Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/472 E sayılı dosyası ile borca itiraz ve takibin iptali talepli dava açmış, mahkemece verilen kararda şikayetçi borçlu tarafından mirasın takibin kesinleşmesinden önce reddedildiği, bu durumda somut olayın süresiz şikayete tabi olmadığı ve ödeme emri borçluya 09.06.2022 tarihinde tebliğ edildiğinden borca itirazın da 5 günlük hak düşürücü sürede yapılmadığı gerekçeleriyle bu itirazın reddedildiğini, bu süreçte borçlunun süresi geçtikten sonra yetkisiz merci olan icra müdürlüğüne sunmuş olduğu ve reddedilmiş borca itirazı da fark edilmiş ve dosyada davacıya karşı icra işlemleri durdurulduğunu, ancak davacı, haksız ve mesnetsiz olarak halen icra işlemlerine devam edildiğini ve yine bu hususta kesinleşmiş mahkeme ilamı olmasına karşın mirasın reddine ilişkin kararın öne sürülmesinin süresiz şikayete tabi olduğunu iddia ettiğini, icra dosyası celp edildiğinde görüleceği üzere mirası reddin öğrenildiği tarihten itibaren dosyada haciz işlemleri yapılmamakta, davacının...

    Somut olayda; borçlunun başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede yapılan zamanaşımı şikayetine ilişkindir. Söz konusu icra takibinde; dosyanın takip edilmemesi nedeni ile işlemden kaldırılmasından önce, son icra takip işleminin 26/04/2004 tarihinde yapıldığı ve alacaklı vekilinin yenileme talebi ile takibin 04/06/2014 tarihinde yenilendiği belirlenmiş olup; takip dosyasında belirlenen tarihler arasında zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmıştır. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 71/2. fıkrasında düzenlenen ''Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır'' hükmünün göndermesi ile yine aynı kanunun 33/a fıkrası gereğince zamanaşımı şikayetinin değerlendirilmesi ve takibin geri bırakılmasına veya devamına karar verilmesi gereklidir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/267 Esas 2018/1264 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Adana 7.İcra Dairesinin 2018/2962 esas sayılı dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile yaptıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, davalının rehin hakkına ve imzaya itiraz etmediği zaman kazanmak için borca ve takibe itiraz ettiğini, borcu ödediğine dair yazılı belge ibraz etmediğini belirterek itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20 si oranında tazminat ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

        İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde mahkemece, öncelikle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlunun haricen ödemeye ilişkin olarak sunduğu 01.9.2013 tarihli belge alacaklıya gösterilip beyanı alındıktan sonra, sonucuna göre İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'in zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              İcra Dairesi'nin 2020/13223 esas sayılı dosyasında örnek no:10 ödeme emri 24/08/2020 tarihinde davacı/borçluya tebliğ edilmiş ve eldeki başvuru da yasal beş günlük süre içerisinde 26/08/2020 tarihinde yapılmış olduğundan, başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olup, Mahkemece İİK'nın 169/a-4. ve 5. madde ve fıkraları uyarınca takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı itirazı bakımından uygulama alanı bulun İİK'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

              Somut olayda, borçlunun şikayet dilekçesinde borcun ödendiğini ileri sürdüğü 16.7.2013 ve 22.7.2013 tarihleri, borçluya ödeme emri tebliğ tarihi olan 16.5.2013'ten ve dolayısıyla takibin kesinleştiği dönemden sonrasına ait olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir....

                İİK'nun 71/2. maddesinde, "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.). Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olaya takip tarihine göre yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle 661, 662 ve 663.maddelerinin uygulanması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu