Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3069 E....

Dolayısıyla ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebi olarak nitelendirilmek suretiyle, davanın kabulüne ve icranın zaman aşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davanın kabulü ile, icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına, davalı alacaklı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Emrine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Asıl ve birleşen dosya borçlu vekilleri, ilamlı takibe dayanak yapılan düzenleme şeklindeki borç senetlerinin zaman aşımı sürelerinin, tanzim tarihlerine göre, dolmuş olduğunu belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme’ce, icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 149. maddesinde: “Zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Somut olayda, ilamlı takibe dayanak yapılan.......

    İDDİANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle ,müvekkillerinin murisi hakkında Beykoz icra müdürlüğünün 2021/1938 esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğu, takibe konu senetler altındaki imzanın müvekkillerinin murisi Mahmut Özdemir'e ait olmadığını, takibe konu senetlerin zaman aşımına uğradığını, senet suretlerinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, senetlerin kambiyo vasfını yitirdiğini ileri sürerek imzaya itirazda ,zaman aşımı itirazı, borca itiraz ve şikayette bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

    Somut olayda takip kesinleştikten sonra 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği anlaşıldığından mahkemece zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 19....

    Maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, davalı tarafın süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmekle ,davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere, 1-Davanın zaman aşımı nedeni ile REDDİNE, 2-Alınması gerekli ... TL harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iade edilmesine, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ... TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen .......

      İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zaman aşımı itirazının herhangi bir süreye tabi olmadığı görülmekle mahkemece dosya arasına alınan takip dosyasına ilişkin dizi pusulası ve takip dosyası aslından da anlaşıldığı üzere 22/09/2014 tarihinde yenileme tarihi olan 22/01/2018 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı anlaşılmakla 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu görülmekle davanın kabulü ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, zira takip konusu borcun sona erdirilmesi konusunda borçlu ile 08/05/2018 tarihinde sözleşme yapıldığından zaman aşımının bu tarihe kadar kesildiği ve 10 yıllık sözleşme zaman aşımı süresinin dolmadığına ilişkin istinaf taleplerinin, takibin bonoya dayalı kambiyo takibi olduğu ve takibin türünün zaman aşımı süresini belirleyeceği, sözleşme sebebiyle zaman aşımı süresinin uzamasının söz konusu olmayacağı görülmekle dosya kapsamı ve...

      alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi hakkında genel zaman aşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı şikayetçi tarafından temyiz isteminde bulunulduğu görülmektedir....

        zaman aşımı gerçekleştiği, kıymet takdirine itiraz bakımından İİK'nın 363/1 maddesi uyarınca kesin nitelikte olup istinaf incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          Sonuç olarak; yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 maddesi anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yukarıda belirtildiği şekilde davacının iddiasının takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleştiği iddia edilen zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine dayalı şikayet niteliğinde olduğu ve bu şikayetin süreye tabi bulunmadığı gözetilerek iddianın esası hakkında bir karar verilmesi için KARARIN TÜMÜYLE kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu