Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet üzerinde durulmalı, öğrenme tarihine de dikkat edilerek süresinde bir şikayet olduğu belirlenir ise ödeme emri tebliğinin usule uygun olup olmadığı tespit edilmeli, ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı anlaşılır ise uyuşmazlık konusu itiraz ve şikayetlerin süresinde olduğu kabul edilerek bu itiraz ve şikayetlerin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli iken, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesiyle itiraz ve şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayet kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 04.08.2020 olduğunun tespitine ve buna göre işlem yapılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesi yerinde görülmeyerek mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 04.08.2020 olarak düzeltilmesine, düzeltilen tarihe göre takibe itiraz süresinde olduğundan icra müdürlüğünce bu hususta işlem yapılmasına karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Davacıya örnek 7 ödeme emrinin 08.06.2018 tarihinde TK.21/1 maddesine göre tebliğ edildiği, tebliğ memuru tarafından muhatabın tevziyat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmediği ve haber verilen komşunun isim ve imzası mazbatada belirtilmediğinden ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması olduğundan bu hali ile davanın tebligatın usulsüzlüğü şikayeti olarak nitelendirilmesi gerektiği, dava dilekçesine ekli belgelerden davacının ödeme emrinden 19.06.2018 tarihinde haberdar olduğunun anlaşıldığından ödeme emri tebliğ tarihinin 19.06.2018 olarak tespitine, İİK.nun 62/1 maddesine göre itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden mahkemeye yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayla borca açıkça itiraz ettiğini, ödeme emri tebliğ tarihinin 19/07/2019 olarak düzeltilmesi halinde müvekkilinin geçmişe yönelik olarak borca itiraz etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak takibin veya ödeme emrinin iptaline ya da ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilinin itiraz edebileceği bir tarih olarak güncellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 78.maddesi uyarınca açılmış haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir....

    Somut olayda davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptali kararı sonucu borçluya icra dairesince yeniden kararda belirtilen eksiklikler giderilerek ödeme emri tebliği gerekeceğinden davacı borçlunun icra dairesince gönderilen iptaline karar verilen ödeme emrine dayalı olarak yaptığı borca itirazının ve sair itirazlarının konusu kalmamıştır. Bu durumda Mahkemece konusu kalmayan sair itiraz ve şikayetler hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması isabetsiz ise de sonuca etkili olmadığından bu konu eleştirilmekle yetinilmiştir. Öte yandan, İİK.nun 168/1. maddesine dayalı icra takibinin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediğine ilişkin iddia, aynı Kanun'un 16.maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, İİK.'...

    HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davacının iddiasına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine, davacının dilekçesinde açıkça ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik bir şikayeti bulunmadığından ödeme emri tebliğ tarihine ve takip türüne göre eldeki başvurunun yasal beş günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığının anlaşılması karşısında ilk derece mahkemesince davanın süre yönünden reddine verilmesi usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emrinin iptaline ve ıttıla tarihinin 28.03.2014 olarak tespitine, yine borca itirazı kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

        İcra Müdürlüğünün 2022/4788 esas sayılı dosyasından ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespitine, öğrenme tarihinin 24/04/2022 tarihi olduğunun tespitine, takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına ve fazlaya dair tüm talepler yönüyle Şikayetin Reddine, karar verdiği görülmüştür....

        Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacının takip öncesi zamanaşımı şikayeti de gerekse de bononun tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle nama yazılı olması gerektiği yönündeki şikayeti yasal süresi içerisinde yapılmamıştır. Ödeme iddiası da aynı şekilde takip öncesi ödeme itirazı niteliğinde olduğundan (borca itiraz) süresinde yapılmamıştır.Faiz türüne yapılan itiraz da yasal süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Taşkın haciz şikayetinin öğrenmeden itibaren başlayan 7 günlük yasal süresi içerisinde yapıldığının kabulü halinde takip miktarı dikkate alındığında salt maaş haczi yapılması borcun ödenmesi için yeterli değildir. 34 XX 359 plakalı araca haciz uygulanması taşkın haciz yapılması sonucunu doğurmaz.Belirtilen nedenlerle davanın reddine dair hüküm kurulduğu " şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla .... İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetki ve borca itiraz ettiği ve vekaletnamenin takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdrülüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir....

          UYAP Entegrasyonu