Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması hususu dava şartlarından olup mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Nitekim yerel mahkeme de usule uygun olarak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenmiş takibin yapıldığı ... İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu belirlemiştir. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabetsizlik yok ise de yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine yönelik bir itiraz bulunmadığı halde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalı 3.kişi ... vekili, dava konusu satış işleminin gerçek bir satış olduğunu, müvekkilinin satıcı-borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olmadığını, tasarrufun iptali davası koşullarının oluşmadığını, borçlu aleyhinde yürütülen ... takibine konu vergi borcunun bulunmadığına dair borçlu tarafından açılan davanın idare mahkemesinde devam etmekte olduğunu, borçlunun borca yeter malvarlığı varken iptal davası açılamayacağını, şahsi bir dava olan tasarrufun iptali davalarında taşınmazın aynına yönelik olarak tapu kaydının iptali ve tescilin talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi ... vekili, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğunu, taşınmazın raiç bedeli ödenerek satın alındığını, davacı idarenin kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığını, borçlunun malvarlığının borca yeter miktarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun yetkiye itirazının reddine, takibin devamına, davalıca borca ve faizlere itiraz edilmediğinden davacının borç yönünden itirazın kaldırılması hakkında karar ihtihazına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, borca yönelik itirazların saklı tutulduğu bildirilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı olarak girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğu, davacı alacaklı vekili tarafından talep edilmesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nce dava konusu icra takip dosyasının .... İcra Tevzi Bürosuna gönderildiği, ancak .......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1039 E saydı dosyası ile Tasarrufun İptali davası açtığını beyan ettiğini, tasarrufun iptali davasmda İİK 277/1 maddesi gereği aciz vesikasının dava şartı olduğunu, buna göre borca bataklığın sabit olduğunu, ancak iş bu dava konusunun icra takibin haciz tehdidi devam ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile Konya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4556 E sayılı dosyasına İİK68/4 M kapsamında terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkında ilam sunmak üzere mühlet verilmesine, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı Rahim Fındık cevap dilekçesinde özetle; davacılarca ikame edilen Konya 2.İcra Müdürlüğünün 2007/4556 E.sayılı dosyasına İİK md 68/4 maddesi kapsamında Terekenin borca batık olduğunun tespiti hakkında ilam sunulmak üzere mühlet verilmesi talebinin usulen hatalı olduğunu, İİK 68....
Maddesi gereği borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde yapılması gerekmekle; somut olayda itirazın son günü 27/12/2016 tarihi olup, salı gününe denk gelmekte, yine bu süre içerisinde--alındığında davalının 30/12/2016 tarihinde yaptığı itirazında süresi içerisinde borca itiraz edilmediği anlaşılmış olup, ortada geçerli bir itirazın varlığından söz etmek mümkün değildir. Dava tarihi itibariyle borca geçerli bir itiraz bulunmadığından, davacı tarafça iş bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunmamaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporuna göre hesaplanan yediemin ücreti doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş , hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine , Dairemizin 2015/581 E.,2015/12586 K. sayılı ve 12/10/2015 tarihli bozma ilamında “davalı borçlu , borca itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte yetki itirazında da bulunmuştur.Bu yetki itirazı konusunda mahkemece öncelikli olarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir.İcra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davalarında dava şartı olduğundan mahkemece bu itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olması nedeniyle davalı borçlunun yetki itirazının kabulüne, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; Ali yönünden; ödeme emrinin Ali'ye 18/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya borca itiraz edebilir, davacının süresinden sonra itiraz ettiği anlaşıldığından bu davacı yönünden borca itiraz taleplerinin reddine, ödeme emrinin iptali talebi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerektiği, davacının ödeme emrine yönelik şikayet süresi de geçtiği anlaşıldığından ödeme emrinin iptali talebinin de reddine karar verilmiştir. Gülsüm yönünden; ödeme emrinin Gülsüm'e 21/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacıya gönderilen tebliğ mazbatası incelendiğinde takip dayanağı bono örneğinin borçluya gönderildiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, davalının icra takibine dayanak belgenin gönderildiğini ispat edemediğinden Gülsüm'e gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
Davacı vekilinin dayandığı emsal içtihad, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun yaptığı icra takibine itiraza ilişkin olup, yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri tebliğ edilemeden yapılan borca itirazın geçerliliğine ilişkindir.Somut olayda icra dairesinin yetkisine itiraz kabul edilerek dosyanın aktarıldığı yetkili icra dairesinde ödeme emri çıkartılmadan yetkisiz icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emri üzerine yapılan borca itiraz üzerine elde ki davanın açıldığı, itirazın iptali davasının görülmesinin ön koşulu yetkili icra dairesinde usulen ödeme emri üzerine borca geçerli bir itiraz bulunması gerektiği, dava tarihi itibariyle yetkili Bakırköy İcra Dairesince ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı görüldüğünden davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin başvurusunun reddine karar verilmiştir....
Davacıların borca itirazı bakımından yapılan incelemede; İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca, takibe konu borcun ödendiğinin kanıtlanabilmesi için ise, ödeme belgesinde, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. Buna karşın davada borca itiraz gerekçelerinin; taraflar arasındaki faktoring ilişkisi ile borçlu şirketin evvelki yetkililerinin fiilleri ile ilgili olduğu bu bakımdan davacılar vekilinin borca itirazının İİK 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı anlaşılmakla davacının bu kapsamda kalan borca itirazın reddi gerekmiştir....