Noterliğinin ... tarih, ... numaralı “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” ve ... numaralı “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise sözleşmeye göre ödeme yapılması, ödeme yapılmadığı takdirde temerrüde düşüleceği ihtarname ile bildirildiğini, ... ve ... A.Ş. adına vekili tarafından gönderilen ihtarnameye verdiği cevapta, “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” gereğince şartların gerçekleşmediği ve sözleşmede şarta bağlanan edimin ifasının şartın gerçekleşmemesi nedeni ile mümkün olmadığınının beyan edildiğini, ..., ... A.Ş. ve ... Ltd....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2010 gününde verilen dilekçe ile paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekilince, .... Köyünde kain 931 ada 273 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin eşi ile yaptığı mal paylaşım sözleşmesine dayalı intifa hakkı tesisi için dava açıldığını, satışa muvaffakatlarının olmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 58/176 sayılı hümün Yarıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, muristen mirasçılara intikal eden tapulu yerler hakkında 15.8.2005 tarihinde paylaşım sözleşmesi yapıldığına, ancak tüm mirasçıların, dosya arasında bulunan 5.4.2007 tarih ve 192 yevmiye numaralı resmi akit tablosu ile paylaşım sözleşmesinde yer alan tüm taşınmazların tapuda adlarına intikallerini sağladıkları belirlendiğine ve böylece yapılan resmi akit tablosu ve intikaller karşısında 15.8.2005 tarihli paylaşım sözleşmesinden dönülmüş olduğunun ve bu sözleşmenin bozulduğunun kabul edilmesi gerektiğine göre, yerinde olmayan davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi...
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. 6.3....
Sulh Hukuk Mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, halen derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. 4721 sayılı TMK.nun 644/2. maddesinde "Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşım davası açmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir." hükmü öngörülmüştür. Olayımıza gelince; TMK.nun 644/2 maddesi gereğince mirasçılardan biri tarafından belirlenen süre içerisinde Şile Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/608 esas sayılı dosyası ile paylaşma davası açtığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Noterliğinin 13629 yevmiye nolu 10/07/2013 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladıklarını, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceğini , aslında tüm tarafların sözleşme uyarınca aldıkları bağımsız bölüm tahtında sulh olarak bu dava haklarından feragat etmiş olduklarını, bu davanın konusu olarak sebepsiz zenginleşme gösterilmekteyse de, olayda bu kavramdan bahsetmenin mümkün olmadığı, zira söz konusu olayda herhangi bir ihtirazi kayıt bulunmayan, paylaşım biçimi şematik ve projeli olarak gösterilmiş ve tüm arsa hissedarlarının imzalamış olduğu bir sözleşme bulunduğu, tarafların ortak bir irade ile dava konusu edilmiş paylaşım biçimi ve paylaşım oranını tam bir muvafakat ile kararlaştırmış olduklarını, dolayısıyla "sebepsizlik" unsurunun var olmadığının kabulü gerektiği, bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, eksik bilirkişi raporu doğrultusunda gerekçesiz karar verildiğini , arsa payı ve şerefiye payı kavramlarının yargılama süreci...
İlk derece Mahkemesi, davacının sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşım içeriklerinin eleştiri tarzında kabul edilmesi gerektiği, işyeri-yöneticiler ve çalışanlara yönelik eleştiri sınırlarını aşar tarzda tahrik edici beyanda bulunulduğu yönünde paylaşım içeriği sunulamadığı, ifade hürriyeti kapsamında belirli sınırlar içerisinde genelde aynı yerde çalışanların ulaşabileceği paylaşım mecralarında çalışma şartları anlamında yapılacak işlemlere yönelik işçilerin düşüncelerini ifade etmesinin tabii kabul edilmesi gerektiği, ifade özgürlüğü sınırlarını aşan ve işçi anlamında yasaklı kabul edilebilecek hususlarda paylaşım yapıldığı kanaatine varılamadığı, bu sebeple iş akdinin geçerli veya haklı neden ile feshedildiği sonucuna ulaşılamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının işe iadesine ve işe iade edilmemesinin mali sonuçlarına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur....
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik muristen intikal ve murisin sağlığında çocukları arasında yaptığı paylaşım hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/.1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescili davasıdır. Uyuşmazlık konusu 191 ada 59 ve 112, 200 ada 27 sayılı parsellerin kadastro tutanaklarının 01.05.2007 tarihinde kesinleşmesi ile 59 ve 27 sayılı parsellerin ... oğlu ..., 112 nolu taşınmazın ise ... oğlu ... adlarına tapuya kaydedildikleri belirlenmiştir....
Davalının istinaf taleplerinin incelenmesi neticesinde; Dosya kapsamında toplanan deliller uyarınca; davacı ve davalıların murisinin 05/05/1995 tarihinde evlendikleri, muris eşin 18/02/2021 tarihinde vefat ettiği, eşler arasında geçerli olacak mal rejiminin seçimi yönünde yazılı bir sözleşmenin olmadığı, yasal mal rejimine tabi oldukları belirlenmiştir. Bu kapsamda tarafların arasındaki mal rejimi muris eşin vefat ettiği 18/02/2021 tarihinde sona ermiştir (TMK.mad.225). Eşlerin arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı Kanunun 10. md. TMK.202 md.). Davalı muris adına kayıtlı taşınmazların ve bankadaki paranın edinilmiş mal olmadığını, davacının mal rejiminin tasfiyesine dair bir katkısının veya katılımının söz konusu olmadığını, murisin emekli öğretmen olup edindiği kazanç ile taşınmazı aldığını ve birikim yaptığını, murisin kişisel malı olduğunu savunmuştur....
Hukuk Dairesi'nce, taraflar arasındaki 03.04.2002 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre 2 parsel nolu taşınmaz üzerine toplam 12 daireli bina inşa edileceği, 3 adet dairenin davalı arsa sahibine, 9 adet dairenin ise davacı yükleniciye ait olacağı, sözleşmenin akdedildiği tarihteki imar durumu itibariyle toplam 12 daire yapılması mümkün iken değişen imar durumu nedeniyle bir daire eksik yapılarak toplam 11 daire inşa edildiğinden fiilen yapılan daire sayısına göre paylaşım şeklinin sözleşmede kararlaştırılan paylaşım oranına göre yeniden düzenlenmesi zorunlu olup sözleşmedeki paylaşım oranının bağımsız bölüm adedine göre %75 yükleniciye, %25 oranında ise arsa sahibine bağımsız bölüm verilmesi şeklinde olduğundan, eksik yapılan bir daire yönünden tarafların bu oranda bağımsız bölüme hak kazandıklarının kabulü gerekeceği, bu oran esas alındığında davalı arsa sahibi 2,75 adet daire alması gerekirken 3 tam daire aldığından fazladan aldığı 0,25 daire bedelini, paylaşım oranının...