WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kadının ödenmeyen nafakalar sebebiyle İstanbul 31....

Temyiz Sebepleri Davacı -davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi kararının temyiz incelemesi ile kaldırılarak yeniden yargılama yapılması ve asıl boşanma davasının kabulüne karar verilmesi istemiyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede erkekten kaynaklanan geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi ile asıl davanın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

    Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak, feragat ile sonuçlanan davalarda ise feragat tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Toplanan delillerden, özellikle ortak çocuk ...'in beyanına göre; davacı erkeğin feragat edilen davasından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla birlikte yaşadıkları, aynı odayı paylaştıkları, birlikte tatile gittikleri, en son 2014 yılında ise tartışarak müşterek yaşama son verdikleri anlaşılmaktadır. Davacı erkek, ortak hayatın yeniden kurulmadığını kanıtlayamamıştır. O halde davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

      Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delilerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 14/05/2012 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 09/07/2015 tarihinde açılmıştır....

        Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Somut olayda; davacı ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Davalı tarafından açılan boşanma davasının "davalının kusurundan kaynaklanan ve boşanmayı gerektiren bir neden ispat edilememiştir" gerekçesiyle red edildiği anlaşılmaktadır. Boşanma davasının açılmasında davacının bir kusuru yoktur. Boşanma davasından sonra eşlerin birlikte oturmaları asıldır....

          CEVAP 1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilini aşağıladığını, aşırı maddî isteklerde bulunduğunu bu nedenle kredi çekmek zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların ortak çocuk Zeynep' in boşanma nedeniyle bozulan psikolojisinin düzelmesi amacıyla aynı evde yaşamaya başladıklarını, barışmadıklarını, öncelikle derdestlik itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise kadının ağır kusurlu davranışları nedeniyle davanın kabulü halinde ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata...

            işe giderken hanenin kapısını müvekkilinin üzerine kilitleyip gittiğini, hakaret ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, müvekkiline ve ortak çocuğa karşı ilgisiz davrandığını, annesinin evlilik birliğine müdahalesine mani olmadığını, ortak çocuk ve müvekkiline maddî destek sağlamadığını ileri sürerek müvekkili lehine aylık 500,00 TL, ortak çocuk lehine aylık 300,00 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....

              hüküm tesisine, davacının zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden haleldar olan ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu, davacının yaşı ve yeniden evlenme şansı, evlilik birliğinin süresi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemler re'sen alınacağından tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile günümüz ekonomik şartları dikkate alınarak davacı lehine ara karar ile hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 27.10.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılmasına, davacının...

                Somut olayda; davacı, kadın “zina” (TMK.md.161) ve bunun kabul edilmemesi halinde “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (TMK.md.166) sebebine dayanarak boşanma davası açmıştır. Zina hem özel ve mutlak boşanma sebebi, hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma sebebi oluşturur. Böyle bir olguyla karşılaşan eş dilerse bu sebeplerden yalnızca birisine, dilerse her ikisine birlikte dayanmak suretiyle boşanma talep edebileceği gibi, aralarında kademe oluşturmak suretiyle de davada olduğu gibi öncelikle özel sebeple, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talep edebilir. Bu son halde özel boşanma sebebi gerçekleşmiş ve ispatlanmış ise, artık ikinci sebebe gidilemez. Toplanan delillerden, davalı erkeğin, bir başka kadınla görüştüğü ve tanıklara bu kadınla evlendiğini söylediği, tanık beyanlarına göre de bu kadınla beraber yaşadığı, bu olguların zinaya delalet ettiği anlaşılmıştır....

                Peki, “Evlilik iyi günde kötü günde bir arada olmak iken semavi afet sebebiyle akıl hastası oldu diye davalı eşi boşamaya kalk sonra da akıl hastası eşi boşamaya kalkan eşin ölümü üzerine mirasçılarına davaya devam hakkı ver” olacak şey midir? Davacının mirasçılarının zaten akıl hastası olan davalının bir kusurunu kanıtlayabilmeleri olacak şey midir? Akıl hastasının hareketleri iradi olamayacağına göre akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasının davacının mirasçıları tarafından sürdürülebilmesi mümkün müdür? Demek oluyor ki “her boşanma davası” TMK m. 181 f.II hükmüne göre davacının mirasçılar tarafından sürdürülemez. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2008, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-3, s. 868) Düşüncemize göre anlaşmalı boşanma (TMK m. 166 f. III) ve eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166 f. IV) davalarında da dava TMK m. 181 f.II hükmüne göre aynı gerekçelerle davacının mirasçıları tarafından sürdürülemez....

                  UYAP Entegrasyonu