WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2018/606 ESAS, 2019/867 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Nursel ile davalının 1994 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 2000 doğumlu Bengisu isminde müşterek bir çocuklarının dünyaya geldiğini, müvekkili ile davalının 23/06/2011 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiğini, davalının müvekkilini ve müşterek çocuğu sürekli çeşitli davalar açarak rahatsız ettiğini, anlaşmalı boşanma protokolüne uymadığı için aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmasına sebebiyet verdiğini, ayrıca davalının müvekkilinin ve müşterek çocuğun onurunu ve haysiyetini incitecek olan soybağının reddi davasını açtığını, açtığı davada çocuğun kendisinden olduğunu bildiğini ancak emin olmak için bu davayı açtığını söylediğini, davasının reddedildiğini, davayı temyize bile götürmediğini, davalının bu tür davranışlarının müvekkilinin ve ergenlik çağında...

Ancak, dava dilekçesi ekindeki ödeme protokolüne göre tarafların kabulünde olan 41.869,29 TL tazminat tutarı 06/06/2013 tarihinde ödendiğine göre, dava öncesinde yapılan bu ödemenin güncellenerek bedel artırım dilekçesine konu tazminat tutarlarından mahsubu gerekirken faizsiz bir şekilde zarar tutarından mahsup edilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. HMK 353/1-b/2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olması durumunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği açıklanmıştır....

    Eldeki dava 1 yıllık yasal süre içinde 19/07/2018 tarihinde boşanmadan kaynaklı 10.000,00 TL maddi tazminat ve 15.000,00 TL manevi tazminat isteği ile açılmıştır. Kesinleşen boşanma davasında "sadakatsizlik" nedeniyle erkek tam kusur bulunmuştur. Kadın yararına TMK.nun 174/1- 2 maddesine göre tazminat koşulları oluşmuştur. Mahkemece kadının tazminat isteklerinin kabulü ile 15.000 TL manevi tazminat ile 10.000 TL maddi tazminatın Antalya 2. İcra Dairesinin 2017/8361 E....

    Kadın lehine maddi-manevi tazminat verilmesi açısından: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına maddi tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddi tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    Davalı-davacı vekili; davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur, karşı dava olarak boşanmadan kaynaklı manevi tazminat alacağının davacıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Eşler, 12.03.1987 tarihinde evlenmiş, 29.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 19.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202.m)....

      Aile Mahkemesi'nden verilen 17.04.2013 gün ve 403/367 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı .. vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava ve beyan dilekçelerinde; davacı ile davalı Nuran'ın anlaşmalı boşanma esnasında hazırladıkları boşanma protokolüne göre... bulunan 6/24 arsa paylı dubleks meskenin taraflarca %50 oranında paylaşılacağının kararlaştırıldığını, ancak daha sonra tarafların barışarak boşanmadan vazgeçtiklerini, meskenin eşinden mal kaçırmak amacı ile önce annesinin üst komşusu olan dava dışı ..'a, dava dışı ..'ın da davalı ...i davalı..'...

        Dolayısıyla bu eylemler için manevi tazminat talebi haksızdır. Müşterek çocukların davalı tarafından davacıya karşı öfke ve husumet beslemelerine yol açıldığı, davalı tarafından dolduruldukları iddiasını doğrular bir delil gösterilmemiştir. Müşterek çocuğun davacıyla görüşmesine izin verilmediğine ilişkin herhangi bir delil yoktur. Çocuğun icra marifetiyle alınması ve/veya bu sırada bulunamaması manevi tazminatı gerektirmez. Davalının Savcılığa verdiği dilekçede davacıya karşı hırsızlık suçlamasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçe içeriğinde manevi tazminatı gerektirir bir husus yer almamaktadır. Hakaret suçu ve iddiasının boşanma davasında da davacı tarafça dile getirildiği, buna istinaden davalıdan manevi tazminat istendiği, boşanma davasında bu eylemin ve tazminat talebinin tartışılıp değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Aynı eylem yeniden manevi tazminat talebi olarak ileri sürülemez. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        Baykent-2 Sitesi A blok Kat:7 Da.15 adresindeki piyasa değeri 330.000 TL olan dairenin, yine davalı adına kayıtlı olan piyasa değeri 20.000 TL olan aracı 31/12/2017 tarihine kadar satıp evin borcu ödendikten sonra kalan miktarının yarısının davacıya ödeneceğinin tespitine karar verildiği ve bu kararın 18/07/2017 tarihinde kesinleştiğini, ancak davalının anlaşmalı boşanma protokolüne uymadığını, davalı lehine bu durumdan dolayı icra takibi başlatıldığını, ancak davalı vekilinin takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu nedenle müvekkilinin mağduriyetinin daha da arttığını, evlilik birliği içerisinde tarafların birçok taşınır ve taşınmaz mal edindiklerini, anlaşma uyarınca davalı adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın davalı tarafından satılmadığını ve anlaşmaya uymadığını, bu taşınmaz ve aracın edinilmiş mal rejimine tabi olduğunu, boşanma kararını veren mahkemece tespit yapılmasına rağmen davalının anlaşmaya aykırı hareket etmesi nedeniyle tasfiyenin gerçekleşmediğini, bu nedenle...

        O halde mahkemece, dava konusu talebin, 16.10.2009 tarihli taksitlendirme protokolüne dayalı olarak ödenen peşinat bedelinden kaynaklandığı göz önünde alınarak, öncelikle 16.10.2009 tarihli taksitlendirme protokolüne ilişkin tüm belgelerin dosya içerisine alınmasından sonra dava dosyasının konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, dava konusu alacak miktarının, davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu ödeme miktarı da düşülmek sureti ile hesaplanması ve davalının yapmış olduğu diğer ödemelerin (dosyada belge ve makbuzları bulunan) hangi taksitlendirme protokolüne ve hangi dönem borcuna ilişkin olduğunun açıklanması husunda taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

          Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.2009 gün 2009/2-158 Esas 2009/217 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi boşanmanın mali sonuçları üzerindeki anlaşma olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174.maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175.maddesinde düzenlenen yoksulluk ve 182.maddesinde düzenlenen iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir. Boşanma dosyasındaki beyan boşanmanın ferilerine ilişkin olup, katılma ve değer artış payı alacağına konu taşınmaz bu beyan içinde değildir. Başka bir anlatımla, somut olayda boşanma dosyası içeriğindeki beyanlarla tarafların her türlü mal ve eşyalar üzerinde anlaştıkları ve aralarındaki mal rejimini tasfiye ettikleri kabul edilemeyeceğinden davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir....

            UYAP Entegrasyonu