İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların resmi nikah kıyarak ortak hayatın kurulmasını düğün sonrasına erteledikleri ancak düğün alış verişi sırasında meydana gelen olaylar sonrası düğünün yapılamadığı ve ortak hayatın kurulamadığı, ortak hayatın kurulamamasının, tarafların birbirlerini yeterince tanımadan bir araya gelmeleri, birbirlerinin istek ve düşüncelerine karşılıklı olarak yeterince değer vermemeleri ve nihayetinde her iki tarafın ailelerinin tarafların ortak hayatı tesisinde yeterince yapıcı davranmamış olmasından kaynaklandığı bu durumda tarafların düğünün yapılmamasında ve ortak hayatın tesis edilememesinde eşit kusurlu oldukları, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, Türk Medeni Kanununun 166/4.maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın 25.2.2005 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibarıyla doğrudur. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, ortak hayatı kurmaktan kaçınan ve bir başka kadınla fiilen evliymiş gibi yaşayan eşine şiddet uygulayan davacı tamamen kusurlu olup, davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekir.(TMK.md.170/3) Toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan boşanma sebebinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir.Bu itibarla davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.Ancak hüküm kadın tarafından temyiz edilmemesine, aleyhe de bozma yapılamayacağına göre hükmün bu sebeple onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
, tarafların TMK'nın 166 son maddesi uyarınca ortak hayatın yeniden tesis edilememesi nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, tarafların TMK'nın 166 son maddesi uyarınca ortak hayatın yeniden tesis edilememesi nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin köylüsü ve komşusu olduğunu beyan eden tanıklarının tarafların 3-4 yıldır bir araya geldiklerini görmediklerine dair beyanlarının mevcut olduğu, ancak tarafların ortak çocuğunun görgüye dayalı beyanından tarafların sık sık görüşerek bir araya geldikleri, aynı evde dahi kaldıkları, davacı erkeğin oğluna ''ne ondan vazgeçebiliyorum, ne annenden vazgeçebiliyorum'' şeklindeki beyanlarda bulunduğu belirtilerek taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğu, eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı dava koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Tarafların dilekçelerinde dayandığı vakıaların dosya içeriğine göre ispatlanamaması nedeniyle karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının her ikisinin de reddine karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin ... süredir kurulamadığı bahsiyle tarafların eşit kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile her iki davanın da kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur. Ancak ilk derece mahkemesi kararına karşı tarafların yapmış oldukları istinaf başvuruları neticesinde bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine dair verilen karara karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmadığından, davalı-karşı davacı kadının ortak hayatın kurulamamasında kusurunun olduğu yönündeki tespit ile davacı-karşı davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmü kesinleşmiştir....
Boşanma davasına yönelik istinaf başvurusu yönünden; Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir " hükmünü içermektedir. Tüm dosya kapsamından; özellikle tanık müşterek çocuklar Yasemen ve Müşfika beyanlarına göre; davacı - davalı erkeğin reddedilen boşanma davasından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla birlikte yaşadıkları, en son 2014 yılında ortak hayata son verdikleri anlaşılmaktadır. O halde, davacı - davalı erkek, ortak hayatın yeniden kurulmadığını kanıtlayamadığından erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, buna göre ilk derece mahkemesince de davanın reddine dair verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmıştır....
HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; TMK'nın 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçmesi, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamaması gerekir. Yukarıdaki şartların gerçekleşmesi halinde eşlerden birinin başvurusu üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Taraflar arasında daha önce görülen Bursa 7....