- K A R A R - Davacı vekili,davalı bankanın müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı bankaya hiç bir borcunun olmadığını, borca konu olan alacağın müvekkilinin vefat eden babasına ait olduğunu, müvekkilinin diğer mirasçılar ile birlikte ... l.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/461 Esas ve 2011/575 Karar sayılı dava dosyası ile mirası reddettiklerini, diğer mirasçıların takibe itiraz etmelerine rağmen, müvekkilin itiraz edememesi sebebiyle takibin kesinleştiği ve maaşından kesinti yapılmaya başlandığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini,icra takibinin iptali ile davalının kötü niyetli olması nedeni ile takip tutarının %20 si oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekilinin delil olarak dayandığı ----kararının incelenmesinde davacının----sayılı dosyasına yaptığı itiraz üzerine itirazın iptali davası açtığı, takibin yetkisiz yerde yapılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın ------ tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 3....
Ve 170. maddeleri gereğince borca ve imzaya itiraz edemezler.Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK'nun 71. maddesi ) ve benzer itirazlar olabilir.Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir.Somut olayda, muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki kesinleşen takibin devamı niteliğinde olduğundan mirasçıların borcun, murisin sağlığında ödenmiş olduğuna yönelik itirazları İİK'nun 71.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa itirazı niteliğindedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/432 ESAS, 2021/173 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, borca konu senetlerin işletme devri nedeniyle verildiğini, senetlerin alacaklı kısmı, tarih kısmı, nakden yazan kısım ve düzenleme tarihinin boş olarak verildiğini ve bu kısımlardaki yazıların müvekkillerine ait olmadığını, işletme devri dolayısıyla verilen senetlerin tamamının ödenmesine rağmen müvekkillerine iade edilmeyerek takip konusu yapıldığını, faiz ve ferilerine de itiraz ettiklerini belirterek borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 8....
Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 Esas sayılı dosyasından menfi tespit davasının açılmış olduğunu, ancak başlatılan icra takibinde müvekkili şirket ciranta olmasına rağmen takip talebinde ve ödeme emrinde müvekkili şirketin çek tazminatından sorumlu tutulduğunu, faiz oranına itiraz ettiklerini ve işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürerek itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, " mahkememizin 2021/170 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından borca itiraza ilişkin bu davadan önce 11.02.2021 tarihinde Mahkememiz nezdinde 2021/170 E. Sayılı dosya ile yetki itirazında bulunduğu, söz konusu itiraz dilekçesinde sadece yetkiye itiraz ettiği, sonraki tarihli işbu davada öne sürdüğü borca itirazın esasına ilişkin itirazlarını da 2004 sayılı İİK'nın 50. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince işbu yetki itirazına ilişkin 2021/170 E....
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, herhangi bir süreye bağlı olmayıp İİK’nun 71/2. maddesi uyarınca her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. Mahkemece, borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ve İİK'nun 78/2.maddesi gereğince takibin iptali talebi olduğu gözetilerek bu bağlamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir. O halde mahkemece, borçlunun İİK.nun 71/2.maddesi kapsamında yaptığı zamanaşımına ve İİK'nun 78/2.maddesine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/10/2018 tarihli ara kararı ile dava konusu çekler nedeniyle başlatılacak icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, borca faize ve çek tazminatına itiraz ettiklerini belirterek, işbu icra takibine konu çek ile ilgili olarak anılan mahkemenin 31/10/2018 tarihli tedbir kararı uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kapital Faktoring A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; borca olan itirazın yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu, sınırlı inceleme yetkisine haiz olan İcra Hukuk Mahkemesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, bu nedenle davacı tarafın mevcut itirazlarının reddi ile birlikte %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının itirazının süresinde olmadığını, dava dilekçesinde borçlunun borca itiraz etmediğini, ancak tensip zabtında imzaya itiraz edildiğinden bahsedildiğini, söz konusu takibin kesinleşmesinin ardından iş bu davanın açıldığını, bu nedenle takibin durdurulması için %15 oranında teminat yatırılması gerektiğini, davacının borçlu olmadığını resmi belge ile ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Dosyanın takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi içeriğini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....