Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, dava dilekçesinde ayrıca davalı kadın yararına hükmolunan nafakanın iptalini talep etmiş, davalı kadın da cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuş ve tarafına hükmolunan nafakanın devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece terk nedeniyle açılan boşanma davasının reddine ve davalı lehine daha önce mahkeme kararı ile hükmedilen bir nafaka olduğundan yeniden nafakaya hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak, tarafların dayandığı nafaka dosyası getirtilip incelenmemiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2017/700 ESAS 2019/66 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Koca bu ayrılmadan yaklaşık yedi ay sonra terk ihtarını (TMK.m.164) çekmiştir. Kadının yaşadığı olaylardan sonra; yaşadıklarını unutması, serin kanlı düşenebilmesi için gerekli makul süre geçirilmeden terk ihtarının çekildiği kabul edilmelidir. Bu durumda terk ihtarı çekilmesi iyiniyete (TMK.m.2) dayanmamaktadır. İyiniyete dayanmayan terk ihtarı sonuç doğurmaz. Toplanan delillerle, kocanın kadına karşı fiziksel şiddete başvurduğu kanıtlanmıştır. Kadının davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında; temyiz edilen hükmün, kocanın davasının reddine ve kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Açıkladığım nedenlerle, değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....

      işbu iddianın kadın aleyhine kusur olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilmekle davacı tarafın iddialarını kanıtlar nitelikte somut delillerin bulunmadığı anlaşılmış, dava dilekçesinde her ne kadar tarafların fiilen bir arada oldukları son tarihin 28/08/2016 olduğu, sonrasında davalı kadının evi terk ettiği iddia edilmiş ise de fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamasına göre (emsal: Yargıtay 2....

      Bu hal, terk edilen eşe, terk sebebiyle boşanmayı isteme hakkı verir.(TMK.m.164) Dava, terk hukuki sebebine değil, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanmaktadır. Davalının kusurlu olup olmadığı, dayanılan boşanma sebebi çerçevesinde belirlenmelidir. Davalının gerçekleşen eylemi, terk olduğuna ve başkaca bir fiili kanıtlanmadığına göre, bu olay tek başına evlilik birliğine temelinden sarsar nitelikte bir kusur olarak görülemez.Bu bakımdan davalının kusurlu olduğunun tespiti isabetsizdir. Kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun görüşüne katılamıyorum....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacı koca tarafından anlaşmalı boşanma olarak açılan davanın 11.05.2012 tarihli oturumda çekişmeli (TMK.md.166/1-2) boşanma davasına dönüştürüldüğü ve yargılama boyunca terk nedeniyle boşanma (TMK.md.164) yönünden bir talebinin ve beyanının bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu...

          Dosyanın incelenmesinde; davacı erkeğin, dava dilekçesinde sadece terk olgusuna dayandığı anlaşılmaktadır. Davacı erkek tarafından, dava dilekçesinde usulünce ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar, mirasçılar tarafından öne sürülemeyeceğine göre, davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi, terk edilene terk sebebiyle (TMK.md.164) boşanmayı isteme hakkı verirse de, terk olgusu tek başına Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma sebebini oluşturmaz. Gerçekleşen bu duruma göre, sağ kalan davalı eşin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. O halde, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı- müteveffanın dava dilekçesi ile sadece “terk” vakıasına dayandığı başka vakıa’ya dayanmadığı, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası da bulunmadığı anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı kadına, ortak konutu terk ederek ... görevlerini yerine getirmediği kusuru yüklenmişse de ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava bulunmamaktadır. Davalı kadına yüklenebilecek başka bir kusurun varlığının da ispatlanamadığı nazara alındığında davalı kadının kusurlu olmadığının tespiti gerekirken, sağ kalan eşin kusurlu olduğunun tespitine yönelik karar hukuka aykırı olup bozulması gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava; Türk Medeni Kanununun 164.maddesi gereğince açılmış, terk hukuki nedenine dayalı boşanma isteğinden ibarettir. Terk sebebiyle açılmış bulunan boşanma davasında terk eden eşin terkte haklılığını değil; usulüne uygun terk ihtarı tebliğine rağmen; eve dönmemekte haklılığını ispatlaması gerekir (TMK.md.164). Davalı kadın haklı bir sebeple ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Eve dönmemekte haklılığını kanıtlayamayan davalı kadın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur....

                TMK.nun 164. maddesinde ise; "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz." denilmektedir....

                UYAP Entegrasyonu