WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hüküm, borçluya borca aykırı davranarak ve böylece ifası gereken edim yerine kararlaştırılan ceza koşulunu ödeyerek borçtan kurtulma olanağını vermemektedir. Borçlu borca aykırı davrandığı takdirde, sözleşmede ceza koşulu kararlaştırılmasına rağmen, alacaklı borçludan aynen ifayı talep edebilir. Bu nedenle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/I. maddesinde (818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158/I.)’de borçlu ya borca aykırı davranarak bunun yerine ceza koşulu ödeyip borçtan kurtulma yetkisini değil, buna karar verme yetkisini alacaklıya vermiştir. Alacaklı, borçlunun borca aykırı davranışı halinde, aynen ifayı talep edebileceği gibi, bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini talep edebilir. Burada, alacaklıya tanınmış bir seçimlik hak söz konusudur. Bu nedenledir ki, ceza koşulunun bu türüne “seçimlik ceza koşulu” (seçimlik cezai şart) adı verilmektedir (Ahmet M. KILIÇOĞLU, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Bası, Ankara 2012, s. 773)....

    Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının, alacaklı tarafta bulunan davalı şirketle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını ve çekteki imzanın şirketin devir tarihindeki temsilcisine ait olmadığını belirtilerek dava açtığı, davalı ise, davacı şirket temsilcisinin çeki kendisinin keşide etmediğine dair iddialarının borçtan kurtulma amacı taşıdığını,şirket tarafından düzenlenen çek yönünden imza incelemesi yapılarak davanın reddini talep etmiştir. Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 11/05/2022 tarihli cevabında, ... tarihinde ...'nin hisselerini ...'ya devrettiği, mahkememizce imza incelemesi için aldırılan raporda, çekteki keşideci imzasının çek keşide tarihinde şirket temsilcisi olan ...'...

      İtirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı koymamıştır. Oysa, borçtan kurtulma davası (madde 69/2), menfi tespit ve istirdat davaları (madde 72/8, madde 89/3) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş olup, bu davalar icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir. İtirazın iptali davası için böyle bir özel yetki hükmü bulunmadığından ve mahkemelerin yetkisi ancak kanunla düzenleneceğinden (Anayasa madde 142), icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HUMK. 9. (HMK. 6 vd.) maddelerine göre yetkili değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamaz." (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku Cilt.1 Sy.287 vd.) bu haliyle her ne kadar icra takibi aşamasında yetki itirazında bulunulmamış ise de davalı tarafından yargılama aşamasında yetki itirazında bulunulduğu, davalının ikamet adresinin "Bülbül Mahallesi Cumhuriyet Sok....

      İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). 23....

        DAVA KONUSU : Borçtan Kurtulma Davası KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17661 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine İstanbul Anadolu 6....

        DAVA KONUSU : Borçtan Kurtulma Davası KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17661 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine İstanbul Anadolu 6....

        Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadaki deliller ve gerekçeli karar arasında bağlantı kurulmadığını, ilk derece mahkemesince alacağın yargılama gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen tutanaklar ile sabit olduğunu, son ödeme tarihinde belirtilen borcun ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu ve yaklaşık ispat şartının fazlasıyla yerine getirildiğine yönelik herhangi bir şüphe bulunmadığını, alacak miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. maddeleri uyarınca hukuki güvence kapsamında ihtiyati haciz talebinini kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/482 Esas KARAR NO:2022/734 DAVA:Borçtan Kurtulma Davası DAVA TARİHİ:03/08/2017 KARAR TARİHİ:23/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket aleyhine ....İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ancak davacının takipte belirtilen borç miktarı ile sorumlu olmadığını, başlatılan takipte üç borçludan söz edildiğini, borçluların ... Müh.Elek.Mak.İnş.San ve Tic.Ltd.Şti, ... İlt. Tes.Elek. Mak. İnş.San ve Tic.Ltd.Şti ve ... Müh.El. Mak.İnş.San ve Tic.Ltd.Şti olduğunu ve davacı şirketin söz konusu dosyada ... İli ... İlçesi, ... Mahallesi 6935 Ada 7 Parsel ve 11 nolu bağımsız bölüm için ipotek borçlusu olduğunu, dosyanın ilerleyen tarihlerde davalı ...'a temlik edildiğini, söz konusu dosyada ...'in 146.846,00 TL nakdi borcu, ...'nın 5.600,00 TL nakdi borcu ve ...'...

            Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalının kaçak elektrik kullandığının dosyadaki deliller ile sabit olduğunu, ihtiyati haciz prosedürü için kanun ve Yargıtay'ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, vadesi gelmiş bir borcun alacaklı tarafından yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiği, müvekkilinin kurum alacağının yaklaşık ispat koşulunun da üzerinde ortaya konulmuş olmasının yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiği, hukuka uygun olarak düzenlenmiş kaçak zapt tutanağı ile alacağın ortaya konulduğu, kesin delil niteliğinde olan işbu kaçak zapt tutanaklarının alacağın varlığını kanıtlar nitelikte olduğunun açık olduğu, borcun muaccel olduğuna ve yaklaşık ispat şartının fazlasıyla yerine getirildiğine yönelik herhangi bir şüphe bulunmamakla birlikte alacağın miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. maddeleri...

              Asliye Hukuk Mahkemesinde, Reyhanlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde davalar açıldığını, bu şekilde telafisi imkansız zararlar doğacağının aşikar olduğunu, bu davaların hemen hemen tamamında lehlerine bilirkişi raporları ve kararları bulunduğunu, dava konusu faturanın normal dönem tahakkuku olan tüketim bedeli olduğunu, bu itibarla davacı şirket borçtan kurtulma amacında olduğunu ortada telafisi imkansız bir zararın doğacağından bahsedilemeyeceği gibi olumsuz sakıncalı zararlı ihtimal olmadığını, ihtiyati tedbir kararının şartları oluşmadığını, talep eden taraf dilekçesinde dayandığı tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, yerel mahkeme ara kararının incelenerek bozulmasına ve düzeltilerek hüküm kurulmasına, karar kesinleşinceye kadar tedbir kararının itirazları nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu