Kuşkusuz velâyet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir. Esasında çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir. Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velâyetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır....
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, çalışmasını istemediğini, ekomomik şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğa kötü muamelede bulunduğunu, hastalığı ile ilgilenmediğini, ortak çocuğun boşanma sonrasında anne ve babasının soyadının farklı olmasını istemediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalı eşin soyadının boşanmadan sonra kullanılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Ancak; Mağdurun evine geceleyin saat 4:00 sularında girerek, önce yatak odasından mağdurun kızına ait cep telefonunu alıp devamında, evin mutfak çekmecelerini karıştıran sanığın çıkardığı sesleri duyan, mağdurun annesinin, mağduru uyandırdığı, bu arada sanığın pencereden atlayarak kaçtığı, Mağdurun 4.3.2011 tarihli verdiği ifadesinde annesinin sanığı elinde bıçak olduğu halde görüp müdahale edemediğini söylediğini, annesinin hali hazırda vefat ettiğini, bıçağın da mutfaklarından alınmış olup halen kayıp olduğunu beyan etmesi; sanığın ise suça konu telefonun ilk kullanıcısı olarak olay tarihinden 2 gün sonra kullanmaya başladığı ve mahalleden soyadını ve açık kimliğini bilmediği ... isimli bir şahıstan bedel ödemeksizin alıp ve 3-4 gün kullandığı yönünde savunmada bulunması karşısında; öncelikle sanığın savunmasında gecen ... adli kişinin açık kimliği tespit edilip gereğinde konu hakkında beyanı alınıp sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 400 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, çocuğun annesinin kızlık soyadını kullanması talebinin ayrı bir yargılama konusu olduğundan reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı erkek süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı, müşterek çocuğun annesinin soyadını kullanmasına ilişkin talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesinde, davalı ile evlilik dışı ilişkisinden doğan ve tanıma suretiyle nüfusuna kaydedilen çocuğun soyadının annesinin soyadını taşıması gerekirken kendisinin soyadını taşıdığını açıklayarak, 31.05.2016 doğumlu çocuk ...'ın "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, 25.12.2017 tarihli dilekçe ile de davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince feragat nedeniyle davanın reddi ile davalı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, karara karşı davacı tarafından vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava karşılıklı olarak açılan TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından ön inceleme duruşmasında her iki tarafa tüm delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmiş, davalı-davacıya verilen kesin sürede bildireceği tanıklardan yargı çevresi dışındaki tanıklar için talimat yazılmasına, yargı çevresinde bulunan tanıklarının davacı-davalının tanıklarının dinlenmesinden sonra dinlenmesine karar verilmiş, davalı-davacı tarafından kesin süre geçtikten bir gün sonra delil dilekçesi dosyaya ibraz edilmiş, bildirdiği bir adet tanığının yargı çevresi dışında olması sebebi ile ilk derece mahkemesi tarafından tanık listesi süresinden sonra ibraz edildiğinden bu tanığın dinlenilmesi talebi reddedilerek karşı davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "davanın reddine, müşterek çocuğun velayet hususunun Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2018/41 Esas, 2018/144 Karar sayılı ilamı doğrultusunda ortak velayet (anne yanında kalacak ve baba ile şahsi ilişki aynen devam edecek şekilde) olarak devamına " karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; boşanmadan sonra annenin Çorlu'da yaşadığını, çocuğun baba ile kaldığını, dava açıldıktan sonra annenin çocuğu yanına aldığını, SİR raporunun davacının beyanı alınmadan düzenlendiğini, çocuğun da baba ile yaşamak istediğini, davalı kadın çocuğunu aldıktan sonra da erkek arkadaşı ile yaşadığını, ortak velayet düzenlenmesi veya devamına karar verilmesi için ancak tarafların anlaşmasının gerektiğini, bu şartın da bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davacının ... olan soyadının ... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile hükmün davacının 18 yaşından küçük çocuklarına da teşmiline karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının, ... ile evlenmekle ... soyadını aldığı, kocasının 20.04.2005 tarihinde öldüğü, davacının kocası hanesinde kaldığı ve onun soyadını kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2021 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasındaki protokolle davacı tarafından boşandıktan sonra davalının "..." soyadını kullanmasına izin verildiği, tarafların iki ortak çocuğu olduğu, bu çocuklardan ...'in velâyetinin davalı annede olduğu, çocuğun üstün yararının devam ettiği, davalının hekim olarak görev yaptığı, çok uzun süreden beri...soy adını kullandığı, bu soyad ile tıp camiasında tanınırlığının olduğu, taraflar arasındaki soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiği, davacı koca tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın ispat edilemediği, taraflar arasında kadın hakkında takipsizlik kararı ile sonuçlanan soruşturma dosyası bulunmasının da tek başına kocanın soyadının kullanımından kaynaklı zararına dayanak gösterilmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A....
Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....