşmesi olduğu, sözleşmenin niteliğinin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nın 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcranın Geri Bırakılması Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, icra emrinde yer alan borcun tamamının boşanma protokolü uyarınca taksitler halinde ödendiğini belirterek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Alacaklı vekili ödemelerin borçlunun müvekkilinden elden aldığı borca ilişkin olduğunu belirterek, itirazın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacının da aralarında bulunduğu borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacıya ödeme emrinin 06.08.2009 tarihinde tebliğ edildiği davacı vekili tarafından zaman aşımı itirazında bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Takip bonoya dayanmakta olup, TTK'nun 661. Maddesi gereğince bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. İcra dosyasının incelenmesinde 22.12.2011 ve 22.11.2019 tarihleri arasında dosyanın işlemsiz kaldığı ve zaman aşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca; ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda; örnek 10 numaralı ödeme emrinin 07.10.2013 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun 09.10.2013 tarihinde (yasal sürede) icra mahkemesine başvurarak, dayanak senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borca itiraz ettiği, anılan itiraz dilekçesinde tahrifat iddiasında bulunmadığı, borçlu tarafından mahkemeye sunulan 11.02.2014 tarihli dilekçe ile ise, senette tahrifat yapıldığı yönünde borca itiraz edildiği görülmüş olup, tahrifat iddiasının (5) günlük yasal itiraz süresi geçirildikten sonra ileri sürüldüğü anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2020/9648 E sayılı dosyasında borçlu T1 yönünden zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.07.2009 tarihinden sonra davalı alacaklı vekilince 25.12.2019 tarihinde yenileme emri gönderildiğini, İki tarih arasında 10 yıl 5 ay zaman sonra yenileme talebi gönderildiğini, taraflar arasında dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline 2018 yılında tebliğ edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline tebliğ tarihi itibariyle de 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolduğunu, ayrıca boşanma ilamlarının boşanma hükmü yönünden zaman aşımına uğramayacağını, ferileri yönünden kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresinin hesaplanacağını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, boşanma ilamında hüküm altına alınan tazminatların tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2021/424 ESAS 2021/606 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; borca itirazın kabulüne, yetkiye ilişkin itirazın kabulüne, zaman aşımına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerinde mahkemenin 20/01/2022 tarihli ek karar ile davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiş, davalı tarafından bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; kambiyo senedi zamanaşımı 3 yıl olup genel borç zaman aşımının 10 yıl olduğunu, dolayısı ile kambiyo senedine mahsus olan yolla değil genel takip yolu ile başlatılan icra takibinde zaman aşımı süresi 10 yıl olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ''...takip dosyasının incelenmesinde; takip talebinde ve ödeme emrinde takip dayanağının 24.12.2012 tanzim, 16.05.2013 vade tarihli 48.000,00 TL miktarlı bono, olduğu bononun unsurlarının tam olduğu dolayısıyla kambiyo senedi vasfında olduğu, takip dosyasında, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 27.02.2014– 26.10.2020 tarihleri arasında takip işleminin yapılmadığı, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir....
Mahkemenin gerekçeli kararında hem davanın süresi içinde açılmadığı, hem de borca itirazın ispatlanamadığından bahsedilerek davanın reddine şeklinde karar verilmiştir. Davanın süre aşımından mı yoksa esastan mı reddedildiği anlaşılamamıştır. Mahkemece davacı tarafından ibraz edilen protokolün düzenleme tarihinin davacı tarafa net olarak açıklattırılması, protokolün düzenleme tarihine göre davacının itirazının ödeme emrinin tebliğinden önce ki döneme ilişkin İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz mı, yoksa takibin kesinleşmesinden sonra gerçekleşen itfa nedeniyle İİK'nun 71 maddesi kapsamında icranın geri bırakılması şikayeti mi olduğu tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle mi yoksa esastan mı reddedildiği anlaşılmayacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir....