Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1768 KARAR NO : 2023/136 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALUCRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2022 NUMARASI : 2020/139 ESAS - 2022/50 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI (HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VE ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENİYLE BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI), BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı birleşen dosya davalısı dava dilekçesinde özetle; davalı T3 ile 31/08/2005 tarihinde resmi nikahlı olarak evlendiklerini, evliliklerinden 26/01/2006 doğumlu Emine Tütüncü’nün dünyaya geldiğini, o evlilik dışında bir çocuğunun daha olduğunu, T3’nün kızına soyadını verdiğini ve babası olarak göründüğünü...

Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır. Aynı koşul yurtdışında verilmiş boşanmaya ilişkin mahkeme kararları hakkında Türkiye'de verilecek tanıma tenfiz kararları için de aranmaktadır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise görülebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekir....

Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. .//.. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacak davası niteliğindedir....

    ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2022 NUMARASI : 2020/345 ESAS, 2022/340 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, tarafların 2019 yılında evlendiklerini, davalının müvekkiline ve ailesine hakaret, küfür, tehdit ettiğini,baskı yaptığını, davalının kumar oynadığını, davalının müvekkilini evden kovduğunu, davalı hakkında gazetelerde "banka çalışanı milyonlarca lirayı zimmetine geçirdi" diye haberler çıktığını, müvekkilinin toplum içine çıkamadığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ile 150.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata, ziynet...

    Dosya kapsamı ve davacı vekilinin verdiği dilekçeleri dikkate alındığında davanın evlilik birliği içinde alınan ve davalı adına tapuya tescil edilen 3935 ada 3 parsel üzerindeki binanın 7. kat 42 numaralı dairesi üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde alındığını ancak, davacının boşanma davası sırasında haklarından feragat ettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen ve kesinleşen boşanma davasının yargılaması sırasında 04.03.2008 tarihli yargılama oturumunda davacı Mehmet'in "...boşanma nedeniyle eşimden herhangi bir nafaka, maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti istemiyorum....

      Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, boşanma davası ile birlikte talep edildiği, Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek ilk boşanma davasını 27.12.2013 tarihinde birleşen boşanma davasını ise 08.10.2014 tarihinde açmış, mahkemece 11.05.2015 tarihli duruşmada verilen ara kararla davacı erkeğin birleşen boşanma davasının derdestlik sebebi ile reddine karar verilmiş, 30.09.2015 tarihli hükümde ise davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir....

            Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, dava, 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK'nun 235. maddesi gereğince eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye tabi tutulur. Aynı Yasanın 225/2 maddesi göre taraflar arasındaki mal rejimi evliliğin boşanma nedeniyle sona ermiş olması halinde boşanma ile sonuçlanan dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yasanın bu düzenlemesi ile kanun koyucu, eşler arasında boşanma davası ile birlikte eşlerin ayrı yaşama hakkı bulunduğundan mal rejiminin boşanma davasının devamı süresince askıda kalacağını ve ancak boşanma kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde geçmişe etkili olarak sona ereceğini öngörmüştür....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kendisinin reddedilen boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; ihtiyati haciz kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında mal rejiminin tasfiyesini de talep etmiş, harcını da yatırmıştır....

                UYAP Entegrasyonu