İlk derece mahkemesince; davalı T5'ın velayetin değiştirilmesi ve nafaka talepli davası açması üzerine davalı T3 davayı kabul ettiği, bir çekişme yaşanmadığı, davalıların mal kaçırma kastı ile hareket ettikleri, davalı Zafer'in davalı T3'e ait borçları bilebilecek durumda olduğu, aylık 8000,00 TL nafakanın günün şartlarına göre oldukça fazla olduğu, icra dosyasında davalı T3 maaşından tamamen kesinti yapılmasına muvafakat etmesi gibi hususlarla birlikte değerlendirildiğinde davalıların aralarındaki davayı muvazaalı olarak açıp kabul ederek alacaklılardan mal kaçırdıklarının anlaşıldığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme ise; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile, indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Arttırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacının nafaka artırım davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı, dava dilekçesinde; boşanma kararı ile birlikte velayetleri kendisine bırakılan müşterek çocuklar ... yararına boşanma kararında hükmolunan 75,00'er TL iştirak nafakalarının 150,00'şer TL daha artırılmasını talep etmişken, 13.03.2015 tarihli tahkikat duruşmasında müşterek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası ve Velayetin Tedbiren Tevdi-Boşanma Taraflar arasındaki "nafakaya ve velayetin tedbiren tevdiine" ilişkin dava ile davalı tarafından açılan "boşanmaya" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (...) tarafından; diğer tarafın boşanma davasının kabulü ve kendi davasının reddi yönünden, davalı-davacı (...)...
TMK'nın 327. maddesinin 1. fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır", aynı Kanun'un 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder", 329/1. maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davalı baba yurt dışında olup, müşterek çocuğa dört yıldır fiilen anne bakmaktadır. İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir....
Boşanma davasında talep edilen maddi ve manevi tazminat, nafaka boşanmanın fer'isi niteliğinde olup, ayrıca harca tabi olmadığından tazminat ve nafaka talebine ilişkin verilen karara göre vekalet ücretine hükmedilmez. Buna göre davacının açtığı boşanma davası kabul edildiğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygundur. Gösterilen nedenle davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Somut olayda ise, tarafların 31/10/2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 21/01/2013 tarihinde kesinleştiği,boşanma neticesinde müşterek çocuk 10/10/2006 doğumlu İremsu ve 28/11/2007 doğumlu Sertaç Yahya için iştirak nafakasına hükmedilmediği, anlaşılmıştır. "Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nın 182/2. maddesi gereği velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğundan, anlaşmalı boşanma davasında davacının müşterek çocuk için nafaka istememiş olmasının koşulların değişmesi, çocuğun ihtiyacı ve üstün yararı gözetilerek daha sonra iştirak nafakası talep etmeye engel teşkil etmeyeceği gibi, diğer taraftan müşterek çocuk için protokolle tazminat ödenmesinin davalı babayı iştirak nafakası ödemesi yükümlülüğünden kurtarmayacak ancak bu husus nafaka miktarının tayininde göz önüne alınabilecektir."...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurun davacıda olduğunu, buna rağmen davacı için tazminat ve nafaka takdir edilerek müvekkilinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi takdir edilen tedbir/ iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile tazminat miktarının da fahiş olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Aile Mahkemesi yabancı mahkemenin boşanmaya ilişkin kararının tanınması ve tenfizine karar vermiş, tarafların müşterek çocuğu 2003 doğumlu ... yönünden, davacı vekiline yetkili Aile Mahkemesinde dava açması yönünden süre vermiştir. Bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Daha sonra da ... Nöbetçi Aile Mahkemesine velayet konusunda ihbarda bulunmuştur. Yabancı mahkemelerinin boşanma ve boşanma davasının eki niteliğinde olan velayet, nafaka, tazminat, çocukla kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik kararlarının Türk Mahkemesinde yasal koşullarının oluşması durumunda tenfizi istenebilir. Yabancı Mahkeme kararının kısmen tenfizine de karar verilebilir. Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır....
Yabancı mahkemelerinin boşanma ve boşanma davasının eki niteliğinde olan velayet, nafaka, tazminat, çocukla kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik kararlarının Türk Mahkemesinde yasal koşullarının oluşması durumunda tenfizi istenebilir. Yabancı Mahkeme kararının kısmen tenfizine de karar verilebilir. Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınması ve tenfizine ilişkin dava boşanma ve bunun eki niteliğindeki talepler hakkındaki davayla aynı nitelikte değildir. Bir başka deyişle yabancı mahkemenin boşanma kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararında yer almayan velayete ilişkin konuda hüküm kurulması ayrı ayrı davalardır. ......