DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/son maddesi gereğince açılmış fiili ayrılık nedeniyle evlilik birliğinin yeniden tesis edilememesi hukuki nedenine dayalı boşanma, kadının karşı davası ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ve ziynet alacağı davasıdır. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak erkek yararına 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2018/260 ESAS 2020/3 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Mahkemece; davacı erkeğin eşine ayrı bir ev tahsis etmediği, kadını baba evine bıraktığı, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, daha önce davacı tarafından açılıp reddine karar verilen boşanma davasının 02/02/2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren tarafların 3 yıl içerisinde bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların TMK.nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı erkek tarafından şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açılmış ve dava; tek başına fiilen ayrı yaşamanın boşanma nedeni sayılamayacağı gerekçesi ile reddedilmiş, karar taraflarca temyiz edilmediğinden 02/02/2012 tarihinde kesinleşmiştir....
Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı-davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi hatalıdır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davalı-davacı kadının davacı-davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı karşı davalı erkek tarafından, TMK.nun 166/1- 2 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve davalı karşı davacı kadının kusurunun ispat edilemediği, davacı karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadını dövdüğü, müşterek konutu bırakıp başka bir eve taşındığı, tarafların 3- 4 yıldır ayrı yaşayıp, davacı karşı davalı erkeğin müşterek konutun ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, tam kusurlu olduğu gerekçesi ile reddedilmiş, karar 25/01/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya kapsamından, tarafların fiili ayrılık süresinde ve kararın kesinleşmesinden itibaren yeniden bir araya gelmedikleri, ortak hayatın bir daha kurulmadığı, fiili ayrılık döneminde davalı karşı davacı kadının herhangi bir kusurunun varlığının iddia ve ispat edilemediği sabittir. Reddedilerek kesinleşen davadan önce gerçekleştiği iddia edilen kusurlu davranışlar bu davada inceleme konusu yapılamaz....
nin 2015/19374 Esas - 2016/11734 Karar sayılı ilamı) Bu durumda kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda retle sonuçlanan ilk davayı açmakla fiili ayrılığa neden olan ve boşanma sebebi yaratan davacı kadının tam kusurlu, davalı kocanın kusursuz olduğu" şeklinde düzenlenmesi gerekmiştir. 3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”...
Taraflar her ne kadar eşit kusurlu kabul edilmişse de mahkemece kabul edilen ve davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen “eşinin gelen misafirlerine karşı eşini rencide edecek ve zor duruma düşürecek tutum ve davranışlar sergilediği” vakıasının tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere evliliğin ilk dönemlerinde ve ilk boşanma davası açılmadan önce meydana gelen olaylar olduğu bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında reddedilen ilk davayı açmakla fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma nedeni yaratan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurludur. Davalı-karşı davacı kadın boşanmakla en azından eşinin maddi desteğini yitirmiştir....
Boşanmaya sebep olan olaylarda dini nikah sırasında eşinin maddi gücünü aşacak şekilde mehir isteyen ve bu isteğinin yerine getirilmesi için akrabaları ile birlikte eşine ve ailesine baskı yapan, bu isteğinin yerine getirilmemesi üzerine eşini terkederek fiili ayrılığa sebep olan davacı-davalı kadın tamamen kusurludur. Bu itibarla, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasının reddi ile davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygundur. Kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasında verilen ret kararı açıklanan sebeple doğru görüldüğüne göre, erkeğin boşanma davasının tefrik edilmesine ve boşanma davasının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davanın sonucunu beklemesine de usul ekonomisi gereğince bir gereklilik bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebebinin kanıtlanmış olması gerekir (TMK.170.md.). Mahkeme gerekçesinde de yer aldığı gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kanıtlanamamıştır. Bu duruma göre davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.09.2015 (Çrş.)...