Ve T3 hakkında bir adet kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığı, ilerleyen aşamalarda borçlu T3 tarafından takibe konu senedin takipten sonra zaman aşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması talepli dava açtığı, yapılan yargılama neticesinde, Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/870 esas, 2019/98 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın istinafı neticesinde İstanbul BAM 20....
Maddesine göre takip öncesinde borcun ödendiğinin iddia edilmesi halinde itfaya dayalı icranın geri bırakılması icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmelidir. Ödeme emrinin vekile 08/01/2018 tarihinde tebliğ edilmesi ve 7 günlük süre geçmesi üzerine takibin kesinleştiği, davacının usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin Mahkememizde görülen davanın da reddedilerek kararın kesinleştiği, bu durumda İİK.nun 33. maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde açılmayan davanın süre yönünden reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/382 Esas, 2020/570 Karar sayılı kararında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması yönünden kamu düzenine aykırılık bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, -Haczin kaldırılması yönünden Bodrum 1....
GEREKÇE: Davacı tarafça iş bu davada şikayet yolu ile takibin durdurulması, icranın geri bırakılması ve satışın durdurulması istenmiş, mahkemece tüm talepler yönünden şikayetin reddine karar verilmiş, davacı taraf ise sadece satışın durdurulması talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurabileceği özel hükümlerle ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nun 363. maddesinde gösterilmiştir. Uyuşmazlık, satışın durdurulması talebine ilişkin şikayet olup, İİK'nun 363. maddesine göre bu şikayetlere ilişkin verilen kararlar kesindir. (emsal karar Yargıtay 12....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın kesinleşmesine kadar icranın geri bırakılması kararının etkisini devam ettirip ettirmediğine ilişkindir. İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurabileceği özel hükümlerle ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nun 363....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı Banka tarafından limit ipoteğinin tahsili amacıyla, genel kredi sözleşmesi, ipotek senedi ve hesap katı ihtarına dayanılarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatılmış, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; ödeme nedeniyle takibe ve borca itiraz ettiğini açıklayarak takibin kendi yönünden iptalini talep etmiştir. Alacaklı Banka davacının ipotekli taşınmazı satın aldığı takip borçlularından ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu takibin kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden başlatılan ilamlı takip olduğunu, İİK'nun 33. maddesinin de yer alan icranın geri bırakılması şartlarının dava dilekçesinde ileri sürülmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/782 Esas sayılı dosyasında borca yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunduğu delillerin incelenmediğini, pandemiden dolayı çalışamadığını, mevcut ekonomik durum nedeniyle takibe konu borcu ödeme imkanı bulunmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava ilamlı takibe itiraz istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK. 'nun 33/1. Maddesinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı-alacaklılar tarafından Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/07/2018 tarihli 2016/103- 2018/446 K. sayılı ilamına istinaden davacı-borçlu hakkında ilamlı icra takibi başlatıldığı, görülmüştür....
Tüketici Mahkemesi kararının 21.05.2008 tarihine kadar muaccel olmuş borca ilişkin olduğu belirtilerek istemin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 149.maddesine göre borçluya icra emri gönderilmesi halinde, borçlunun icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar getirebileceği, aynı Yasanın 149/a. maddesinin birinci fıkrasında da icranın geri bırakılmasına ilişkin İİK'nun 33.maddesinin uygulanacağı hususu düzenlenmiş, İİK'nun 33.maddesinde borçlunun icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede borca itirazlarını icra mahkemesinde ileri sürebileceği öngörülmüştür. HMK'nun 114.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendine göre de aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması durumu dava şartı olarak düzenlenmiştir....
Bu durumda, menfi tespit davasının reddine yönelik anılan bu mahkeme kararının davaya karşı itiraz ve def'ilerini vekil tayin ederek ileri süren alacaklı ... yönünden bağlayıcı olduğu ve adı geçen alacaklı hakkında zamanaşımını keseceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla örnek 10 ödeme emrinin borçluya 12.09.2007 tarihinde tebliğ edilerek itiraz edilmediğinden kesinleştiği, borçlunun 17.09.2007 tarihinde menfi tespit davası açtığı ve bu kararın kesinleşme tarihi olan 14.05.2014 tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği hususu tartışmasızdır. O halde, mahkemece; borçlunun İİK’nun 71 ve 33/a maddelerine göre icranın geri bırakılması istemi ile 22.10.2014 tarihinde yaptığı başvurusunun bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle sonuca gidilmesi ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....