Noterliği’nin 22/1996 yevmiye numaralı ve 25.01.1996 tarihli vekaletname ile katılanın vekili olarak yetkilendirildikleri, katılanın boşanma ve boşanmadan kaynaklanan mal paylaşımı, tazminat ve nafaka davaları açıp sonuçlandırmak, mahkemece verilen kararları gereği hükmedilecek meblağı icra yoluyla tahsil etmek üzere katılanın vekilliğini üstlenip, ücret ve masraf olarak çeşitli tarihlerde 27.000 Alman Markı ve 460 Avro aldıkları halde, belirtilen bu davaların sonucunda hükmedilen nafaka ve tazminat alacaklarına dair ilamlara istinaden alacaklı katılan vekilleri sıfatıyla yürüttükleri takiplerde; Avukat ... tarafından Şişli 4. İcra Müdürlüğünün 2003/14211 sayılı dosyasındaki takipte 23/02/2004 tarihinde tahsil edilen 16.316 ve Şişli 4....
zina fiilinin açıkça işlenildiğini, boşanma dosyasında müvekkilinin avukatının davayı zina sebebiyle değil de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açtığını ve bu sebeple talebe bağlı olarak mahkemenin bu şekilde karar verdiğini, müvekkilinin bu durumu bilme ve öngörme imkanının bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinin sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin belirtilen taşınmazları tek başına çalışması sonucu kazandığı paralarla aldığını, müvekkilinin boşanma davasında hükmün her ne kadar zina sebebinden kurulmamış İse de kararın gerekçesinde zinadan açıkça bahsedilmesi sebebiyle bu hususun göz önünde bulundurulmasını, davacının bu alınan taşınmazlara herhangi bir katkısının olmadığını, bu sebeplerle davacı kadının talep ettiği katılma alacağı hakkının kaldırılmasına karar verilmesini mümkün olmadığı takdirde ise indirilmesine karar verilmesini talep etmiş, Hatay 1....
Aile Mahkemesinin 2013/274 Esasına kaydedildigini, ancak, işbu anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra davalı müvekkilim evlilik birliği içerisinde davacı tarafın kendisine sadakatsiz davrandığını ve uzun zamandan beri başka bir erkekle kendisini aldattığını öğrendiğini , bu nedenle 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesini mahkemeye sunarak anlaşmalı boşanma davasını zina ve de evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebeplerine dayalı boşanma talebiyle ıslah ettiğini, aynı zamanda müvekkilinin, anlaşmalı boşanma davasının açıldığı 05.04.2013 tarihinden sonra olan olaylar nedeniyle ayrı bir boşanma davası da açtığını, açılmış olan bu dava aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2013/274 E. sayılı dosyasıyla birleştirildiğini, İstanbul Anadolu 14....
Aile Mahkemesinin 2013/274 Esasına kaydedildigini, ancak, işbu anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra davalı müvekkilim evlilik birliği içerisinde davacı tarafın kendisine sadakatsiz davrandığını ve uzun zamandan beri başka bir erkekle kendisini aldattığını öğrendiğini , bu nedenle 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesini mahkemeye sunarak anlaşmalı boşanma davasını zina ve de evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebeplerine dayalı boşanma talebiyle ıslah ettiğini, aynı zamanda müvekkilinin, anlaşmalı boşanma davasının açıldığı 05.04.2013 tarihinden sonra olan olaylar nedeniyle ayrı bir boşanma davası da açtığını, açılmış olan bu dava aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2013/274 E. sayılı dosyasıyla birleştirildiğini, İstanbul Anadolu 14....
İlk derece mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası reddedilmiş ise de davalı erkeğin dosya kapsamındaki deliller ve özellikle aldatmayı itiraf ettiğine dair yeminli tanık beyanı dikkate alındığında davacı kadının kurban bayramında yaşanan son olayda aldatıldığını öğrendiği ve süresi içerisinde zinaya dayalı boşanma davası açtığı başka kadınla birlikte olan erkeğin eyleminin güven sarsıcı davranış değil zina olduğu kanaati oluşmakta zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı davacı kadın vekili, zina nedeniyle boşanma kararı verilmemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olması, davacı karşı davalının katılma alacağının TMK 236/2 maddesi gereğince kaldırılması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı davalı erkek vekili istinafa cevap vermemiştir....
Aile Mahkemesinin 30/12/2021 tarih 2021/1420 Esas sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar 27/10/2018 tarihinde evlenmiş olup, öncelikle zina nedeniyle mahkeme aksi kanaatte ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası açıldığını, boşanmadan sonra eşlerin artık değer üzerinde eşit olarak yani 1/2 oranında hak sahibi olduğunu, fakat zina sebebiyle boşanma halinde, mal rejiminin tasfiyesi davasında zina yapan eşin artık değerdeki pay oranının azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceğini, tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri mal varlığını 01/01/2002 tarihinden sonra edindiklerini, ancak söz konusu mal varlığının tamamının davalı adına kaydedildiğini, müvekkilimin TMK.nun 218. maddelerinde düzenlenmiş ve taraflar arasında geçerli...
Davacı-davalı erkeğin uzun süreden beri bir başka kadınla birlikte yaşadığı, ondan ortak çocuğunun olduğu, aynı kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....
süresince ortak aile konutu olarak kullanıldığını, boşanma davası süresince de davalı Işıl Öner tarafından 2017/67 E. sayılı açılan boşanma davası süresince, davalı tarafından kullanılmaya devam edilmiş ve bu dava dosyasında verilen boşanma kararı taraflarca istinaf edilmeksizin 06.07.2018 tarihinde kesinleştiğini, iş bu müdahalenin meni davasının 16.08.2018 tarihinde açıldığını, İskenderun 1.Aile Mahkemesinde 2017/67 E. sayılı açılan boşanma davasında verilen boşanma kararı, taraflarca istinaf edilmeksizin sadece, nafaka, tazminat ve müşterek çocuğun velayetine ilişkin hüküm fıkraları yönünden istinaf edilmiş olup, Adana Bölge Adliye Mahk. 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....