Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takibe konu fatura adresinde davalının -----davalının elektrik faturasını ödemediği, davacı tarafından davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı süresi içerisinde borca itiraz ettiği ancak imzaya itiraz etmediği, davacının süresi içerisinde itirazın iptali ile icra inkar tazminat davasına ilişkin olduğu, davalının fatura adresinde --------, borca itiraz ettiği, takipte İİK 62/5 maddesi uyarınca imzaya itirazın açıkça beyan edeceğinin bildirildiği, davalının takipte imzaya açıkça itiraz etmediği itirazın iptali davasında bu hususun ileri sürelemeyeceği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, takibin fatura alacağına ilişkin olduğu bu nedenle likit olduğu anlaşıldığından asıl alacağın yüzde yirmisi icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere: 1-DAVANIN KABULÜNE, 2-Davalının İstanbul Anadolu ----....

    Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...

    Takip ilamsız takip olup, takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İcra Ve İflas Kanununun 62. maddesinde yer alan düzenlemeye göre borca itirazın ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içeresinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. İlamsız icra takibinde derdestlik bir itiraz olup ödeme emri tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılacak itiraz ile sonuç doğurur. İcra mahkemesinden bu nedenle ilamsız icra takibinin iptaline karar verilmesi talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/04/2021 NUMARASI : 2021/110 2021/189 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.04.2021 tarih 2021/110 esas 2021/189 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı asil tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2021/1921 E sayılı dosyasıyla hakkında örnek 10 ödeme emri gönderilerek icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tarafına 04.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borca ve ferilerine itiraz ettiği belirterek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın reddine ve davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı keşideci 25.2.2008 tarihinde İcra Mahkemesinde açtığı davada borca itiraz ederek takibin iptalini istemiş, yine aynı tarihte ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı bu davada borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İcra Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, davacının daha önce borca itiraz ederek İcra Mahkemesinde takibin iptalini daha sonra menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların borca itiraz ve takibin iptali davasında da ileri sürülebileceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İİK'nun 168/1- 3- 5 maddesine göre, Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse bu hususa ilişkin şikayetini veya borca itiraz etmek istiyorsa itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. İİK'nun 170/a-2 maddesine göre, icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....

      Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı T4 A.Ş. tarafından davacı borçlular T2 Seza Apalak aleyhine 5 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine haciz işlemlerine geçildiği, bu itibarla, Gönen İcra Müdürlüğünün 2016/10 Talimat sayılı dosyasından 17/02/2016 tarihinde borçlu Seza Apalak'ın "Kurtuluş Mah. 160. Sok. No:20A/3 Gönen" adresine hacze gidildiği, davacılar tarafından haciz esnasında borca istinaden 26.600,00 TL'lik senet verildiğinin ve bu senetlerin ödendiğinin beyan edilerek dekontların ibraz edilerek itfa sebebi ile takibin iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçluların talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir....

      Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyası banka cevabi yazıları, davacı şirketin ticari sicil kayıtlarına göre, çek bedellerinin davacı şirkete ödendiği anlaşıldığı halde, takip tarihi ile her iki çekin tanzim ve ödeme tarihleri nazara alındığında davalının takibe yaptığı itirazın borca itiraz değil, takipten sonra kısmi ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından esasen itirazın mahkemece yok kabul edilerek davalının ödemeden dolayı menfi tespit davası açması mümkün olduğundan davanın kabulü gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne davalının itirazının borca itiraz değil, takipten sonraki ödeme iddiası olarak değerlendirildiğinden takibin devamına, şartları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2019 NUMARASI : 2019/197 ESAS 2019/231 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/197 Esas 2019/231 Karar sayılı mahkeme kararının istinaf yolu ile tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; Adana 11. İcra Dairesi'nin 2009/10192 E sayılı dosyasından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre dosya işlemden kaldırıldıktan sonra altı aylık süre içerisinde yenilenmediğinden zamanaşımına uğradığını beyan etmiş, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, icra dosyasındaki takipte şikayet edilebilir bir işlem bulunmadığını, davacının murisinin mirasını reddettiğini beyan ettiğini, ancak şikayetten önceki bir tarihte icra dosyasına sunulan bir mirasın reddi kararının bulunmadığını, davacının mirası iradi ve gerçek ret yolu ile reddettiğini, mirasın reddinin borca batık olup olmaması ile alakalı olmadığını, ancak mirasın hükmen reddinde ise terekenin borca batık olması nedeniyle miras reddedilmiş sayıldığını ve şikayetçinin ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğinde borçlu bulunmadığını borca itiraz şeklinde ileri sürmesi gerektiğini, aradan 3 yıldan fazla zaman geçtikten sonra takibin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin de mirası ret süresi geçtikten sonra başlatıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmamasının gerektiğini, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin...

        UYAP Entegrasyonu