İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacı annenin boşanmadan sonra çocukla fiziksel olarak bir, iki kere kişisel ilişki kurduğunu, ayda bir ya da iki kez çocuğu telefonla arayarak ilişki kurduğunu, davacının boşandıktan sonra yeni bir evlilik yaptığını, öncesinde başarılı bir öğrenim hayatı yaşayan çocuğun notlarının annesinin yanında kalmaya başladıktan sonra düştüğünü, müşterek çocuğun babası ile birlikte yaşamak istediğini açıkça beyan ettiğini, davalının yaşadığı Norveç ülkesinde yeni bir evlilik yaptığını ve bir çocuğunun daha olduğunu, davalının müşterek çocuğu yanında götürmek istediğini ancak davacının onay vermediğini, iş bu davada usulünce taraf teşkili sağlanmadığını, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 03/02/2021 tarih, 2018/366 Esas, 2021/76 Karar sayılı ilamı ile özetle; mevzuattaki çocuğun soyadına ilişkin düzenlemelerin anne ve baba arasında eşitsizlik ve hak ihlaline sebebiyet vermediği, velayet hakkını elinde bulunduran ebeveynin çocuğun soyadını değiştirme hakkına sahip olması halinde velayet hakkı her değiştiğinde çocuğun soyadının da değişmesinin mümkün hale geleceği ve bu durumun çocuğun menfaatine aykırı olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Değişen koşullar nedeniyle alınan 2 . raporda ise; 2017 doğumlu Yahşihan'ın ilk rapor düzenlendikten sonraki süreçte okula başladığı ve annesinin çalıştığı okula devam ettiği ,1 ayın yarısından fazlasında annesinin yanında kaldığı, yaklaşık 2,5 haftası annesinin yanında kaldığı, ilk alınan sosyal inceleme raporundan sonraki bazı koşulların değişmesi, çocuğun okula başlaması, okulun açık olduğu süreçlerde çoğunlukla annesi ile birlikte kalması, çocuğun babaannesi ile yalnız kalmaktan çekindiğine dair beyanları, müşterek çocuğun babaanne ve babasının kendisine kötü davrandığını ve annesi ile yaşamak istediğini açıkça dile getirmesi gözönünde bulundurularak müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki tesisi düzenlenmesinin uygun olacağı görüşü mahkemeye bildirilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet Hakkına Sahip Annenin Çocuğun Soyadını Kendi Soyadı İle Değiştirilmesi DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 11/05/2018 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, velayet hakkına sahip annenin, çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, eşinden boşandığını ve müşterek çocukları ...'un velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının oğlu ile ilgilenmediğini, babasının soyadı olan Özgeç soyadını taşımak istemediğini belirterek oğlunun Özgeç olan soyadının Dönmez olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, eşinden boşandığını ve müşterek çocukları ...'nın velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının kızı ile ilgilenmediğini, babasının soyadı olan ... soyadını taşımak istemediğini belirterek kızının ... olan soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, eşinden boşandığını ve müşterek çocukları ...'nin velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının oğlu ile ilgilenmediğini, babasının soyadı olan ... soyadını taşımak istemediğini belirterek oğlunun ... olan soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, eşinden boşandığını ve müşterek çocukları Kardelen'in velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının kızı ile ilgilenmediğini, bu nedenle kızı Kardelen'in babasının ... olan soyadını taşımak istemediğini belirterek kızının ... olan soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez....
Dairem uygulamasında çocuğun baba hanesine tesciline “engel hüküm” 4721 sayılı Türk Medenî Kanununda yer alan m. 321 hükmüdür: “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.” Yerleşik uygulamamıza bir örnek vermek gerekirse: “Türk Medenî Kanununun 321. maddesi ile “ Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır.” hükmü getirilmiştir. Bu nedenle, davalı İbrahim Sami Karakoç’un küçük Aren Demirhan’ın babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken babasının soyadının taşımasını sağlayacak şekilde, baba hanesine kaydedilmesine de karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”...
Kanun koyucu 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun yürürlüğe girdiği 29 Nisan 2006 tarihinden önce babalığa hüküm kararı alan ergin çocukların “ana soyadını” terkedip baba hanelerine naklinin ancak “müracaatları” durumunda gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Çocuk ergin değilse ana ve babanın birinin “müracaatı” zorunludur. Oysa tanımaya ilişkin “kalıcı düzenlemede” böyle bir “müracaat” koşulu aranmamıştır. Başka bir anlatımla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Geçici Madde 5 hükmüne göre hiçbir “müracaat” yoksa çocuk “ana soyadını” taşımaya devam ederek ana hanesine kalmaya devam edecektir. Müracaat yoksa “ana hanesinde” ve “ana soyadı” ile kalınmasından doğrusu hiç de rahatsız olunmamıştır. Kanun koyucu ergin çocuğa “seçenek” sunmaktadır. İster “ana soyadını” taşı ve ana hanende kal, ister “baba soyadını” taşı ve baba hanesine geç. Böyle bir uygulamanın çocuğun yararlarına uygunluğu tartışılamaz bile....