WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/6535 Esas sayılı takip dosyasında örnek 7 ödeme emri tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihi olarak bildirilen 02.12.2019 tarihi olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına da bu hali ile süresinde itiraz edildiği sabit olduğundan mahkememizce takibin durdurulmasına, yetki meselesi hakkında mahkememizce inceleme yapılamayacağından ve takibin ilamsız takip olması sebebiyle davacının bu yöndeki talebinin reddine, takibin iptali ve kötü niyet konularında mahkememizce karar verilemeyecek olması kanaati ile davacının bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiştir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

    Davanın konusu, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğuna yöneliktir. Borçlular T5 ve T3 tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden önce borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği, müdürlük tarafından 03/03/2021 ve 05/03/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili icra müdürlüğüne başvurarak borçlular tarafından ödeme emri gönderilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğu, bu nedenle işlemlere devam edilmesini talep etmiştir. Müdürlük 10/03/2021 tarihli kararında; alacaklı vekilinin borca itirazın geçersiz sayılması talebinin TK 32. Maddeye göre muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunacağından bu aşamada ancak icra mahkemesinin konusu olabileceğinden talebin reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. A-DAVACININ ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti ile birlikte borçlu olmadığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

      Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlunun ödeme emri adresi ile aynı adres olan ticaret sicili adresine gönderildiği, tebliğ evrakının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adreste 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre 18.01.2011 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, ayrıca tespit edilen adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine yapılan tebligatın ise bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Borçlunun tespit edilen adres kayıt sistemindeki adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca ödeme emri tebliği yapılması gerekirken bu prosedüre uyulmadan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırıdır....

        İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüzlüğün tespitine, ödeme emrinin tebliği tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olan 07.08.2020 olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini, tebligatın usulüne uygun olduğunun tespiti halinde ise, borçlu Tebligat tarihinde İstanbul il sınırları dışında olduğundan ve İstanbul'a 05.08.2020 tarihinde dönmüş olduğundan kusuru olmaksızın müddeti içinde itiraz edemediğinden gecikmiş itirazlarının kabulüne ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

        GEREKÇE : Uyuşmazlık genel haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı ve bu nedenle borca itirazların süresinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Adana 8.İcra Dairesinin 2016/12505 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 hakkında, toplam 178.746,02 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlunun Cumhuriyet Mah....

        İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur”, aynı Kanunun 66/1. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" hükümleri yer almaktadır. Somut olayda, takip dosyasında mevcut borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin belirtilmediği, borçlu vekilinin ise 13.04.2016 tarihinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde, mahkemece, öncelikle itirazın süresinde olup olmadığının tespiti için ödeme emri tebliğ tarihinin ilgili posta müdürlüğünden sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Bu durumda borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatı Tebligat Kanunu'nun 21/1-2 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüzdür. Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu