WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BOŞANMADA KUSUREVİ TERK ETMEHAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 178 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.(TMK.md.174/2) Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar....

    Terk mutlak bir boşanma sebebi olup, şartlar gerçekleşmişse evlilik birliğinin sarsılmış olup olmadığı araştırılmaz. Terk sebebiyle boşanma davasının reddedilebilmesi için usulüne uygun ihtara rağmen ortak konuta dönmemekteki haklılığın sabit olması gerekir. Davalı kadının usulüne uygun ihtara rağmen eve dönmeme de haklı olduğunu ispatlaması gerekir. Terk nedeniyle açılan boşanma davasında davalının terkte haklılığını değil, eve dönmemekte haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 29/01/2004, 133- 1146 sayılı kararı ) Davete uyamamanın haklı sebeplere dayandığının ispat yükü şarttır ve davalıya aittir. Davalı eş ortak konuta dönmemenin haklı sebebini ispat edemez ise terk sebebiyle boşanma davası davacı eş yönünden ispatlanmış olacaktır. İhtardan uzun süre önceki olaylar davalı açasından eve dönmemekte bir haklılık oluşturmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 26/10/1986 günlü, 259- 844 sayılı kararı da bu yöndedir....

    Davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek başka bir kusurlu davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır. '' şeklindeki izahtan da anlaşılacağı üzere eylemli ayrılık durumu ve evden kovma suretiyle terk etme vakıası(164/1 2. Cümle), TMK 166/1- 2 maddesine dayanılarak açılan davalarda boşanma sebebi olarak kabul edilemeyecektir....

    Hukuk Dairesi'nin 21/06/2018 tarihli 2016/20457 Esas sayılı ilamı) Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesi kararında da ifade edildiği üzere; dinlenen tanıkların beyanlarından, davalı kadının taklaşık 8- 9 yıl önce müşterek haneyi terk ettiği, davacının geri döndürmek için yaptığı girişimlerin sonuçsuz kaldığı, istinaf dilekçesinde şiddet ve kötü muamele nedeniyle davalının evi terk etmeye mecbur kaldığı savunulmuş ise de, davalının haklı sebeple evi terk ettiğine dair cevap dilekçesinde herhangi bir vakıaya dayanmadığı ve bu hususta dosya kapsamında bir delil de bulunmadığı, mevcut haliyle davalının evlilik birliğini devam ettirmek istemediği için müşterek konutu terk ettiğinin anlaşıldığı, kadının birlik görevlerinden kaçınmak amacıyla evi terk etmesinin tabidir ki boşanma sebebi olduğu; davacıya atfı kabil bir kusurun varlığının kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı,...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Açılan davaların kadının TMK 197 maddesinden bağımsız tedbir nafakası talebi, erkeğin birleşen TMK 164 olmadığı taktirde 166/1 maddesine dayalı terk veya evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma, kadının davasının TMK 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma ve ferilerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır Re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında kadın vekilinin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği kusurlu vakıa ve derecesinin doğru olarak tespit edildiği kadının ayrı yaşamada haklı olması nedeniyle tedbir nafakasına ilişkin asıl davanın kabulünde, ispat edilememesi nedeniyle erkeğin açtığı terk ve temelden sarsılma nedeniyle boşanma taleplerinin...

    OTURMAYA ELVERİŞLİ EVTERK NEDENİYLE BOŞANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 164 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 188 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 195 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart, davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri evlilik birliği dışında kalmasıdır. Tarafların birlikte seçtikleri (TMK m. 186) veya Türk Medeni Kanunu'nun 188. maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden birinin seçtiği ya da hakim tarafından belirlenen (TMK m. 195) hallerine uygun, oturmaya elverişli, bağımsız bir evleri yoksa, birlik dışında bulunan eşin bu davranışı haklı sebebe dayanır....

      Davalı, iddianın haksız ve yersiz olduğunu, davacının rızasını alarak geçici süre ile kızının yanına gittiğini, müşterek haneyi terk etmediğini, aksine davacının kusurlu hareketleri neticesinde boşanma şartlarının oluştuğunu, aralarındaki boşanma davasının sürdüğünü, davacının kendi isteği ile dava konusu taşınmazların yarısını verdiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...TMK md.164'e göre; eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Görüldüğü üzere; terk nedeniyle boşanma davasında evi terk eden eşe yönelik ihtar bu dava anlamında dava şartıdır. HMK md. 115 hükmüne göre dava şartlarının mevcut olup olmadığını mahkemenin davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması zorunludur. Yine HMK md. 115/2 hükmüne göre mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi durumunda davanın usulden reddine karar verilir. Mahkememizce yapılan son duruşmada eldeki dava bakımından ihtar çekilmediği anlaşılmış olup, esasa girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir." karar verilmiştir....

        Red kararının kesinleşmesinden sonra 09.08.2008 tarihinde yine erkek tarafından terk ihtarı çekilmiş ve akabinde TMK 164 maddesine göre terk hukuki sebebi ile boşanma davası açılmıştır. Açılan bu ikinci davada ilk derece mahkemesi davanın kabulü ile tarafların boşanmasına karar vermiş ancak kadın tarafından temyiz edilen bu karar, ihtarın usulüne uygun olmaması nedeniyle reddi gerekirken kabulü hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, yukarıda belirtilen davalardan sonra tarafların bir araya gelmediği anlaşılmaktadır. O halde erkek tarafından çekilen ihtar ile ihtardan öncesinde meydana gelen olayların affedildiği, sonrasında da birlikte yaşam kurulamadığı, zaman zaman kadının erkeğin evine giderek temizlik ve diğer işlerini yaptığı, en son erkeğin kızının eve yerleşmesinden sonra kadının erkeğin evine gitmediği bu nedenle kadına kusur yüklenilmesi doğru olmamıştır....

          Terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davasında “ihtar dönemindeki” bu çekişmeye rağmen davacıya; -Çağrı yapabilirsin -Bu çekişme terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası açıldıktan “sonra” halledilir denilemez. Davacının tek yönlü belirleme yaparak çağrıda bulunduğu anda “usulüne uygun” bir çağrıdan söz edilemez. Davalı kadının ayrı yaşamadaki haklılığı bağımsız olan açılan tedbir nafakası (TMK. m. 197) dosyası ile bellidir. Çağrı yapılan evin davalının rızası alınarak ya da aile mahkemesince belirlenmiş olmadığı dolayısıyla ortak konutun birlikte seçilmediği de duraksamasız bellidir. O halde davalı kadına yapılan davet usulsüzdür. Usulsüz çağrıya davalı kadının uyma zorunluluğu yoktur. Davanın reddi gerekir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

            UYAP Entegrasyonu