Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun bu konudaki başvurusu ödeme emrine itiraz süresi içinde ileri sürülebilecek nedenlerdendir. Somut olayda borçlu vekilinin icra mahkemesindeki talebi takipten sonraki dönemde icra dosyasının işlemsiz bırakıldığı iddiasına dayalı olup, inceleme İİK'nun 71/2 ve 33/a-1. maddeleri kapsamında değerlendirilmelidir. Bir başka deyişle, TTK'nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde oluşması gerekli ve incelemenin bu kurallara göre yapılması zorunlu bulunmaktadır. O halde, icra dosyasının tetkikinde takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde dosyanın üç yıldan fazla işlemsiz bırakılmadığı tespit edilmekle istemin reddine karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IİK. 366 ve HUMK.'...

    İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.). Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davalı alacaklı vekilince davacı borçlu ve dava dışı borçlular aleyhine İzmir 4....

    Somut olayda, icra mahkemesince borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 07/07/2019 olduğu, borçlunun bu tarihten önce takip dayanağı senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiasıyla zamanaşımı itirazında bulunduğu, bu haliyle başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan maddede başvurunun İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir(Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 tarih 2019/14316 Esas 2020/5781 Karar sayılı İçtihadı)....

    Zamanaşımı iddiası İİK m.71/2 de düzenlenmiş olup, somut olaydaki zamanaşımı takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımıdır.İİK 71/2. maddesi gereğince borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığını ileri sürecek olursa 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı itirazları süreye tabi olmayıp her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı) Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, şikayete konu olayda takip dayanağı senedin tanzim itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 661. ve takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 749. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....

    Takibin kesinleşmesinden önce zaman aşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zaman aşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir ( Yargıtay 12. HD'nin 09.11.2017 tarihli, 2016/22459 E, 2017/13826 K. sayılı içtihadı). Takip dayanağı bononun 25/06/2013 olan düzenlenme tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK 778/h maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 749. maddesi gereğince; poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı başlatılacak takiplerde zaman aşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır....

    Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş olup, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2021 NUMARASI : 2021/1737 ESAS 2021/1661 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında Büyükçekmece 1....

    Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....

    Davacı borçlu borca itirazla birlikte senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığını belirtmişse de usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde şikayette bulunmadığından borca itirazının süresinde olmadığı anlaşılmıştır. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır....

    UYAP Entegrasyonu