Konkordato tasdik nedeniyle hacizlerin fekkini talep eden taraf mahkememize 15 Kasım 2020 tarihli İstanbul 14.İcra Müdürlüğü kararını emsal olarak sunmuş ancak yerel mahkemeyi bağlayacak olan İçtihadi Birleştirme Kararı olduğunu göz ardı etmiştir Mahkememizce tüm dosya incelenmiş Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi başkanı Kemal Şengül’ün muhalefet şerhi ile aynı düşüncede olduğumuz ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi 2019/214Esas 2019/1125Karar sayılı İlamı Doğrultusunda davacı borçlu şirketin banka hesapları ve taşınmazlarına konulan hacizlerin, geçici mühlet kararından önce işlendiği ve İİK 304. Maddesi gereği hacizlerin kaldırılması için konkordato tasdik kararının kesinleşmesi gerektiği; icra müdürlüğü kararı isabetli olup davacı vekilinin hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 6....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: A) DAVACI VEKİLİNİN TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından Diyarbakır İcra Dairesinin ... numaralı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takip dosyasında iddia edilen alacaklara ilişkin fatura veya ilgili tahakkuk evraklarının bulunmadığını, müvekkili idareye ait taşınmazların kamu yararına tahsis edildiğinden haczedilemeyeceğini ileri sürerek takip dosyasına konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemiyle açmış olduğu davada, takip dosyasında müvekkili aleyhine uygulanan hacizlerin kaldırılması ile takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. B) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ...... tarih, ......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması talebini ret kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, takibe dayanak ilam uyarınca usulüne uygun olarak tedbir kararından önce takip borçlusu davacının icra dosyası alacaklarına ve banka hesaplarına haciz konması amacıyla 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde bulunulduğunu ve icra dosyası kapsamında haciz aşamasına geçildiğini, müvekkili bakımından husumet yokluğu olduğunu beyan ederek hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine sahte imzalı senetlere dayalı alacaklı sıfatıyla icra takibi yaptığını, takibe konu senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, belirterek müvekkili aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takip dosyalarında müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ve % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde dava açması gerektiğini, senedi ...'...
araç üzerine 2005/11013 ve 2012/14615 sayılı dosyalardan konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmiştir....
sahip bir şirket adına yapılan icra takibinde, alacaklı tarafından müvekkilinin vergi numarasının bildirilmesi neticesinde müvekkilinin mal varlığına haciz uygulandığından, bu hacizlerin kaldırılması talebinin reddi kararının şikayet konusu edildiğini, icra dosyasına bakıldığında da dosyada senedi düzenleyen ve borçlu olan şirketin T1 San....
Mahkemece; yargılama aşamasında dosya borcunun infaz edildiği ve davaya konu hacizlerin fekkedildiği gerekçesiyle şikayetin konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm; şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra para gönderildiği, alacaklılara ödendiği ve borçlu vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine İcra Müdürlüğü'nce ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesi haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayet nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; "...kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar verildiği, feshe dair kararın 01.07.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki dosyaya konu kaldırılması istenilen hacizlerin dava dışı müteahhit borcundan kaynaklandığı, terkini istenilen icra dosyalarındaki borcun davacı arsa sahiplerine ait borçlar olmadığı, benzer dosyalarda yüksek mahkemece davalı haciz lehdarlarının iyiniyetinin gözetilemeyeceğine dair kararlar tesis edildiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar T1 ve Nazife Demirci'nin davalılara karşı, davacıların tapuda adına kayıtlı Konya İli Karatay İlçesi Erenler Mahallesinde yer alan 22551 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan hacizler yönüyle borçlu olmadığının tespiti ile işbu hacizlerin kaldırılmasına, davalı T24 yönüyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, müvekkil şirket hakkında iflas erteleme davası kapsamında 22.06.2015 tarihinde tedbir kararı verilmesine rağmen, tedbir karar tarihinden sonra haciz işlemi yapıldığını, bu hacizlerin kaldırılması için yaptıkları başvurunun icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkeme, şikayetin reddine karar vermiştir. ......
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceğinden, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....