Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, faturadan kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında, takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamaktadır. Takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılması da mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenen itirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gerekmekte olup sonucuyla da takibin devamına etkili bir dava türüdür ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır....
Eldeki dava, ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır. Uyuşmazlık davacının davalının hesabına yatırdığı paranın borç olarak verilip verilmediği noktasındadır. 6098 sayılı TBK 555 (818 sayılı Borçlar Kanununun 457) ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (...09.06.2004 tarih 2004/4-362 E.-2004/347 K.). Davacı tarafından davalıya gönderilen 23.05.2014 tarihli havale içeriğinde “15 gün geri ödemeli borç verme” kaydı bulunmaktadır. Davalı, taşınmazın satış bedeline ilişkin olduğunu, borç ilişkisi olmadığını savunarak havale dekontu üzerindeki borç olarak gönderildiği kaydını kabul etmemiştir....
ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....
emrinde ve borç muhtırasında müvekkili aleyhine harç hesaplanmasının da hatalı olduğunu beyanla takibin, icra emrinin ve borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince; "...her ne kadar davacı tarafından, davalı ile aralarında borç ilişkisinin bulunduğu ve bu ilişkiden kaynaklı borcun ödenmediği öne sürülse de çekin bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösteren karine olması, bu karinenin aksini çeki ciro edenin ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından, borç miktarı dikkate alındığında davaya konu çeklerin borç için davalıya teslim edildiğini ispata yarar yazılı bir belge ibraz edilmediği, ticari ilişki haricinde çekin verilmesinin tek başına ispata yarar olmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisini ispata yarar başka delillerin de ibraz edilmesinin gerektiği, davanın dayanağı olan hukuki işlemin dava tarihi itibariyle değerine göre, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı borç ilişkisini yazılı delille ispatlamasının gerektiği, davalı tarafça da akdi ilişkinin tümden inkar edildiği ve taraflar arasında borç alımına dair bir ikrarının bulunmadığı ...” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş; bu karar davacı...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozulması gerektiğini, borç olarak verildiğini belirten banka dekontuna itibar etmeyip davalının somut beyanlarına itibar ederek davayı hukuka aykırı olarak reddettiğini, 30.09.2018 tarihinde banka kanalı ile açıklama kısmına "BORÇ" yazılarak verilen 15.200,00 TL yine 30.09.2018 tarihinde banka kanalı ile açıklama kısmına "BORÇ" yazılarak havale edilen 200,00 TL tutarındaki toplam 15.400,00 TL tutarında alacağın davalı tarafa borç verildiğini defaten yapılan görüşmelerden sonuç alınmayınca icra takibine başlandığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali davasında yerel mahkemenin dekontlara itibar etmeyip, davalının soyut beyanlarına itibar ederek davayı reddetmesinin usul, yasa ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan Finansbank'ın 11/03/2016 tarihli dekontunun incelenmesinde: Para gönderenin T1 alıcının Aylin Mızrak olduğu, 800,00 TL'nin "Aylin borç" kaydı düşülerek EFT yoluyla gönderildiği, diğer dekontlarda ise borç kaydı bulunmadığı görülmüştür. Davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği görülmüştür. "...İİK'nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında, takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamaktadır. Takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılması da mümkün bulunmamaktadır....
Somut olayda; hükme esas alınan 26.02.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, talep doğrultusunda bakiye borç hesabı yönünde hesap yapılması isabetli görülmüş ise de, borçlu tarafından 14/05/2015 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali talep edilmesine rağmen mahkemece buna ilişkin değerlendirme yapılmaması ve talep olmadığı halde 09/06/2015 tarihli dosya kapak hesabı yönünden hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. O halde, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak, gerektiğinde hüküm kurmaya elverişli ve yeterli ek rapor aldırılmak suretiyle 14/05/2015 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali talebine ilişkin olarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak borçlunun talebini aşar şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla eşi davalı ...'e muvazaalı borç senedi vererek hakkındaki icra takibine itiraz etmediğini ve maaşına haciz konulduğunu belirterek muvazaalı borç ikrarı nedeniyle Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2003/6525 takip dosyasından borçlunun maaşına haciz konulmasına ilişkin tasarrufun iptali ile davalı ... ... tarafından tahsil edilen tutarın tazminat olarak tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar vekili,dava konusu haczin kaldırıldığını, davacının haczinin 1.sıraya yükseldiğini belirterek davanın konusuz kaldığını savunmuştur....
Davacılar, ... tarafından davalıdan borç alındığını, bu borca karşılık da mülkiyeti Yalçın'a ait 641 ada 80 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no.lu meskenin davalıya devredildiğini, tarafların 19.07.2002 tarihli "protokoldür" başlıklı bir sözleşme yaparak borcun ödenmesini ödeme planına bağladıklarını, borç ödendiğinde dairenin Sabahat Kaya'ya devredileceğinin kararlaştırıldığını, borcun tamamı ödendiği hâlde davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek tapunun iptali ile ... adına tescilini olmazsa davalıya ödenen 21.500 Euronun tahsilini, ya da tapunun iptali ile Sabahat Kaya mirasçıları adına tescilini olmazsa 60.200,00 TL'nın tahsilini istemişlerdir. Davalı, sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğunu, sözleşme nedeniyle Sabahat Kaya mirasçılarının davayla ilgisi bulunmadığını, sözleşmeye uymayan tarafın davacı ... olduğunu, davacının belirlenen tarihlerde ödeme yapmadığını, sözleşmenin hükümsüz kaldığını belirterek davanı reddini savunmuştur....