WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu hakkında yapılan takip, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip olup, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerle ilgili İİK'nun 147. maddesinde “ödeme emrine itiraz hakkında 62. maddeden 72. maddeye kadar hükümlerin uygulanacağı” hükmüne yer verilmiştir. İİK'nun 62. maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur” olduğu düzenlenmiştir.Somut olayda; araç hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasına ilişkin şikayet dışındaki talepler borca itiraz niteliğinde olup İİK'nun 62. maddesi gereğince İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerekir....

    İlk derece Mahkemesi; borçlunun, 13 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine İİK'nun 269/2. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede icra dairesine başvurarak borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi ve nedenleri itibarı ile alacaklının dayanak kira sözleşmesinin tarafı olmadığına ve mükerrer icra takibi yapıldığına yönelik iddia, borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emri veya takibin iptali nedeni olamayacağından şikayetin reddine karar vermiştir....

    Maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayete ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmiş olması zorunludur. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57/4. maddesi, “daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır" hükmünü içermektedir. Somut durumda davacı borçlu şirkete ticaret sicil adresinde TK 35. Maddeye göre ödeme emri tebliğ edilmiş ise de, bu adrese gönderilen ve bila tebliğ iade edilen ödeme emri bulunmamaktadır. Tebliği sağlanamayan ödeme emri 335....

    Üniversitesi Rektörlüğü'nün, icra mahkemesine başvurusunda; hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin tüzel kişiliği ve taraf sıfatı bulunmayan ... Tıp Fakültesi'ne tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emrinin iptali ile yeniden düzenlenecek ödeme emrinin tarafına tebliğini talep ettiği, mahkemece; ödeme emri tebliği üzerine yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmiş olduğundan borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürmede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 58/2. maddesi gereğince takip talebinde; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri belirtilmelidir....

      Üniversitesi Rektörlüğü'nün, icra mahkemesine başvurusunda; hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin tüzel kişiliği ve taraf sıfatı bulunmayan ... Tıp Fakültesi'ne tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emrinin iptali ile yeniden düzenlenecek ödeme emrinin tarafına tebliğini talep ettiği, mahkemece;ödeme emri tebliği üzerine yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmiş olduğundan borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürmede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 58/2. maddesi gereğince takip talebinde; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri belirtilmelidir....

        Sözü edilen ödeme emrine karşı çıkılması İİK.’nun 16.maddesi doğrultusunda yapılan şikayet olduğundan doğrudan icra mahkemesine başvurulmasında bir usulsüzlük yoktur. Borçlunun takibin şekline göre yasal sürede icra dairesine itiraz etmiş olması, şikayet yoluyla icra Mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 58., 61. maddelerine dayalı dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti ile ödeme emrinin yasal şartları taşımaması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, ödeme emri tebliğ mazbatasında ''7 örnek ödeme emri ve dayanak belge suretleri vardır" ibarelerinin bulunduğu, bu şerhin aksinin ispatlanamadığı, dolayısıyla İİK'nın 58 ve 61/1 maddelerindeki zorunluluğa uyulduğu, ödeme emrinde davacı dışındaki borçluların sorumluluk miktarlarının ayrıca gösterildiği, davacı hakkında bu şekilde bir kayıt bulunmadığından davacının bu nedenle ödeme emrinin iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

        Somut durumda davalı borçlu şirkete dava, karar ve istinaf tarihi itibarı ile tebliği sağlanan bir ödeme emri bulunmamaktadır. Bu durumda borçluya ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf edildikten sonra ödeme emri tebliği sureti ile eksikliğin giderildiğinin kabulü de olanaklı değildir. Bundan dolayı geçerli bir itirazdan ve ödeme emri tebliği ile başlayan temerrüte esas sürenin gerçekleştiğinden de söz edilemeyecektir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 10....

        İcra İflas Kanunu'nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK'nin 62. maddesi hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Davacı alacaklının 05.02.2018 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen Örnek 13 ödeme emri davalı borçlu kiracı ...’ya tebliğ edilemeden, takibi kendiliğinden öğrenmesi üzerine takibe itiraz edilmiştir. İcra takip dosyasında davalı borçlu ...’ya usulüne uygun tahliye istemli ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez. Davalı borçluya usulüne uygun tahliye istemli ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından davacı alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye isteyemez....

          Davacı dava dilekçesinde, yenileme emri tebliğ edilmeden takibin kesinleştirilerek haciz işlemi yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de; İİK'nın 78. maddesi gereğince, alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde, borçlu hakkında haciz talebinde bulunduğundan, takip dosyası işlemden kaldırılamaz ve borçlulara yenileme emrinin tebliğine gerek olmadan takibe devam edebilir. Bu nedenle yenileme emri düzenlemesine gerek olmadığı gibi borçluya tebliği de zorunlu olmadığından, alacaklının takibe devam etmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmediğinden, İİK'nın 357. maddesi uyarınca istinaf aşamasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayanamaz. Bu nedenle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının dinlenilmesi mümkün değildir....

          UYAP Entegrasyonu