Maddesinde zaman aşımını kesen sebeplerin belirtildiğini, müvekkili alacaklının bono zaman aşımına uğramadan icra takibinde bulunduğunu, gerekli haciz işlemlerinin yapıldığını, takip dosyası İİK 78. Maddesine uygun olarak işlemden kaldırılmadığından, işlemden kaldırma koşulları bulunmadığından bononun zaman aşımına uğramadığını beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının zaman aşımı itirazının kabulü ile, İİK' nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
-----Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesined; takip konusu çekin------bedelli olduğu, keşidecisinin-------- Olduğu, arkadaki cirantaların sırasıyla -------- alacaklı hamil ------ olduğu, işbu davaya konu çek bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalılardan------- tarafından takibe dayanak çekin zamanaşımına uğradığı belirtilerek, zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılması talebi ile------------sayılı dosyası ile açtığı dava sonucunda mahkemece şikayetin kabulü ile davacı yönünden icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davacı tarafça başlatılan icra takibine konu çekin zaman aşımı nedeniyle icra hukuk mahkemesi tarafından icranın geri bırakılması kararı üzerine TTK 732 maddesi gereğince hamili tarafından keşideci ve cirantalar aleyhine açılmış sebepsiz zenginleşme davası noktasında uyuşmazlığın noktasında toplandığı...
Somut olayda, İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Yasanın 33/a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesince, zaman aşımı itirazının kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin durmasına karar verilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 20....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17/09/2008 tarih ve 2002/240 esas 2008/407 karar sayılı ilamın kendilerine 05/05/2009 tarihinde tebliğ edildiğini ve 21/05/2009 tarihinde kesinleştiğini, İİK 39. maddesinin, ilama müstenit takiplerin son muamele üzerinden on sene geçmekle zaman aşımına uğrayacağının amir olduğunu, iş bu ilamın kesinleşme tarihine göre on senelik zaman aşımı süresi 21/05/2019 tarihinde dolduğundan, ilamın ve dolayısıyla da borcun da zaman aşımına uğradığını tüm bu nedenlerle; icra emrine yapılan itirazının kabulüne, icranın geri bırakılmasına ve iptaline, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....
Somut olayda; istinafa konu kararın, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair olup, kararın denetlenmesi ve istinaf sebeplerinin karşılanması amacıyla, öncelikle istinaf sınırının belirlenmesi için ödeme emri veya takip konusu asıl alacağın belirlenemediği, fiziki olarak dosyada bulunmadığı gibi, UYAP tada taralı bulunmadığı, takip ve sonrasındaki işlemler zaman aşımının kesin iş ve taleplerinde denetlenmediği, mahkemece işlemsiz dönemlerin nasıl tespit edinildiği anlaşılamadığı nedenle, mahkemece bu hususlar icra dosyasından sorulup, gerektiğinde dosyanın ihyası yaptırılarak denetime elverişli HMK'nun 297.maddesi gereğince her talep hakkında gerekçeli hüküm kurulması gerekmekle aşağıdaki hüküm kuruldu....
Davalı ... icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Diğer davalılar icra takibinde borca itiraz etmişler; davaya verdikleri cevapta ise zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılardan birinin yerleşim yerinde de kıyas yoluyla icra takibi yapılabileceği ancak, hiç bir icra takip borçlusunun yerleşim yeri Konya olmadığı, dolayısıyla ...'nın icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının doğru olduğu; yine diğer davalılar yönünden de, suç tarihi olan 2001 yılı mayıs ayı ile icra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolduğundan, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalı-borçluların haksız fiillerinden kaynaklanan zarar nedeniyle icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. İcra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüktedir....
Oysa, davacı alacaklının, zamanaşımı süresinin dolduğu 04.05.2019 tarihinden çok sonra 08.06.2021 tarihinde takibe giriştiği, davalı yanın zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmakla, davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra takip tarihi itibariyle takip konusu yapılan bonodaki 3 yıllık zaman aşımı süresi dolmuştur. Davacı taraf ilamsız icra takibine girişmiş, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Söz konusu senette davacının lehtar, davalının ise keşideci olması sebebiyle zaman aşımına uğramış ve bu yüzden kambiyo vasfını yitirip yazılı delil başlangıcına dönüşen bono nedeniyle davacı taraf temel ilişkiye dayalı alacak iddiasını her türlü delille ispatlaması mümkündür. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacıya senet verdiğini doğrulayarak, davacıya bu senedi kendisinin SSK'dan emekli işlemlerini ve evraklarını takip etmesi için verdiğini ileri sürmüş, ancak davacının kendisinin dosyasıyla ilgilenmediğini, kendi edimini yerine getirmediğini, bu yüzden bu senet nedeniyle açtığı davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür....
İcra Dairesinin 2019/16344 Esas (2008/8740 Eski Esas) sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başlandığını, dosyanın takipsizlik nedeniyle kapatıldığını, 2012 yılında 2012/11695 Esas numarası ile yenilendiğini, 2015 yılında yine takipsizlik nedeni ile kapandıktan 4 yıl sonra 2019 tarihinde 2019/16344 Esas numarası ile yenilendiğini, bononun tanzim tarihi itibarı ile yürürlükteki 6762 Sayılı Yasa gereğince 3 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, somut durumda takipte 3 yıllık süreden daha uzun süre zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından zaman aşımının oluştuğunu beyanla, davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasını istemiştir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında 24/11/2016 tarihinde yeniden borca itiraz üzerine takibin durduğu, iş bu davanın 12/01/2017 tarihinde açıldığı, CMR 32/3 'e göre zaman aşımının durması ve kesilmesi hakkında davaya bakan hakimin hukukuna tabi olduğu, zamanaşımının durması ve kesilmesi 6098 sayılı TBK'nın 153 ve 154 maddelerinde düzenlenmiş olup olayda zaman aşımını kesen ve durduran bir neden olamdığı, davaya konu taşıma işinde zaman aşımı süresi içerisinde icra takibi başlatılmışsa da, icra takibinin ilk başlatıldığı icra müdürlüğünde itiraz üzerine takip durduktan sonra, dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edildiği tarihe kadar 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, arada zaman aşımını durduran veya kesen bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....