WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı tarafça 06.04.2012 tarihli alacak istemi ile 05.02.2014 tarihinde icra takibi yapılmış, borçlu tarafından 14.02.2014 tarihinde borca itiraz edilerek takip durmuştur. Türk Borçlar Kanunu'nun 154/2.maddesinde "Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa." zaman aşımının kesileceği düzenlenmiştir. Bu durumda icra takibinden sonra yeni bir zaman aşımı süresi başlar. Alacağın Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanan ve dönemsel edim niteliğindeki aidat alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 147.maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve icra takibi ile kesilen ve yeniden başlayan 5 yıllık zaman aşımının 14.02.2019 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu tarihten sonra 30.10.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurması ve 16.11.2020 tarihinde bu davayı açması zaman aşımı süresi dolmuş olan alacak için yeni bir süre sağlamaz....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 19/3. maddesi uyarınca, bir müddetin sonuncu gününün resmi bir tatil gününe rastlaması halinde, müddet, tatili takip eden günde biter....

    Ancak diğer davacı T1 henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden onun yönünden yapılan itirazın takip öncesi zamanaşımı nedeniyle borca itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek bu davacı yönünden İİK'nun 169/a maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte ise de, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmiş olması sebebiyle icranın geri bırakılması kararının takibin durdurulması kararına nazaran alacaklı lehine olduğundan istinaf edenin sıfatına göre davacı T1 yönünden verilen karardaki hata dairemizce eleştirilmekle yetinilmiştir....

    Uyuşmazlık, İİK 71/2 maddesine dayalı zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. İİK 71/2. maddesinde; borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmünün kıyasen uygulanacağı, İİK 33/a-1 maddesinde de zamanaşımı gerçekleşmişse icranın geri bırakılacağı hususu düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere borçlunun İİK 71 maddesine dayanan isteminin incelenebilmesi, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK.nun 04.11.1998 tarıh ve 1998/12- 763 E.-1998/797 K.)....

    Olayda, dava dilekçesi muhatabın iş bağlantısı nedeniyle bulunmadığı belirtilerek işçisi ...’ya 22.10.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı, dava dilekçesinin kendisine usule uygun bir şekilde tebliğ edildiği 22.10.2008 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 10.11.2008 havale tarihli cevap dilekçesi ile zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Davacı da 19.11.2008 havale tarihli dilekçesi ile davalının yasal süresinden sonra ileri sürdüğü zaman aşımı def’ini kabul etmediklerini bildirmiştir. Bunun üzerine davalı vekili 19.02.2009 tarihli dilekçesiyle zaman aşımı def’ini ıslah yoluyla ileri sürmüş, akabinde davacı vekili zaman aşımı def’ine açıkça itiraz etmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/880 Esas (Eski Esas:2012/14752,2016/2557 Esas Yenileme ile) sayılı dosyası üzerinden müvekkiline 23/01/2023 tarihinde ödeme emri gönderildiğini, tebliğ tarihinin 23/01/2023 tarihi olduğunu, takibe yasal süresinde itiraz edildiğini, kefil sıfatıyla ödeme emri gönderilen müvekkilinin, kefaletinin TBK 598.maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı nedeniyle kendiliğinden sona ermiş olduğundan kefalete dayalı borcunun olmadığını, takibin dayanağı genel kredi sözleşmesinin de 10 yıllık zaman aşımı nedeniyle müvekkili bakımından zaman aşımına uğradığını, kredi sözleşmesinin 2012 yılında düzenlendiğini, takip tarihi 30/10/2012 olarak görülmekteyse de, ödeme emri tebliğinin 23/01/2023 tarihi olduğunu, ödeme emrinin bir icra takibinde borçluya karşı yapılan ilk icra takip işlemi olduğundan zamanaşımının kesilmesi gerektirir bir durumun da olmadığını, esasa ilişkin olarak da takip dayanağı genel kredi sözleşmesine konu kefaletin hukuken geçerli olmadığını, takip konusu alacak...

        Sayılı dosyası olduğu ve dayanak ilamın takip öncesi on yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra takibe konu edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesi sonrası zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem kabul edildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK'nin 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca kısmi itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca kısmi itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi uyarınca borca itirazın 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter....

            Davalı vekili tarafından, davacının alacağını dava dışı 3. şirketlere temlik ettiği savunulmuş ise de, husumetin dava şartları arasında düzenlenmemiş olması nedeni ile öncelikle davalı vekilinin zaman aşımı def'i değerlendirilmiş, 04/07/2013 tarihinde icra takibine başlanması ile kesilen 5 yıllık zaman aşımının 04/07/2018 tarihinde dolduğu anlaşılmış ve eldeki davanın zaman aşımı nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Mahkemece, ödemem emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin 03/05/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre, dava tarihi olan 07/05/2019 tarihi itibariyle borçlu hakkındaki takibin henüz kesinleşmediği dikkate alınarak borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 168/5 maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nun 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir....

              UYAP Entegrasyonu