Davacı aleyhine 08/08/2012 tarihinde, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 18/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının 5 günlük süre içinde 23/12/2018 tarihinde dava açarak şikayet ve borca itirazlarını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı, ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin gönderilmediğini iddia etmiş ise de, davacıya çıkartılan ödeme emri tebliğ parçasında, örnek 10 ödeme emri ve senet fotokopisinin bulunduğu şerhinin yer aldığı, davacı tarafın bu durumun aksini ispat edecek herhangi bir yazılı delil sunmadığı anlaşıldığından, davacının ödeme emri ekinde dayanak belge suretinin gönderilmediğine dair şikayeti doğru görülmemiştir....
Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır....
Denizcilik ve Ticaret' e ödeme emri tebliğ edildiğini, geminin sadece liman acentesi olan Marina Denizcilik Firmasına ödeme emrini tebliğ ettiğini ve takibi haksız yere kesinleştiğini, açıklanan nedenlerle ödeme emri tebliğ edilen samsun liman acentesi marina denizcilik firması alacağın doğumuna neden olan takip konusu sözleşmede aracılık yapmadığından donatanı temsil yetkisi olmaması nedeniyle ödem emri tebliği yok hükmünde olup,tebligat olarak nitelendirilebilecek bir hukuki işlem olmadığından ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Borcun sebebinin gösterilmemesinden dolayı takibin iptali talebi ve usulsüz tebligat yapıldığı iddasıyla açılmış ise de; davanın hukuki dayanaktan yoksun olup, reddi gerektiğini, borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ayrıca borcun sebebi olan belgelerin ödeme emri eki olarak gönderilmiş olması borçlu tarafın borcun sebebini öğrendiği anlamı taşıdığını, dava konusu takip de açılırken dayanak belgeler fiziki olarak dosyasına ibraz edildiğini ve takip dayanağı belgelerin icra dosyasına sunulduğunu, tebliğ edilmiş tüm ödeme emirlerinde tebligat zarfının üzerinde '' Örnek No:7 ödeme emri ve ekleri vardır yazmakla birlikte ödeme emri eklerine takip dayanağı belgelerin de eklendiğini, tüm bu sebeplerle davanın reddini ve dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini ayrıca % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatında muhatabın adresten ayrılmasının geçici mi olduğu, tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmediği hususlarının araştırılmamış olması nedeniyle ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle icra takip dosyasında borçluya 15/02/2021 tarihinden önce yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmaması, Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinin düzenlenmesi karşısında borçluya yapılan ödeme emri tebliğ tarihinin 15/02/2021 olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 62. Maddesi gereğince ilamsız icra takibinde itiraz icra dairesine yapılır. İcra dairesi yerine Mahkememize yapılan itirazın Mahkememizce incelenmesi mümkün olmadığından davacının takibin iptaline dair talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa da itiraz ile icra takibi durmuş olup alacaklının takibe devam edebilmesi için icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istediği böylece takibi sürdürme iradesi gösterdiğine göre icra mahkemesi itirazın kaldırılması konusunda bir karar vermek durumundadır. Aksinin kabulü halinde ödeme emri tebliği üzerine borçlu ikinci kere borca itiraz etmek durumunda kalacak, belki de itiraz ettiğini düşünerek ödeme emri tebliğ sonrası icra dairesine itiraz dilekçesi veremeyecektir. Bu hal borçlu yönünden hak kaybına yol açacaktır. Öte yandan alacaklı ödeme emri tebliğini bekleyip tebliğ sonrası borçlunun itirazı olduğu takdirde ikinci kere icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etmek durumunda olacaktır. Böyle bir durumun usul ekonomisine aykırı olduğu şüphesizdir. Yargıtay 12....
Turizm Limited Şirketi" adında başka bir şirket bulunmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin bu yöndeki iddia ve itirazları yerinde olmadığı, diğer yandan; borçluya örnek no:10 ödeme emrinin TK'nın 35. maddesi uyarınca 05.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takip kesinleştikten sonra haciz işlemleri ve kıymet takdiri yapıldığı, alacaklının kıymet takdiri raporunun tebliği taleplerinde bulunduğu, yine alacaklının 09.08.2021, 16.08.2021, 21.09.2021 (iki kez) tarihlerinde borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi taleplerinde bulunmuş ise de, bu taleplerin icra müdürlüğünün 15.08.2021, 18.08.2021, 30.08.2021 ve 21.09.2021 tarihli kararları ile reddedildiği, alacaklı vekilinin en son 21.09.2021 tarihinde, 21.09.2021 tarihli taleplerin iptali ve ödeme emrinin tebliğe çıkartılmamasını talep ederek ödeme emri tebliği taleplerinden vazgeçtiği, bu tarihten sonra alacaklının yeniden ödeme emri tebliği talebi olmadığı halde ve önceki talepleri reddedilmesine rağmen, icra müdürlüğünce...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı, kira alacağına dayanarak başlattığı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait ilamsız takipte; örnek 13 ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal süresi içerisinde icra dairesine yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, borçlunun ayrıca ''ödeme emrinin iptali şikayeti'' ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun isteminin ''ödeme emrine itiraz'' olarak değerlendirilerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda: Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 12.09.2019 tarihinde "Borç Muhtırası" tebliğ edildiği görülmektedir. Şikayetçinin ise borç muhtırasına yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayeti olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 12.09.2019 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 04.01.2021 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir. Bu haliyle şikayetçinin ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayeti İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra (Yargıtay 12.H.D.'sinin 08.02.2016 tarih, 2015/26901 esas, 2016/2992 karar ve Yargıtay 12.H.D.'sinin 14.09.2017 tarih, 2016/18864 esas, 2017/10732 karar sayılı kararları.) olduğundan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek buna göre davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, davacıya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebliğ işleminin TK'nun 21/1 maddesine göre gerçekleştirildiği, muhatabın nerede olduğunun sorulduğu, komşu isminin yazıldığı, ancak hangi komşuya haber verildiğinin belirtilmediği, yine muhatabın dışarıya gittiğinin belirtildiği ancak muhatabın geçici mi sürekli mi konuttan ayrıldığının ve tevziat saatleri sonunda dönüp dönmeyeceğinin belirlenmediği, bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla davacının imzaya ve borca itirazı süresinde olduğundan davacının imzaya ve borca itirazına ilişkin deliller toplanıp esas hakkında karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek süreden red kararı verilmesi doğru...