Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının takibe konu çeki ciro ettiğini kabul ettiğini, imzaya itiraz etmeyerek borca itiraz etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı vekilinin müvekkil şirkete değil başka bir şirkete borcu olduğunu beyan ettiğini, davacının icra dosyası borçlusu olduğundan bahisle, davanın reddine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Didim İcra Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda; davacının yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının ayrı ayrı reddine, takibin durdurulmasına karar verildiğinden asıl alacağın %20'si oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir....

Bonolarda takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile İİK.nun 33/a maddesi gereğince süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). O halde, takip sonrası zamanaşımı itirazı süresiz olarak ileri sürülebileceğinden itirazın TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İlk derece mahkemesince; İİK'nın 71/2. maddesinde; Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır. düzenlemesinin yer aldığı, İİK'nın 33/a-l. maddesinde ise, ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verir....

    Çankırı İcra Müdürlüğü'nün 2017/3642 sayılı dosyasının incelenmesinde; 28/11/2017 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında 28/11/2016 keşide tarihli, 01/03/2017 vadeli bonoya dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığı, borca ve fer'ilerine itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. Çankırı İcra Müdürlüğü'nün 2018/2291 sayılı dosyasının incelenmesinde; 11/07/2018 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında yukarıda belirtilen bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, başvurunun yasal süresi içinde yapıldığı anlaşılmıştır. İcra takibinin mükerrer olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamaz. Öte yandan sonraki takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapılmış olmasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay 12HD. 2019/6203E. 2020/4075K.)...

    Bu nedenle takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 5464 sayılı Yasa'nın 26/3. maddesine göre belirlenen değişen oranlarda faiz uygulanmalıdır. Borçlunun takibe itiraz etmemesi kamu düzenine aykırı şekilde takip sonrası için istenilen faiz oranına şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Somut olayda; Mahkemenin kabulünün aksine, davacı borçlu icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında takip sonrası için işletilen faiz oranı ve miktarına karşı şikayet yoluna başvurmuş olup, yukarıda açıklanan düzenlemeler gereğince davacının talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmesi isabetsizdir....

    Hukuk Dairesince de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, murisin takipten önce ölmesi ve mirası red süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapmaları durumunda geçerli olup, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar....

    Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E. - 2014/929 K. sayılı kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır ( Yargıtay 12. HD'nin 09.07.2020 tarihli, 2019/11002 E, 2020/6831 K. sayılı içtihadı). Somut olayda, mirasın reddine ilişkin karar ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden sonra verildiğinden, davacıların başvurusu borca itiraz değil, şikayet mahiyetindedir....

    Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; alacaklının takip dosyasında uzun süre işlem yapmamasının takibi sürdürme iradesinin yokluğu şeklinde yorumlanamayacağını, dosya işlemden kaldırılsa da yenilemeyle takibin canlandırılabileceğini, alacaklının takibi devam ettirme iradesinin bulunmadığına dair vazgeçme ya da benzeri beyanının bulunmadığını, dosyanın işlemden kaldırılmasının takibin bittiği anlamına gelmediğini, alacaklı vekilinin duruşmaya katılarak davanın reddine karar verilmesinin dahi takibi sürdürme iradesinin varlığını işaret ettiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte zamanaşımı itirazına ilişkin olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nın 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir....

    maddesinde düzenlenen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı bonoların zorla imzalatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, yargılama aşamasında da borçlunun protokol sunarak borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itfa itirazını 5 günlük sürede şikayet dilekçesi ile belirtmediği, alacaklının protokolü kabul etmediği, senetlerin ve ibra protokolünün zorla alındığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden önce sunmuş olduğu, 25.04.2014 tarihli taraflar arasında anlaşma ve ibra protokolü başlıklı belgede takip konusu borcun ibra edildiği görülmektedir. Alacaklının protokoldeki imzaya itirazı olmadığına göre, alacaklının protokole karşı diğer beyanları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. O halde mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesine göre itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Müdürlüğünün 2010/525 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, yetkiye, borca ve imzaya itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, 06/12/2016 tarihinden itibaren herhangi bir işlem görmeyen icra takip dosyasının kapatılarak Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/8340 Esas sayılı dosyasına kapalı olarak aktarılmasına verildiğini, ancak işlemsiz bırakılan takibin haksız ve dayanaksız olduğunu, İ.İ.K'nın 71/2 maddesi yollaması ile aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının gerektiğini, dosyanın üç yılı aşan bir süre boyunca işlemsiz bırakıldığını ve halende kapalı durumda olduğunu, bu nedenlerle zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/8340 Esas sayılı takip dosyasından İİK.33/1 maddesi gereği icranın geri bırakılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....

      UYAP Entegrasyonu