Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, her iki boşanma davası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-davacı kadının ağır kusurlu, davacı-davalı erkeğin ise az kusurlu olduğu kabul edilerek, kadının boşanma davasının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemenin de kbulünde olduğu üzere erkeğin, eşine ve ortak çocuğuna karşı ilgisiz davrandığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın 08.01.2015 tarihli delil listesinde ortak çocukların da aralarında bulunduğu altı tanık bildirmiştir. Ortak çocuklardan ... 2001, ... ise 2007 doğumludur. Mahkemece, 09.09.2015 tarihli oturumda ortak çocukların sosyal inceleme raporunda gözlenip dinlenilmesi ve çocukların yaşları nedeniyle tanık olarak dinlenme talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın bu tanıklarının dinlenilmesinden açıkça vazgeçmemiştir. Tanıklar davaya bakan mahkemede veya tanığın bulunduğu mahal mahkemesinde dinlenir (HMK m. 259)....

      TMK'nın 166/son maddesine göre "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."...

      tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, gerekçe değiştiğinden yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden 12.01.2021 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 600,00 TL, 12.01.2021 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar ayrı ayrı aylık 650,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmü kesinleştikten sonra ayrı ayrı...

        Aile Mahkemesi'nin 2019/316 Esas, 2019/591 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, 2018 doğumlu ... isimli çocuklarının olduğunu, tarafların boşanma kararı ile ortak çocuğun velâyetinin annesine verildiğini, davacı erkeğin boşanma aşamasında sürecin uzamaması, tarafların ve ortak çocuğun yıpranmaması için boşanma protokolünde yer alan, ortak çocuk ile kişisel ilişki hususundaki anlaşmayı kabul ettiğini, mahkemenin kişisel ilişkiye dair kararının kısa süreli olduğunu, kesinleşen boşanma kararına rağmen davalı tarafın kısa olan görüş günlerini daha da kısaltacak şekilde davranmaya başladığını, boşanma sürecinde 1,5 yaşında olan ortak çocuğun şu anda 4 yaşında olduğunu, kişisel ihtiyaçlarının farkında olduğunu, kişisel ihtiyaçlarını kendisinin karşılayabildiğini, karşılayamadığında ise yardım isteyebildiğini, kısıtlı zaman içerisinde yeterli aktivite yapamadıklarını, görüş günleri dışında davacının çocuk ile görüşme talebinin davalı tarafından reddedildiğini ileri sürerek ortak çocuk ile...

          Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin mahkemece kabul edilen kusurlu davranışlarına karşılık, davacı kadının da birlik görevlerini yerine getirmemek için ortak konuttan ayrıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkekte boşanma davası açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davasının reddedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2018 (Salı)...

            Mahkemece; reddedilen ilk davayı açarak ayrı yaşama sebebi yaratan davacı-karşı davalı erkeğin hastalığıyla davalı-davacı kadının ilgilenmemesi kusur olarak kabul edilmek suretiyle, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı kendi davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ......

              Dava TMK'nın 166/son maddesine dayalı kesin hükümden sonra 3 yıl geçmesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması ve TMK 166/1. Maddeye dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır . İlk derece mahkemesince ilk davanın kesinleşmesinden sonra davacının davalı ile bir araya geldiği, müşterek konuta geldiğinde bir kaç hafta kaldığı, olağan aile hayatına devam ettiği bu haliyle ortak hayatın yeniden kurulduğu anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine , terditli evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep etmiş ise de, dava dilekçesinde bu sebebe dayalı davalı tarafa yönelik kusur isnadında bulunmadığı gibi, tanık anlatımları ile de evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve buna sebep olan olaylarda davalının kusurunu ispat edemediği gerekçesiyle her iki maddeden de açılan davanın reddine karar verilmiştir....

              Temyiz Sebepleri Davalı-karşı davacı kadın vekili, taraflar arasında ortak yaşamın yeniden kurulması nedeni ile boşanma davasından feragat ettiklerini, talepleri doğrultusunda işlem yapılmasını, davacı karşı davalı erkek kararı istinaf etmişse de tarafların dosya istinaf incelemesine gönderildikten sonra barıştıklarını, bu nedenle davacı karşı davalı erkeğin de davasının boşanma yönünden reddedilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, taraflar arasında ortak yaşamın yeniden kurulması sebebi ile karşı davadan feragatleri yönünde karar verilmesine, asıl davada ise yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı karşı davacı aleyhine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme . Uyuşmazlık, boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesindeki boşanma davasından feragati konusunda verilecek karara ilişkindir. 2....

                Mahkemece; "Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, tüm dosya kapsamlıca incelendiğinde; dava fiili ayrılık sebebine dayalı TMK 166/son maddesi uyarınca evlilik birliğinin yeniden kurulamaması nedeni ile boşanma talebinden ibarettir. TMK 166/son maddesinde; "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü mevcuttur. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için boşanma sebeplerinden herhangi biri ile açılmış ve reddedilmiş olan davada kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yılın geçmesi ve evlilik birliğinin yeniden kurulamaması yeterlidir. Boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının araştırılması söz konusu değildir....

                UYAP Entegrasyonu