İcra Müdürlüğü'nün 2015/10563 Esas sayılı icra takibinde; borçluya çıkartılan ilk ödeme emrinin, 13.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, yasal süresi içinde takip dosyasından gönderilen ödeme emri ekine takip dayanağı senet fotokopilerinin eklenmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptali talebinde bulunduğu, ... 12. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 08/09/2015 tarih, 2015/467 E. - 2015/ 822 K. sayılı kararı ile ödeme emri ekine takip dayanağı senet fotokopisinin eklenmemiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi üzerine, borçluya, yeniden çıkartılan ödeme emrinin 11/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, 16/12/2016 tarihinde yaptığı yetkiye, imzaya ve borca itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, süresinde yapılan yetkiye, imzaya ve borca itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazının yanısıra takip konusu senedin teminat senedi olduğunu, buna ilişkin senet arkasındaki yazının alacaklı tarafından karalanmak suretiyle senette tahrifat yapıldığını ileri sürerek takibin iptali talebinde bulunduğu, mahkemece, dosya üzerinde inceleme yapılarak kambiyo niteliğine yönelik şikayetin ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir....
Dosya kapsamından davanın, taraflar arasında düzenlenen 70053752 protokol numaralı sağlık hizmeti satışına ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, icra takibinin Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2012/19706 Esas sayılı dosyasında yapıldığı, borçlunun süresinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, davacı alacaklının da 09.09.2013 tarihinde eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda TBK'nın 89/1. maddesi hükmüne göre alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin ikametgahının Gaziantep'de olup, yetkili icra daireleri ve mahkemelerinin Gaziantep olduğunu, müvekkilinin davacıdan mal veya hizmet satın almadığını, fatura tesliminin yapıldığı iddia edilen müvekkil çalışanı ...'nin bu konuda yetkili olmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Müdürlüğünün 2013/3638 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.086,56TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası İİK'nın 67. maddesi uyarınca borçlunun itirazı ile duran geçerli bir takibin devamını sağlamak üzere açılır. İİK'nın 67. maddesi hükmü gereğince, takip alacaklısı itirazın iptali davasını mahkemede açmışsa, mahkemece öncelikle ... dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değilse borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulmalıdır. Takibin başlatıldığı ... dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise; o zaman, mahkemece borcun esasına yönelik itirazın incelenmesine geçilmeksizin takibin yetkili ... dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın bu yönden reddine karar verilmelidir. (......
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; murisin vefatı üzerine müvekkilleri mirasçılarına takip yöneltildiğini, müvekkillerinin süresi içerisinde takibe itiraz ettiklerini ve takibin durmuş bulunduğunu, işbu dava için belirlenen yasal süre geçtikten sonra müvekkilleri aleyhine itirazın iptali, takibin devamı ve inkar tazminatına ilişkin talepler içeren dava açıldığını, öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, alacaklı bankanın dava açmakta haklı olmadığı gibi iyiniyetli de olmadığını, müvekkillerinin murisinin terekesi borca batık olduğundan süresi içersinde mirasın reddi usulünü bilmediklerinden ve ayrıca terekenin borca batık olduğunu, tam anlamıyla kavrayamadıklarından yapmamış olsalarda bilahire mirasın hükmen reddine ilişkin dava açtıklarını, esasen davacının o davada da taraf olduğundan bu konuya vakıf olduğunu, yapılan incelemeler ve delillerin tespiti sonrası Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/117 sayılı dosya ile süren davanın 12/11/2013 günü karara bağlandığını...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
İcra Müdürlüğü'nün dosyasından tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ancak davalının yetkiye, borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin yetkili icra müdürlüğü olduğu değerlendirilen Borçka İcra Müdürlüğü'nde devam edildiği, ancak davalının borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu davacının ise davalının itirazının iptali ve takibin devamı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça sunulan ihlalli geçişe ilişkin tutanak ve fotoğraflar ile hükme esas alınan 30/01/2023 tarihli bilirkişi raporları incelendiğinde; davalı yana ait ve ihlalli geçiş yaptıkları fotoğraflar ile anlaşılan araçlar sebebiyle, davacı tarafça başlatılan icra takibinde davalının borca yaptığı itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur. İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasına özgü bir sonuç olan icra inkâr tazminatı, salt borca haksız şekilde itiraz edilmiş olmasının bir sonucu olduğundan ve borca haksız şekilde itiraz edilmesini önleme amacını taşıdığından, sonradan borcun kısmen veya tamamen ödenmiş olmasının, borçluyu bu tazminatı ödemekten kurtarmaması gerektiği düşünülebilir....