İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, davalının Ladik İcra Müdürlüğünün 2018/32 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 46.000,00- TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizine devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2015/101 E, 2015/105 K sayılı ilamının hüküm kısmının iki nolu paragrafına olduğu gibi aktarılan boşanma protokolünde, "davalı eşim düğünde bana takılmış olan 6 bileziğin 19 gram olan bileziğin tarafıma verilmesine" ve "Not: 19 gram olan altın bileziğini davalı eşim iki yıl içinde tarafıma iade edecektir." hükmüne yer verildiği görülmüştür. Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam; davalı alacaklıya düğünde takılan altınların davalıya iade olunacağı yönüyle anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilamda onaylanmasına karar verilen protokolde altın bileziklerin boşanma ilamının davalısı olan borçlu tarafından ilamın davacısı alacaklıya iade edileceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki karar iptali ve muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı eczacı, davalı kurum tarafından, hasta ve yakınına ilaçların teslim edilmemesi ile yönlendirme neticesinde karşılanan reçete olduğu gerekçesiyle, 2012 protokolünün 5.3.5 ve 5.3.14 maddeleri uyarınca cezai şart ve fesih işleminin uygulandığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ceza-i işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Hukuk Dairesi’nin 05/07/2017 gün, 2015/41085 E., 2017/8071 K. sayılı ilamı ile “...Davaya konu, 2009 yılı protokolünün 6.3.24 maddesinin, 2016 protokolünün, yürürlüğe girdiği 01.04.2016 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı sabit olmakla beraber 6.12 maddesinde “Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez....
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda eylemin sonradan yürürlüğe giren 2012 protokolünde cezai yaptırıma bağlanmaktan çıkarılmış olması nedeniyle talebin kabulüne, fesih ve ceza işlemin iptali talebinin kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının eczanesinde yapılan denetimde sağlık raporu fotokopileri ve raporları olmayan ilaçları verilmiş reçete ile kime ait olduğu belli olmayan küpürü kesilmiş ilaç bulunduğu tespit edilmiştir.Davalı 2009 protokolünün 6.3.2 ve 6.3.7 maddeleri uyarınca işlem yapmıştır. Eczanede bulunmaması gereken sağlık raporlarının ve kime ait olduğu belli olmayan küpürü kesik ilaçların bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/521 Esas - 2023/513 Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili ANKARA 9....
O halde, mahkemece yapılacak iş; satın alınan ve tescil konusu olabilecek mevcut bir ev olmadığından, ikame olarak bir miktar paraya alacak olarak hükmedilmesi gerektiği gözetilerek; taraflara sözleşmenin ikinci derecedeki yorumlamaya muhtaç, davacı ve çocuğunun boşanma zamanındaki yaşam standardına uygun evin nitelik ve özellikleri konusunda çekişme olduğu takdirde; buna ilişkin delillerin değerlendirilmesi, bu nitelik ve özellikteki evin temerrüt tarihi olan 10.01.2008 tarihi itibariyle bedeli konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle bedelin belirlenmesi ve taleple sınırlı olarak karar vermekten ibarettir. Mahkemece boşanma protokolü hükmünün yanlış değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu; hükmün bu nedenle bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
ın olduğunun belirtildiği, bu protokole istinaden davacı tarafça icra takibine geçildiği, itirazın iptali davalarının özelliği gereği davanın icra takibinde belirtilen alacak üzerinden değerlendirilmesinin de gerektiği, davalı, ortaklık devir protokolünün 3. maddesinin 2. maddesindeki bedelin ödenmesi için bir koşul olduğunu belirtmiş olsa da, 3. maddenin yerine getirilmediğine dair ve hangi nedenlerle yerine getirilmesi gerektiğine dair davalının açık ihtarı veya ispatının olmadığı, ayrıca davalı ......
Aile Mahkemesi'nin 06.12.2016 tarihli, 2016/800 E.- 2016/767 K. sayılı ilamının hüküm bölümünde "...Dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk Ayşe Damla için aylık 600 TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, boşanma protokolünün onanarak, boşanma kararına eklenmesine..." karar verilmiştir. Boşanma protokolünün 3. maddesinde "Müşterek çocuk Damla için kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık ve düzenli olarak 600,00TL. iştirak nafakasına hükmedilecektir. Bu nafakayı ödeyecek olan baba T1 bu nafakayı her yıl ÜFE oranında arttırılacak olup Deniz Özçelik tarafından açılacak banka hesabına her ay yatırılacaktır. Üfe oranında artırım yapılacağından Deniz Özçelik tarafından velayeten gelecek yıllarda da mevcut nafakanın karşılıklı olarak kararlaştırılmış olması sebebiyle her ne sebeple olursa olsun (döviz yükselmesi, hayat pahalılığı, yaş büyümesi, vs.) nafakanın artırılması davası açılmayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tefhim edilen kısa kararda ve hükmün gerekçesinde “tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına” karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “taraflar arasında imzalanan tarihsiz boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına” karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (6100 s. HMK m.298/2)....