Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar 4.9.1970 tarihinde evlenmişler, 4.11.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.2.2006 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, taraflar evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulmuştur. Dava konusu Kuşadası Güzelçamlı 184 ada 7 parseldeki 23 numaralı bağımsız bölüm 11.6.2008 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı adına tescil edilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Taraflar arasındaki boşanma davası ve mal rejimi davası halen derdesttir. TMK nun 225. Maddesi gereğince mal rejimi boşanma kararı verilmesi halinde boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Somut olayda boşanma davası derdest olduğundan mal rejiminin tasfiyesi mümkün değildir. Mal rejimi tasfiye edilse bile TMK nun 220 ve devamı maddeleri uyarınca davacı sadece para alacağı hakkına sahip olabilecektir. Dava açıldığı tarih itibariyle kesinleşmiş bir boşanma kararı bulunmadığından ve mal rejimine ilişkin davada derdest olduğundan davacının dava açma yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Ayrıca TMK nun 241. Maddesi uyarınca tasfiye sırasında borçlu eşin malvarlığı katılma alacağını karşılamadığı takdirde alacaklı eş veya mirasçılarının edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan 3. Kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olmak üzere isteyebilecektir....

    Aile Mahkemesinin 2016/1011 Esas 2017/166 Karar sayılı kararı ile Türkiye'de tanındığını, tarafların boşanma protokolünde mal paylaşımını yaptıklarını ve birbirlerine ibra ettiklerini, tarafların evlilik içinde yaptıkları tasarrufların paylaşımını yaptıklarını ve hüküm altına aldıklarını, protokolde evlilik süresince edinilmiş ve kendi üstlerinde olan evlilik tasarruflarını ve mülklerinin kendi üzerine kalma ve diğer tarafın buna ilişkin haklarından feragat ettiklerini, müvekkili yada davacının müvekkilinin annesine para göndermediği gibi, evin yapılması için Aynur Temel ve müvekkilinin annesi Emine Temel'in müvekkili T3'e para gönderdiğini bildirerek Viyana Sulh Hukuk Mahkemesince verilen boşanma kararı ve tasdiklenen boşanma protokolü doğrultusunda kesin hüküm ve kesin delil sebebiyle davanın reddine, mümkün olmaması halinde, davacının ve davalının evin yapımında hiçbir katkısı olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Aile Mahkemesinin 22/02/2022 tarih, 2021/849 Esas 2022/133 Karar sayılı ilamında özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşanmış olması ve davaya konu mal varlığı kalemlerinin boşanma sonrasındaki akıbetlerinin anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenmiş olması sebebiyle dava konusuz kaldığından esasa ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına, davaya konu mal varlığı kalemleri üzerine konulan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların Mersin 2....

    Vakıf tarafından yapılacak ödeme; aidatlar edinilmiş mal grubundan karşılanmışsa edinilmiş mal, kişisel mal grubundan karşılanmışsa da kişisel mal sayılacaktır. Aidatların hangi eş tarafından veya hangi mal grubundan ödendiğinin kanıtlanamaması durumunda ise, az yukarı da açıklanan TMK'nun 222. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gözönünde bulundurularak mal rejiminin tasfiyesi gerçekleştirilmelidir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, TMK'nun 225/2. maddesi gereğince, eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğinden, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının boşanma dava tarihi itibariyle doğduğunu, ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesinin zorunlu olduğunu, hal böyleyken, henüz açılmamış bir davadan vazgeçmenin mümkün olmadığını, anılan nedenle zaten boşanma davası kesinleşmeden katkı ayı alacağı davası açılamayacağından müvekkilinin boşanma davasında açıkça katkı payı veya değer artışı talebinden ve dava hakkından feragat etmediğini, O aşamada katkı payı alacağı olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında bir kişinin bir hakkından vazgeçebilmesi için açıkça dava hakkından ve alacak hakkından feragat etmesi gerektiği...

      Davanın reddine ilişkin önceki hüküm, Dairenin 17.02.2011 tarih, 75 Esas ve 764 Karar sayılı ilamıyla özet olarak “….Dava konusu taşınmazlar bakımından katkı yapıldığının kanıtlanamaması nedeniyle red hükmünün onanmasına, araçlar bakımından isteğin katılma alacağı niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle bozulmasına…” karar verilmişti. Taraflar 08.05.1986 tarihinde evlenmiş, 04.10.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve boşanmaya ilişkin bölümün 12.07.2007 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 04.10.2005 tarihine kadar ise 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....

        Aile Mahkemesi'nde davacının mal paylaşımı davası açtığını ancak mahkeme Fransa'daki boşanma davası uzlaşamama nedeniyle ve açılmış bir dava bulunmamasından reddine karar verildiğini, karar örneğini dosyaya sunduklarını, taraflar arasında açılmış bir boşanma davası bulunmadığını, davacının tüm mal kaçırma iddialarının asılsız olduğunu, yersiz usulsüz açılan davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada mahkeme Aile Mahkemesinin Görev alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/360 E. sayılı boşanma davasına ilişkin dava dosyasındaki 30/10/2019 tarihli boşanma protokolünün 3 nolu bendinde boşanma nedeni ile karşı tarafın, kendisi tarafından ödenen ve yine kendi tarafından aile konutu şerhi konulan taşınmazın tarafına ait olduğundan bu konuda boşanmadan sonra mal rejimi davası açacağına ilişkin boşanma protolünü davalı ile karşılıklı olarak imza altına aldıklarını, Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/360 E. sayılı davası dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkların ve daha önce davalıya üç adet araç bırakmış olduğundan ve yine davalının borcundan dolayı Sakarya İli Kaynarca İlçesi Birlik Köyünde 2225 parsel sayılı taşınmaz satılmış oldundan dolayı dava konusu Sakarya İli Karasu İlçesi Aşağı Aziziye Mah. Yalı Boyu Mevkii 492 Ada 6 numaralı parsel sayılı taşınmazın mal rejimine göre tarafına verilmesini ve davalı üzerinde bulunan tapu kaydına ihtiyati tedbir kararı verilmesini karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....

        Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre, davacının kişisel mal grubundan nizalı taşınmazın alımına ve satıldığı bildirilen Emek'deki taşınmaza katkısı kanıtlanamamıştır. Ancak davalının uyuşmazlık konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğunun aksine savunması üzerinde yeterince durulmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu