Ve T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 12.İcra Müdürlüğünün 2019/11234 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine takip yapıldığını, müvekkili şirketin Ticaret Sicilinde kayıtlı adresinin "Üsküp Caddesi No.24/13 Çankaya/Ankara" olduğunu, bu adrese gönderilen tebligatın "adresten taşınmıştır" açıklaması ile iade edildiğini, halbuki müvekkilinin sicildeki adresinde bulunması nedeni ile tebligatın iade edilmesinin hatalı olduğunu, tebliğ memurunun adrese gitmeden tebligatı iade ettiğini, tebligat parçasının müvekkili şirketin kapısına yapıştırılmadığını, Tebligat Kanununun 35.maddesine göre müvekkiline yapılan ödeme emri tebliği dahil olmak üzere tüm tebligatların usulsüz olduğunu, takibin 17.10.2019 tarihinde öğrenildiğini, ayrıca teblig mazbatasının üzerinde "bu zarfta tahsil harcı makbuzu bulunmaktadır" yazılı olduğunu, ödeme emrinin tebliğ edildiği yazılmadığından ödeme emrinin Tebligat Kanununun 35.maddesine...
Somut olayda, ödeme emrinin, muris borçluya 10.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, murisin 08.01.2014 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olan borçluya ise, ödeme emrinin 04.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 05/01/2016 tarihinde icra mahkemesine başvurarak itirazlarını sunduğu, bu durumda borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan borçlunun ödeme emrini haricen öğrendiğinden söz edilebilmesi için, borçluya usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebligatının bulunması zorunludur. Takip dosyasında ise borçlu ... adına usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebligatı yoktur. Bu durumda, adı geçen borçlu yönünden borca itiraz süresinin, tebliğden önce başladığını söylemek mümkün değildir. O halde mahkemece, borçlunun itirazının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, müvekkilinin elektronik tebligat adresi bulunmasına rağmen ödeme emri tebligatının elektronik adrese yapılmadığını ileri sürdüğünden, Mahkemece ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle davacının Ulusal Elektronik Tebligat Sisteminde kayıtlı elektronik adresinin bulunup bulunmadığı hususu araştırarak, sonucuna göre davacının istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin kabulüne, HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....
in Karşı Oy Yazısı; Borçlu vekili 19.08.2021 tarihinde icra mahkemesine verdiği dilekçe ile müvekkiline gönderilen örnek 10 ödeme emri tebligatının 12.07.2021 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini müvekkili borçlunun tebligatı 19.08.2021 tarihinde muhtardan almak sureti ile öğrendiğini, ödeme emri tebliğinin 19.08.2021 olarak düzeltilmesini talep etmiş ve ayrıca icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir....
Dairemizce istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan değerlendirmelere göre; borçlu T3’e yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borçlu T3’in itirazlarını yasal süresinde icra mahkemesinde ileri sürmediği, ödeme emri tebliğ tarihinde ergin olmayan diğer borçlular yönünden velilerine ödeme emri tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olup şikayet ve itirazlarının süresinde mahkeme önüne getirildiği, her ne kadar takipte istenen işlemiş faiz miktarında fazlalık bulunsa da borçlular tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı gözetilerek takip sonrası faize ilişkin bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle ödeme emrinin borçlular T1 ve T3 yönünden düzeltilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacı yana icra dosyasında çıkartılan tebligatın mernis adresine ve Tebligat Kanunu'nun öngördüğü şekilde usulüne uygun yapıldığı, kaldı ki uyap üzerinden yapılan evrak işlem kütüğü sorgulamasında da davacı T1 tarafından uyap vatandaş portal üzerinden Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/125842 esas sayılı dosyasındaki ödeme emri evrakının 21/01/2022 tarihinde incelendiği, yapılan şikayetin süresinde olmadığı gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını tekrarla yapılan tebligatın usul ve yasaya aykırı olarak yapıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10/02/2022 tarihi olarak kabulü ile tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2019 NUMARASI : 2018/730 ESAS - 2019/49 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla, dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin tebliği sırasında adreste ikamet edip etmediğinin araştırılmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, 05/09/2018 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin 05/05/2018 tarihinden itibaren Manavgat’a taşınması nedeni ile takipte Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek usulsüz tebligat nedeni ile tebliğ tarihinin 05/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesini, takibin iptaline ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2018/1347 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafından borçlu Bahar Kuduğ aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının talebiyle borçlu murisin mirasçıları adına takip talebi ve ödeme emri düzenlendiği, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 21/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca itiraz etmediği ve takibin borçlu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
Ödeme emri tebligatında ödeme emrinin ve dayanak belgenin ekli olmadığına ilişkin şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içinde yapılmalıdır. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 16/04/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, borçlunun 7 günlük süre dolduktan sonra 15/05/2022 tarihinde icra hukuk mahkemesine başvurduğu, borca ve ferilerine itirazın da yasal 5 günlük süreden sonra olduğu görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 09.02.2023 tarihli, 2022/8085 E, 2023/767 K. sayılı içtihadı). O halde, Mahkemece, İİK 16. madde gereğince yasal süre içerisinde açılmayan davanın süreden reddine karar verilmesi yerindedir....