Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge adliye mahkemesince davalı kadının; ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan tadbir nafakasının miktarına yönelik talebinin kabulü ile diğer istinaf taleplerinin reddine karar verildiği ve reddedilen istinaf talepleri hakkında esastan ret kararı verilmesi ile yetinilmesi gerektiği halde, boşanma, velayet, kişisel ilişki, danışmanlık tedbiri, yargılama gideri ve harçlar yönünden yeniden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kendi davasının reddi, kadının kabul edilen nafaka davası, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden...

      Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; TMK’nın 166/4. maddesine dayanak boşanma davasını açmak ve reddinden sonra ortak hayatın yeniden kurulması yönünde girişimde bulunmamakla zaten kusurlu durumda olan erkek eşin, ayrıca eşini haksız olarak başkalarıyla ilişki kurmakla suçladığı, hakaret ettiği ve son olarak ortak konutu terk ettiği görülmüştür. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; kadın eşin ilk davanın kesinleşmesinden sonraki fiili ayrılık süresi içinde evlilik birliğini kurtarmak amacıyla sunmuş olduğu barışma önerisi, ortak hayatın yeniden kurulması için iyi niyetli bir girişim olup, erkek eş tarafından kabul edilmemiştir. Kadın eşin iyi niyetli teklifi sonrasında taraflar arasında barışma gerçekleşerek ortak hayat yeniden kurulmadığı gibi erkek eş tarafından böyle bir iddianın ileri sürülmemiş olduğu gözetildiğinde kadın eşin bu eyleminin “af” olarak nitelendirilmesi somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir....

        Boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiği halde mahkemece kurulan son hükümde tekrar boşanma hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Mahkemece verilen ilk hükümde ortak çocuk yararına aylık 150 TL iştirak nafakası, davacı kadın yararına 7000 TL maddi, 7000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakasına ve davacı kadın yararına 12000 TL maddi, 10000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....

          Temyiz Sebepleri ... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki iddialarını tekrarla boşanma davasının reddi gerektiğini, evliliğin devamından yana olduğunu belirterek kadının birleşen boşanma davasının kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının birleşen boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2....

            az olduğu, boşanma davasında kişisel ilişki kurulmakla kişisel ilişkiye dair asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve dava açmakta haklı olan erkek lehine vekâlet ücreti takdiri gerektiği gerekçesiyle; kadının erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı ile kadının kesinleşen boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması, kişisel ilişkiye ilişkin asıl davada verilen kabul hükmü ve çocukların tedbir nafakasının bitiş tarihine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, davalı - davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek; erkeğin asıl davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakası davasında ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davasındaki yargılama giderlerinin erkeğe yükletilerek erkeğin davası için...

              Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda boşanma, tedbir-yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat ve ortak çocuk lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakasına ilişkin hükümler bozma ilamına göre onanmış olmakla kesinleşmiş olduğundan bu konularda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Hükmün, davacı-karşı davalı erkek tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2020 tarih, 2020/699 Esas, 2020/1649 Karar sayılı ilamı ile iştirak nafakası yönünden hüküm bozulmuştur....

                imkansız hale geldiğini ve kesinleşen ret kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığını belirterek, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin retle sonuçlanan dayanak boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olduğunu, ortak hayatı yeniden kurmadığını, birlikte yaşamaktan kaçındığını ve boşanma sebebi yarattığını belirterek erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumu gereği düşük olduğu gerekçesi ile kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ...'...

                  KARŞI OY YAZISI Mahkemece, “daha önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği, bu tarihten başlayarak üç yıl geçtiği bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı” (TMK. m. 166/4) gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı tarafından daha önce “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanılarak boşanma davası açıldığı, davalı tarafından da davacıya karşı aynı hukuki sebeple boşanma davası açıldığı; her iki davanın birleştirilerek görüldüğü ve İzmir 11. Aile Mahkemesince, 05.03.2008 tarihinde; her iki boşanma davasının da reddine karar verildiği, kocanın boşanma davasının reddine ilişkin kararın derecettan geçerek, kadının boşanma davasının da temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir. Davacı, iş bu davada, kendisi tarafından açılıp reddedilen boşanma davasına dayanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu