Yanlışlıkla veya bile bile çocuğun anası olarak, doğuran kadın yerine başka bir kadının gösterilmesi ve onu doğurmamış olan kadının üzerine tescil edilmesi halinde bile, bu kişi ile çocuk arasında bir soybağı ilişkisi kurulmuş olmaz. Böyle bir durumda, nüfus kütüğündeki ana ismine ilişkin kaydın düzeltilmesi istenebilir. Ama bu dava bir soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesine (TMK. m.39) ilişkin bir davadır. Davada; davacı, kendi üzerine kayıtlı olan küçük ...'ün, evlilik birliğinin devamı sırasında kocasının bir başka kadınla evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, çocuğun, eşi tarafından kendisinden doğmuş gibi nüfusa yazdırıIdığını ileri sürdüğüne ve kaydından düşürülmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanununun 286’ncı maddesinde düzenlenen soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesi niteliğindedir. Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. (TMK....
Mahkeme kararına karşı, davacı mirasçıları süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuş olup, istinaflarında, kadının kusurlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemişlerdir. Davacı-k.davalı erkeğin, yargılama sırasında 27/06/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Boşanma kararı kesinleşmeden önce eşlerden biri ölmüş olduğundan; evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davasının konusu kalmamıştır. Ancak TMK Madde 181 'de " Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. (Değişik fıkra: 31/03/2011- 6217 S.K 19. mad.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/377 ESAS 2019/229 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilerek davacı tarafından duruşma talebinde bulunulmuş olup, ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31/03/2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin verilmesine yönelik kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, hükmedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar...
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2021 tarih ve 2020/749 Esas, 2021/441 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamının incelenmesinde velayeti annede bulunan ortak çocuğun annenin soyadını taşımasında üstün menfaati bulunduğu gerekçesiyle ortak çocuğun soyadının davacının kızlık soyadı olan "Gümüştaş" soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir. B....
tescili esnasında Türk Medeni Kanunu uyarınca kadının eşinin tüm soyadlarını almakla yükümlü olduğunu belirterek evlenmeden sonraki soyadının T1 "olarak kayıtlara geçtiğini, bu haliyle de akademik kariyerinde zorluklar yaşadığını, buna benzer problemleri yaşayan kadınların son yıllarda açtığı davaların, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları, hükümleri gereğince " evlendikten sonra önceki soyadını kullanma haklarının koruması nedeniyle " bekarlık soyadlarının kullanmasına dair karar verildiğini, bu nedenlerle T1 " soyadının iptali ile kendi soyadı olan " Aytan" 'ın kullanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, evli kadının yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının, davalı-davacı koca ve ailesi hakkında büyü yaptıklarına ve kocasının erkekliğinin olmadığına ilişkin dedikodu çıkardığı ve kocasına ilgisiz davrandığı, davalı-davacı erkeğin ise davacı-davalı karısına şiddet uyguladığı, karısının ailesiyle görüşmesine izin vermediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı-davalı kadına göre, davalı-davacı erkek daha ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında az kusurlu davacı-davalı kadın yararına maddi manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davanın Çocuğun İsminin Değiştirilmesi ve Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) davasında; davacı taraf; hükmün tamamına yönelik süresinde istinaf başvuru talebinde bulunmuştur....