Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/377 ESAS 2019/229 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, evli kadının yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir....

    tescili esnasında Türk Medeni Kanunu uyarınca kadının eşinin tüm soyadlarını almakla yükümlü olduğunu belirterek evlenmeden sonraki soyadının T1 "olarak kayıtlara geçtiğini, bu haliyle de akademik kariyerinde zorluklar yaşadığını, buna benzer problemleri yaşayan kadınların son yıllarda açtığı davaların, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları, hükümleri gereğince " evlendikten sonra önceki soyadını kullanma haklarının koruması nedeniyle " bekarlık soyadlarının kullanmasına dair karar verildiğini, bu nedenlerle T1 " soyadının iptali ile kendi soyadı olan " Aytan" 'ın kullanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının, davalı-davacı koca ve ailesi hakkında büyü yaptıklarına ve kocasının erkekliğinin olmadığına ilişkin dedikodu çıkardığı ve kocasına ilgisiz davrandığı, davalı-davacı erkeğin ise davacı-davalı karısına şiddet uyguladığı, karısının ailesiyle görüşmesine izin vermediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı-davalı kadına göre, davalı-davacı erkek daha ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında az kusurlu davacı-davalı kadın yararına maddi manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiştir....

      Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiklerini, kadının ailesi tarafından doldurulduğunu, aile içindeki erkek ve ailesine hakaret ettiklerini, hor gördüklerini, tehdit ettiklerini, aşırı kıskançlık gösterdiğini, erkeğin dışarı çıkmasına izin vermediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek ve ev işi yapmadığını, Fransa'da soyadını değiştirmediğini, kapıda benim soyadım yazıyor defol git diye sürekli söylediğini, hakaret ettiğini, bayılma rahatsızlığını gizlediğini, erkeğin ailesini bayramlarda dahi aramadığını, saygı duymadığını, erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediğini, Türkiye'ye ziyarete geldiklerinde erkeğin ailesini ziyarete gelmediğini, eşini arayıp sormadığını, kadının abisinin erkeğin babasına hakaret ve tehdit ettiğini, balkona iç çamaşırı ile çıktığını, arkadaşları ile alkol aldığını, her anlaşmazlıkta ailesinin evine gittiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davanın Çocuğun İsminin Değiştirilmesi ve Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) davasında; davacı taraf; hükmün tamamına yönelik süresinde istinaf başvuru talebinde bulunmuştur....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2021 NUMARASI : 2020/892- 2021/224 DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Kayseri 4....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2021 NUMARASI : 2020/892- 2021/224 DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Kayseri 4....

      İstinaf incelemesine gönderilen dosyada, davacı vekilinin ibraz ettiği vekaletnamede çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasını takip etmek için özel yetki bulunmadığı, evveliyatla bu hususta vekile (Çocuğun, annesinin soyadını kullanmaya izin davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamesinin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya davacı asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve tebligatların bu ikinci halde davacı asile yapılmak sureti ile davacı asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesi bulunmayan avukat tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra yargılamanın yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar...

        Kadının, davaya itirazının, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı, az da olsa bir kusuru varsa dikkate alınabilir. Oysa kadının gerçekleşen bir kusuru bulunmamaktadır. Bu halde kadının "davanın reddini" istemesi hakkın kötüye kullanılması olarak görülemez. Öyleyse koca tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru görülmemiştir. b)Kadın tarafından açılan, "nafaka" davası, Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesine dayanmaktadır. Bir başka kadınla ilişkisi sebebiyle kocanın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, kadın ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklıdır....

          UYAP Entegrasyonu