durdurulduğunu, takibin durdurulması üzerine davalı tarafından yapılan şikayet üzerine mahkememizin 2022/141 esas 2022/321 karar sayı ve 11/05/2022 tarihli kararı ile davacılar icra dosyasına borçlu olarak eklenerek takibin devamına karar verildiğini, davacıların haksız yere icra dosyasına borçlu eklendiğini ve malvarlıklarına haciz konulduğunu, takibin kesinleşmesinden sonra murisin vefatı halinde mirası reddeden mirasçılar hakkında takibe devam edilmesinin mümkün olmayacağını, bu hususa aykırılığın kamu düzeninden olup süresiz şikayete tabi olduğunu, eldeki davaya konu icra takibinin murisin sağlığında kesinleştiğini, davacıların murisin ölümünden önceki işlemlere ve takibin kesinleşmesi nedeniyle borca ve imzaya itiraz etme haklarının yasal olarak olmadığını, dolayısıyla mirasçıların itirazlarının borca itiraz olarak nitelendirilemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulü ile Bursa 11....
hazırlıkları başlıklı kıymet taktiri ile ilgili hükmün, gayrimenkuller için uygulanacak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplere ilişkin olduğu, müşterek hükümler arasında yer almadığı, İİK.nun 150/h maddesinden 153. maddeye kadar müşterek hükümler arasında, belirtilen hususun düzenlenmediği, paraya çevrilme usulüyle ilgili atıf yapılan ve kıyasen uygulanacak hükümlerinde açıkça düzenlendiği, İİK.nun 150/g maddesinde, İİK.nun 150/d maddesinin kıyasen uygulanacak hükümler arasında bulunmadığı, kıyasen uygulanacağı belirtilen İİK.nun 92. madde de dahil diğer maddelerin ancak takibin kesinleşmesinden sonraki safhada uygulanabileceği, itiraz üzerine durması gereken takiplerde icra müdürlüğünce takiple birlikte kıymet taktiri için veya başka gerekçelerle rehin konusu aracın yakalanıp muhafaza altına alınması yönünde tedbirler uygulanamayacağı, belirtilen tedbirlerin ancak takibin rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olması...
Somut olayda, borçlunun başvurusu icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, bu hali ile İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 10....
İcra Hukuk Mahkemesi Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına, borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ......
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/472 E sayılı dosyası ile borca itiraz ve takibin iptali talepli dava açmış, mahkemece verilen kararda şikayetçi borçlu tarafından mirasın takibin kesinleşmesinden önce reddedildiği, bu durumda somut olayın süresiz şikayete tabi olmadığı ve ödeme emri borçluya 09.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğinden borca itirazın da 5 günlük hak düşürücü sürede yapılmadığı gerekçeleriyle bu itirazın reddedildiğini, bu süreçte borçlunun süresi geçtikten sonra yetkisiz merci olan icra müdürlüğüne sunmuş olduğu ve reddedilmiş borca itirazı da fark edilmiş ve dosyada davacıya karşı icra işlemleri durdurulduğunu, ancak davacı, haksız ve mesnetsiz olarak halen icra işlemlerine devam edildiğini ve yine bu hususta kesinleşmiş mahkeme ilamı olmasına karşın mirasın reddine ilişkin kararın öne sürülmesinin süresiz şikayete tabi olduğunu iddia ettiğini, icra dosyası celp edildiğinde görüleceği üzere mirası reddin öğrenildiği tarihten itibaren dosyada haciz işlemleri yapılmamakta, davacının...
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı tarafından davalı hakkında başlatılan kambiyo takibinin itirazsız kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede alacaklı davacı yanca takip dosyasında, takibin yenilenmesinden önce yapılan en son muamele tarihinin 5.3.2004 tarihi olup, bu tarihten sonra alacaklı davacı yanca takip dosyası davalı borçlu hakkında yenileme tarihine kadar ihmal edilerek 6 aydan fazla bir süre takipsiz bırakıldığı, İİK.nun 71/2. maddesi hükmüyle takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına dair takibin talik ya da iptali talebinin 71/2. maddesine yollamada bulunduğu İİK.nun 33/a maddesinde bir süre öngörülmediğinden davalı borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı iddialarını süreye tabi olmadan ileri sürme hakkı olup, davalı borçlu hakkında çeke dayalı kambiyo takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde çekler için öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar...
GEREKÇE: Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itiraz niteliğindedir. Hatay İcra Müdürlüğünün 2019/17905 Esas (Eski Hatay 3. İcra Müdürlüğünün 2008/1919 E ) sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfında olduğu, ödeme emrinin borçluya 20/11/2018 tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesi üzerine, 26/02/2010, 13/04/2011, 07/02/2012, 23/12/2013, 09/09/2014 tarihlerinde araç haczi yapıldığı, 24/03/2016 tarihinde icra müdürlüğünce takibin takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu tarihten sonra dosyada borçlu hakkında yenileme talebinde bulunulan 01/08/2019 tarihine kadar herhangi bir takip işlemin yapılmadığı, kaldı ki yenileme emrinde de haciz talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır....
ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/267 Esas 2018/1264 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Adana 7.İcra Dairesinin 2018/2962 esas sayılı dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile yaptıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, davalının rehin hakkına ve imzaya itiraz etmediği zaman kazanmak için borca ve takibe itiraz ettiğini, borcu ödediğine dair yazılı belge ibraz etmediğini belirterek itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20 si oranında tazminat ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'in zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....