Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

    DAVA KONUSU : Kişisel İlişki, Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle: tarafların boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiğini, anne ile kişisel ilişki kurulduğunu, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, boşanmadan sonra davalının hemen başka biri ile birlikte yaşadığını, bu kişinin evli ve çocuklu olduğunu ve aile apartmanında başka bir dairede birlikte yaşadıklarını, küçüğün anne ile görüş günlerinin standartların dışında olduğunu ve annenin başka biri ile nikahsız yaşaması nedeni ile çocuğun psikolojik etkilendiğini, küçüğün anaokuluna başlayacağını o nedenle kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ettiği anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Kaynaklı Yoksulluk Nafakası-Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat ile yoksuluk nafakası talebine ilişkindir. Dava değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabidir. Nispi harça tabi davalarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir (Harçlar Kanunu md.28/a) Yargısal işlemlerde alınacak harçlar ödenmedikçe yargılamaya devam edilerek hüküm verilmez. Davacı dava dilekçesiyle maktu harç yatırmıştır....

      Ancak TMK 181. maddesi uyarınca "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış ölüme bağlı tasarruflarla, kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunu ispatlaması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." hükmüne yer vermiş olup, bu hüküm gereğince ölen eşin mirasçılarının davayı takip etmek istemeleri mümkündür....

      Dairemizce; tarafların istinaf başvuruları ve re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller yönünden yapılan inceleme neticesinde; TMK.nun 181/2. maddesinde; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. (Değişik ikinci fıkra: 31/3/2011- 6217/19 md.) Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." denilmektedir. Dosya içindeki nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesiyle davacı T1 ilk derece mahkemesinin nihai kararından sonra henüz karar kesinleşmeden 18/09/2022 tarihinde vefat ettiği, gerekçeli kararın davalıya 07/11/2022 tarihinde davacı mirasçılarına 13/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, mirasçıların kusurun belirlenmesi yönünde davaya devam etmek üzere kararı istinaf ettikleri görülmüştür....

      İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 nci maddesinde "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. (Değişik ikinci fıkra: 31/3/2011-6217/19 md.) Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." düzenlemesi bulunmaktadır. 3. Değerlendirme İncelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının Bölge Adliye Mahkemesi kararında değerlendirilmiş olduğu anlaşılarak davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. VI....

        İstinaf Sebepleri Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını belirterek kararı kusur belirlemesi ve kadının erkeğe mirasçı olamayacağına, boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları kaybettiğine ilişkin verilen hüküm yönünden istinaf etmiştir. C....

          Somut olayda; davalı Kurum kontrol memuru tarafından sunulan rapor ile davacı ve eski eşinin boşanmadan sonra aynı çatı altında karı-koca gibi yaşamaya devam ettiklerinin tespit edilmiş olması, özellikle davacı ile eski eşinin aynı binanın kapı numaraları farklı olan iki dairesinde oturmaları ve boşanmadan sonra dünyaya gelen çocuğun eski eş tarafından tanınması gözönünde bulundurulduğunda, davacının eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşadığının anlaşılmasına rağmen yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            e tebliğ edileceği yerde davalı durumunda bulunan ve davacıdan boşanan eski eşi davalı ...'a tebliğ edilmiştir. Bu nedenle yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde kararın davacı ...'e tebliği, temyiz süresinin beklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              ın TUTUKLULUK HALİNİN KALDIRILMASI ve başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse DERHAL SALIVERİLMESİNE, tahliye kararının yerine getirilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu