Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, takibe konu çekin ibraz tarihi itibariyle 6 aylık zaman aşımına tabi olması nedeniyle mahkemenin de gerekçesinde belirtildiği şekilde 6 ayı aşkın süre icra dosyasının birden fazla kez işlemsiz bırakıldığının, tarafların kötü niyetli olup olmamasının eldeki davanın niteliğine göre sonuca etkili olmadığının, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması nedeniyle davalının tahrifat ve ciro silsilesindeki kopukluğa yönelik iddialarının incelenmesinin gerekmediğinin ve mahkemece bu yönde inceleme yapılmadan hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1...
Parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası niteliğindeki taşınmazı devredeceğini taahhüt ettiğini ancak devretmediğini, söz konusu taşınmazın müvekkili şirketin fabrika binası olarak kullanılması nedeniyle dava dışı hissedarlar tarafından davacıdan 02.10.2014 tarihinde 1.300.000,00 USD bedel ile satın aldıklarını, davacı tarafın sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yukarıda belirtilen 1.597.432,11 TL ile taşınmaz değeri olarak kuruluş kayıtlarında görülen 1.763.447,36 TL'nin faiziyle birlikte davacı taraftan alacaklı olduklarını, itiraz dilekçesiyle borcun tamamına işlemiş faiz oranı ve tüm fer'ilere itiraz edildiğini bildirerek davanın zaman aşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf incelemesinden önce mahkememizin ... Esas sayılı dosyada davanın zaman aşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen 13/06/2019 tarih ... sayılı karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dariesi'nin ......
Bu durumda 26.04.2016 ve 28.03.2022 tarihleri arasında işlem görmemesi sebebiyle takipten sonraki zaman aşımının gerçekleştiği, mahkemece zaman aşımının gerçekleştiği tarihlerde hataya düşülmüş olmakla birlikte Dairemizce yapılan değerlendirmede zaman aşımına esas alınan işlem tarihleri düzeltilmekle birlikte sonuç olarak davacının şikayetinin kabulü ile zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden mahkemenin bu yanılgılı değerlendirmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir....
Alacaklı HSBC Bank A.Ş. tarafından borçlu Coşkun Biçer aleyhine kredi kartı, ihtarname, hesap özeti ve banka kayıtlarına dayanarak 02/03/2009 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip borçlusuna örnek no 7 ödeme emri TK'nın 35. maddesi uyarınca 24/03/2009 tarihinde tebliğ edilmiş, 11/06/2009 tarihinde fiili haciz talep edilmiş, 26/06/2009 tarihinde haciz işlemi yapılmış, 01/03/2010 ve 15/07/2010 ve 23/08/2010 tarihinde haciz talebinde bulunulmuş, 09/08/2021 tarihinde dosyanın yenilenmesi ve borçlunun veraset ilamının alınması için yetki belgesi verilmesi istenmiş, davacı mirasçıya 07/10/2021 tarihinde örnek 7 ödeme emri tebliğ edilmiş, davacı borca ilişkin itiraz dilekçesi vermiş, 14.10.2021 tarihinde açılan dava ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne, icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararın davalının dosyaya sunmuş olduğu fatura tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde , TTK'nın 855/1 maddesi uyarınca taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davaların 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu, TTK 855/2 maddesi gereğince eşyanın tamamının zayi olması halinde zaman aşımı süresinin eşyanın teslim edilmesi gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda taşımaya ilişkin sevk irsaliyesi ve faturanın 22/10/2008 düzenlendiği bu taşımaya ilişkin icra takibinin 22/10/2018 tarihinde davanın 18/12/2019 tarihinde açıldığı buna göre, 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, eldeki davada zaman aşımını kesen ve durduran herhangi bir sebep bulunmadığı nazara alınarak, davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı define istinaden zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2012/24 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibinin zaman aşımı nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiğini, kambiyo senetlerinde 3 senelik zaman aşımı mevcut olduğunu,, icra dosyasında 07/05/0213 tarihinde geçici aciz vesikası alındığını, 20/04/2014 tarihinden 21/05/2019 tarihine kadar yani 5 yılı aşkın süre boyunca herhangi haciz talebi açılmadığı ve dosyanın takip edilmediğinin icra dosyası incelendiğinde görüleceğini, İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2012/24 sayılı dosyasında İİK 71/son ve yanı kanunun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davacıya çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmekle birlikte, yine, davanın kabulüne, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemdeki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına da karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmiş olması karşısında, takip borçlusunun dayanak çeke yönelik zamanaşımı iddiası bu durumda, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....
Bu durumda, mahkemece davacının zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken bu istemin kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatı gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin reddine, borca itirazının süre aşımından reddine, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 18....
Maddeleri gereğince zaman aşımı nedeniyle İİK 33/a ve 71. Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili 15 adet davanın açıldığını tüm davaların birleştirilmesini, ilgili takip dosyasının borçlular tarafından açılan davalar nedeniyle mahkemelerde olması sebebiyle bir süre işlemsiz kaldığını, bu arada icra dosyalarının kaybolup bulunamaması üzerine işlemlerini yapamadıklarını ve sair sebepler göstererek zaman aşımına uğramadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davacı davalının cevabına karşı 07/01/2020 tarihinde cevap vererek icra dosyasının zayi olmuş olabileceğine dair beyanların gerçeği yansıtmadığını, bu gibi hususların yasada belirtilen zaman aşımı sürelerini kesmeyeceğinden bahisle davalının talebini kabul etmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından dosyanın takipsiz bırakılarak zaman aşımının gerçekleştiği ileri sürülerek icranın geri bırakılmasının talep edildiği ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında açıklandığı gibi 02/09/2016 tarihinden dava tarihi olan 10/02/2020 tarihine kadar geçen sürede alacaklı tarafça davacı borçlu hakkında takip işlemi yapılmamış olduğu anlaşıldığından icranın geri bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....