Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15/08/2020 tarihli 2020/223 Esas, 2020/445 karar sayılı ilamıyla müvekkili aleyhine cezaya hükmedilmiş olsa da Türk Borçlar Kanunu uyarınca ceza mahkemesinin kararlarının hukuk mahkemesi kararlarını etkilemeyeceğini, Türkiye Barolar Birliği başkanlığı yapan davacının sürekli göz önünde bulunan ve hakla mal olmuş kişili hesaba katıldığında hakaret suçunun daha dikkatli irdelenmesi gerektiğini ve yakınılan ifadelerin ağır eleştiri kapsamında kalması gerektiğini, müvekkilinin yorumlarında yer alan söylemlerin, düşünce açıklaması vasfında olduğunu, davacının onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek ağırlıkta sövme fiili veya somut fiil ve olgu isnadı oluşturmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, paylaşımın içeriği, sebebi, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı anlaşılmakla, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 3.000TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun miktarda olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 4....
Somut olayda, paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının az olduğu, daha yüksek düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 1.500TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 11....
Somut olayda, davalı tarafından yapılan paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının fazla olduğu, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 1.500TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 19....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2021/16 ESAS, 2021/857 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, somut olayda davacı, davalının kendisine ait sosyal paylaşım sitesi olan Facebook hesabından, 16/05/2019 tarihinde yaptığı paylaşımı ile davacı asili hedef alacak şekilde "şerefsiz Allah senin belani versin artik hainligini bu kadarinada pes doğrusu ama bunlardan beklenir zaten pkk lilarla el ele kol kola değilmi bu itler, topunun Allah belasını versin" şeklinde paylaşımda bulunduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadeler nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi gerekmekle birlikte manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararı tazmin amacı olmaması ve ölçülü olması gerektiği de değerlendirildiğinde davalının sosyo-ekonomik durumu da dikkate alınarak, davanın kısmen...
talep edeceğini,kararda ve bilirkişi raporunda bahsi geçen paylaşım, sadece bağımsız bölümlerin ayın olarak hangi ortağa ait olacağı yönünde bir paylaşım olduğundan,bu paylaşımda, ortaklar arasında adi ortaklığın tasfiye edildiği ve ortakların birbirlerine herhangi bir borçlarının kalmadığı yönünde herhangi bir ifade ve anlaşma bulunmadığını, kararda ve karara esas alınan bilirkişi raporunda bu paylaşım uyarınca "ortaklar arasındaki borçların fiilen tasfiye edildiği" şeklindeki kabulünün hangi hukuki gerekçeye dayandığını anlamadıklarını,esasen karara esas alınan bilirkişi raporunun 7 inci sayfasının 4 üncü paragrafında "Tasfiye ile kastedilen esasen bütün hesapların görülüp ortakların birbirleriyle bütün alacak verecek ve ortaklıktan doğmuş olan ilişkilerinin kesilmesi yolu ile ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesidir." denilerek tasfiyenin nasıl olması gerektiği ifade edilmiş iken ve yine söz konusu raporda belirtildiği üzere ortaklık kayıtlarına göre ortaklar arasında borç bulunmakta...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinden verilen 14.02.2012 gün ve 99/259 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4....
GEREKÇE Zincirleme suç hükümleri kapsamında sanığın Facebook hesabında son paylaşımda bulunduğu tarihte teselsül kesileceğinden İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında suç tarihinin "16.06.2016" yerine " 17.07.2015 tarihli paylaşım, 16.06.2016 tarihli paylaşım, 09.01.2016 tarihli paylaşım, 11.12.2015 tarihli paylaşım, 28.11.2015 tarihli gerilla halayı paylaşımı, 08.06.2015 tarihli elinde YPG bayrağı ile yaptığı paylaşım, 02.04.2015 tarihli terör örgütü mensuplarının bulunduğu paylaşım, 03.07.2015 tarihli video paylaşımı, 20.10.2015 tarihli iki paylaşım, 01.11.2014 tarihli paylaşımlar ve 01.11.2014 - 17.7.2015 tarihleri arası" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hataları olarak kabul edilmiş ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının TCK'nın 53 üncü maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün...
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı üçüncü kişi ve borçlu vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.656,41 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E.. ve müşterekleri ile davalılar N.. O.. ve G.. O.., dahili davalılar G.. B.. ve S.. O.. aralarındaki miras paylaşım sözleşmesinin iptali davasının reddine dair ... 5. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 16.03.2009 gün ve 78/176 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.01.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Avukat Feyzi Zanbaklar ve karşı taraftan N.. O.. ve müşterekleri vekili Avukat G.. O.. geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar Y.....