WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek duyulan ....9. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1778 esas sayılı takip dosyası evraka eklenmiş ise de borçlunun itiraz dilekçesine dosya içerisinde rastlanmamıştır. .... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1778 Esas sayılı takip dosyasındaki borca itiraz dilekçesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    in düzenlenme tarihi itibariyle şirketi temsile yetkisi bulunsa da senetteki... imzalarının şirketi temsilen atıldığının da iddia edilmediği gerekçesiyle, borca itirazın kabulü ile takibin borçlu şirket yönünden iptaline karar verildiği görülmektedir. 1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusu,İİK’nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup,aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi gereğince,borca itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru olmayıp, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 169-a/6. maddesine göre, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu (asıl) alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir....

      Somut olayda, takibe konu senedin, teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; yukarıda değinilen İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir. Öte yandan, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....

        KARAR Davacı, Dava dışı Kooperatif ile aralarında bulunan tarımsal sulama aboneliği nedeni ile doğan muhtelif dönemlerine ilişkin enerji borcu ödenmeyince dava dışı kooperatif ve borca kefil olan davalılar aleyhine icra takibi yaptığını, davalı borçluların kefil oldukları borca haksız olarak itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu zira, davalılar ile aralarında 24.04.2003 tarihinde kooperatifin borçlarının taksitle ödenmesine ilişkin protokol yapıldığını, bu protokol ile davalılar protokol tarihinden evvelki dönem borçlarını ödemeye şahsen kefil olduklarını, bir kısım ödeme yaptıktan sonra ödemeyi taahhüt ettikleri 2002/11 döneme ait borcu ödemediklerini belirterek, itirazın iptali ile ödemeler düştükten sonra takibin 84.040,57- YTL üzerinden devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

          Davalı; borca karşılık olarak 19/11/2008 tarihinde 500,00-TL, 03/12/2007 tarihinde 400,00-EUR ödediğini, ayrıca icra müdürlüğü dosyasına da 1.122,00-TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece ivazlar arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalılar cevap dilekçesinde asıl borçlu olan murislerinin dava dışı başka kişilere de borcunun olduğu ve hakkında bir çok icra takibi yapıldığını, bu nedenle MK.nın 605/2 maddesi uyarınca terekenin borca batık olması nedeniyle mirası reddetmiş sayılacaklarından murisin borcundan dolayı kendilerine dava açılamayacağını savunmuşlardır. Medeni Kanunun 605/2 maddesi uyarınca ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tesbit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu durumda mahkemece mirasbırakan ......

              Ayrıca Borçlunun icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. O halde, mahkemece, borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün birinci fıkrasında yer alan “davanın kabulüne, borca yapılan itirazın iptaline” sözlerinin hükümden çıkartılarak yerine “... Anadolu 16.İcra Müdürlüğü'nün 2015/6095 sayılı icra dosyasındaki vaki itirazın asıl alacak yönünden iptali ile asıl alacak 6.500,71 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak tutarı olan 6.500,71 TL'ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan 111,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, takibe konu senedin, teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; yukarıda değinilen İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir. Öte yandan, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

                    Takip alacaklısı tarafından, geminin yakıt borcu nedeniyle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, şikayetçi borçlunun icra dairesinde verdiği itiraz dilekçesi ile 30.04.2012 tarihinde borca ve rehin hakkına itiraz ettiği görülmektedir. İİK.nun 65. maddesine göre gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için tebligatın usulüne uygun yapılmış olması koşulu arandığından somut olayda başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Takibin şekline göre borca rehin hakkına karşı tüm itiraz ve şikayetlerin ödene emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu