Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan , eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan , bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1)....

    HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; (1)Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, (2)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, (3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, (4)Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine, Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 22/06/2023 Katip ... ✍e-imzalıdır. Hakim ... ✍e-imzalıdır....

      Maddesine göre de kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağını, iş bu sebeple avalin kefalet hükmünde olmasına binaen, bonoda aval verenin eşinin rızası alınmadan 'Aval içindir.' ibaresinin bono üzerinde imzalanmaması sebebiyle aval geçersiz olup ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini,ayrıca ihtiyati hacze konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bu sebeple ihtiyati haciz kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğunu beyan ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 03/03/2021 TARİHLİ EK KARARI: İlk derece mahkemesince itiraz üzerine duruşma açılarak yapılan değerlendirme sonucunda; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir....

        Bononun düzenleme nedeni olarak metninde yer alan nakden ibaresi ödünç para karşılığı düzenlendiği, malen ibaresi ise alınan mal karşılığı düzenlendiği anlamına gelmektedir. Bononun bedelsiz olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu yada bono üzerinde yer alan nakden/malen kaydının gerçeği yansıtmadığı iddialarını iddia eden tarafın ispatlaması gerekmektedir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/490 KARAR NO : 2021/286 DAVA : KIYMETLİ EVRAK İPTALİ (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 14/09/2020 KARAR TARİHİ : 06/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA/ Davacı dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi ... Şti. olan ... emruhavelesine düzenlenmiş 02/05/2020 vadeli 5.287,61 TL bedelli olan 1 adet senedin rızası dışında zayi olduğunu bu nedenle rızası dışında elinden çıkan senedin ödeme yasağı konularak iptalini talep ve dava etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi vasıtasıyla dava konusu 1 adet senette hak iddia edenlerin başvuruda bulunabilmesi için ilan yapılmış, ilan süresi içerisinde herhangi bir başvuruda bulunulmadığı görülmüştür.Davacı tarafça ibraz edilen deliller incelenmiştir. Dava, TTK m.778/1-ı yollaması ile TTK m.757 ve devamı maddeleri gereğince zayi nedeniyle bono iptali istemine ilişkindir....

            Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu ipotek verilirken tapu kaydında taşınmazların arsa vasfında olduğunun görüldüğünü ve arsa olarak ipotek tesisi yapıldığını, Türk Medeni Kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığı görüldüğünü, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan Aile Konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, ancak bu sınırlamanın yalnızca aile konutu vasfına haiz taşınmaz için geçerli olduğunu, bu doğrultuda taşınmaz aile konutu olarak nitelendirilemeyecekse malik olan eşin diğer eşin rızası aranmaksızın maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edebileceğini, davaya konu taşınmazın ise aile konutu vasfına sahip olmadığını, dolayısıyla TMK hükümleri gereğince aile konutu olmayan yerin ipotek tesisinde (arsa) muvafakatinin gerekmediğini, dolayısıyla davacı tarafın ipotekten haberi olmadığı, ipotek...

              Halk Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu ipotek verilirken tapu kaydında taşınmazların arsa vasfında olduğunun görüldüğünü ve arsa olarak ipotek tesisi yapıldığını, Türk Medeni Kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığı görüldüğünü, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan Aile Konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, ancak bu sınırlamanın yalnızca aile konutu vasfına haiz taşınmaz için geçerli olduğunu, bu doğrultuda taşınmaz aile konutu olarak nitelendirilemeyecekse malik olan eşin diğer eşin rızası aranmaksızın maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edebileceğini, davaya konu taşınmazın ise aile konutu vasfına sahip olmadığını, dolayısıyla TMK hükümleri gereğince aile konutu olmayan yerin ipotek tesisinde (arsa) muvafakatinin gerekmediğini, dolayısıyla davacı tarafın ipotekten haberi olmadığı...

              Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan aile konutunu malik olmayan eşin açık rızası olmadan devredemez. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir. Somut olayda, davalı Yaşar, dava konusu aile konutunu diğer davalılara devretmiş, bu işlem sırasında davalı tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere “geçerli olduğunu” kabul etmek imkansızdır....

                TTK'nın 776. maddesine göre: (1) Bono veya emre yazılı senet; a)Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, c) Vadeyi, d) Ödeme yerini, e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını, f) Düzenlenme tarihini ve yerini, g) Düzenleyenin imzasını, içerir. TTK'nın 777. maddesine göre: (1) İkinci ila dördüncü fıkralarda yazılı haller saklı kalmak üzere, 776 ncı maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz. 2) Vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır. 3) Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır. 4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır....

                  Ancak, “sağ kalan ” konumundaki davacı kadın eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca Türk Medeni Kanunun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal hakları bulunmaktadır. Sağ kalan eşin, bu düzenlemelerde yer alan hakları için ayrıca bir dava açması zorunlu olmayabilir. Çünkü sağ kalan ve diğer mirasçılar, dava açılmadan yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler. Rızaya dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan , aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı da dava açabilir. Bu sebeple, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, davacı kadın açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanununun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, aile konutuna sağlanan koruma da sona ermemiştir. Davacı kadın eşin davadaki hukuki yararı devam etmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu