Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece tarafların karışılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda; taraflarının karşılıklı davalarının kabulü ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında yatısız olarak kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, tamamına yönelik olarak, davacı tarafından da, lehine hükmedilen maddi tazminatın miktarı ve manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Davalının işinde kullandığı davacıya ait araç ve gerecin davalının borcu sebebiyle haczedilmiş olması ve davalının vergi borcunun bulunması, kötü yönetimine bağlı olarak ailesini darlık ve yoksulluğa düşürmedikçe tek başına birliği temelinden sarsan bir olgu değildir....

      Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 02.12.2013 doğumlu Hayrunnisa Nur arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava; Türk Medeni Kanununun 164.maddesi gereğince açılmış, terk hukuki nedenine dayalı boşanma isteğinden ibarettir. Terk sebebiyle açılmış bulunan boşanma davasında terk eden eşin terkte haklılığını değil; usulüne uygun terk ihtarı tebliğine rağmen; eve dönmemekte haklılığını ispatlaması gerekir (TMK.md.164). Davalı kadın haklı bir sebeple ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Eve dönmemekte haklılığını kanıtlayamayan davalı kadın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur....

          Ziynet eşyası talebinin reddi sebebiyle karşı tarafa verilecek vekalet ücreti, talep edilen ve harcı yatırılan ziynet eşya bedeli üzerinden fazla hesaplanmış olup bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentte yer alan bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün incelenmeyen ve bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2017 (Prş.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalıya 20.5.2010 tarihinde tebliğ edilen ... 3. Aile Mahkemesinden sadır olan 2010/37 d.iş sayılı ihtar kararma dayanarak “terk” sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini istemiş; mahkemece; “davalının ortak konutu terketmekte ve kocanın tutum ve davranışı yüzünden ihtara uymamakta haklı olduğu” gerekçesiyle dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacının, aynı ihtar kararına dayanarak bundan önce (15.7.2010 tarihinde ) açmış olduğu 2010/740 esas sayılı “terke” dayalı boşanma davası, mahkemece “ihtarın tebliğinden itibaren iki ay geçmeden açıldığı” gerekçesiyle reddedilmiş, karar 13.9.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

              Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında tarafların boşanmalarına karar verilerek 17.11.2020 tarihli kısa kararda "Müşterek çocuğun velâyetinin tedbiren ve hükmün kesinleşmesi ile anneye verilmesine" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında ortak çocuk ...'ın velayetinin annesine, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyeti de babasına bırakılmıştır. Bu hali ile her ne kadar ortak çocuk ... inceleme tarihi ile ergin olmuş ise de, mahkemece verilen kısa kararla gerekçeli karar arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturmaktadır, diğer taraftan hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir. Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma kararı yönünden yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma -Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma davası ve ortak çocuğun velayeti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA , adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalı ...'e yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17.02.2022 (Per.)...

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma...

                    Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK md. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz....

                    UYAP Entegrasyonu