Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin yerleşmiş inançları göre mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin savı borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle, takip kesinleştikten sonra borçlu mirasçıların mirası reddettiklerine ilişkin itirazları kabul edilemez. Borçlunun takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine ek takip talebi ile takibin borçlulara yöneltilerek davacıya icra emri gönderilmiş ve icra emiri davacıya 05/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, takip ilamlı takip olup, itiraz yolu bulunmadığından, Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E. - 2014/929 K. sayılı kararı karşısında, davacı mirası reddediklerini itiraz yolu ile ileri süremeyecekleri söylenebilecektir. Ancak, Yargıtay 12....

Ve 170. maddeleri gereğince borca ve imzaya itiraz edemezler.Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK'nun 71. maddesi ) ve benzer itirazlar olabilir.Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir.Somut olayda, muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki kesinleşen takibin devamı niteliğinde olduğundan mirasçıların borcun, murisin sağlığında ödenmiş olduğuna yönelik itirazları İİK'nun 71.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa itirazı niteliğindedir....

    Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 3....

      - K A R A R - Davacı vekili,davalı bankanın müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı bankaya hiç bir borcunun olmadığını, borca konu olan alacağın müvekkilinin vefat eden babasına ait olduğunu, müvekkilinin diğer mirasçılar ile birlikte ... l.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/461 Esas ve 2011/575 Karar sayılı dava dosyası ile mirası reddettiklerini, diğer mirasçıların takibe itiraz etmelerine rağmen, müvekkilin itiraz edememesi sebebiyle takibin kesinleştiği ve maaşından kesinti yapılmaya başlandığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini,icra takibinin iptali ile davalının kötü niyetli olması nedeni ile takip tutarının %20 si oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Borçlu 13.02.2012 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürmüş, mahkemece istem yerinde görülerek icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 33/a-1. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilir. T.T.K.'nun 720/2.maddesi gereğince, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin, "ibraz günü de gösterilmek suretiyle" çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespiti gerekir. Aksi takdirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Somut olayda takip dayanağı belgede ibraz tarihi bulunmadığından, alacaklı, TTK'nun 708 ve 720. maddeleri uyarınca müracaat hakkını yitirmiştir....

          İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler. Somut olayda, zamanaşımı şikayetinde bulunan borçlu ... İnş. San. Tic. Tur. Ltd. Şti'nin aynı takip dosyasıyla alakalı olarak 30.05.2008 tarihinde takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetinde bulunduğu, bu şikayet üzerine .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.06.2008 tarih ve 2008/699 E.-2008/811 K. sayılı kararı ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesi kapsamında, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa şikayetidir. Mahkemece hükme esas alınan 27.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, 09.04.2010 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamen kapandığı ve 285,25 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup, şikayet başvurusunun yapıldığı 22.02.2011 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamının ödenmiş olduğu açıktır. O halde; mahkemece, İİK'nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun itfa edilmesi sebebiyle istemin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Somut olayda alacaklı tarafından kambiyo vasfında olan dört adet bonoya dayalı olarak başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya ....01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ....01.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ....06.2010 ile 28.02.2014 tarihleri arasında takip dayanağı bonolar yönünden zamanaşımının gerçekleştiği sebebine dayalı olarak takibin talikine veya iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Bu durumda, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede takibin işlemsiz bırakıldığını ve zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş olup, bu şikayet yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca süreye tâbi olmadığından, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'...

                Davacı vekilinin delil olarak dayandığı ----kararının incelenmesinde davacının----sayılı dosyasına yaptığı itiraz üzerine itirazın iptali davası açtığı, takibin yetkisiz yerde yapılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın ------ tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

                  Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan maddede başvurunun İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir. Somut olayda takip dayanağı bono 17/02/2018 vade tarihli olup, takip borçlusu davacılar keşideci ve avalist murisleri olup, vade tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçilmesi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu