Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada; 02/10/2018 tarihli celsede "dava tarihinden itibaren davacı için aylık 500,00 TL, çocuklar için ayrı ayrı 250,00'şer TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine" şeklinde ara karar oluşturulmuş, gerekçeli kararın gerekçe kısmında, "02/10/2018 tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL ve davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak, davacıya verilmesine" şeklinde gerekçe yazılmış kararın hüküm bölümünün 5.bendinde ise; "02/10/2018 günlü ara kararı ile hükmedilen davacı için aylık 500,00- TL, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00- TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davacı ve müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00- TL yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde hüküm oluşturularak müşterek çocuklar ve davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihleri yönünden infazda...

İlk derece mahkemesince kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarı yerinde olmakla birlikte tarafların boşandıkları, boşanma kararının da 17.12.2020 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşme tarihi olan 17.12.2020 tarihine kadar devam edeceğinden erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 1. ve 2. bendinin kaldırılmasına, yerine davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren başlamak üzere kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, nafakanın tarafların boşanma tarihi olan 17.12.2020 tarihinde sona ermesine karar verilmiştir. Belirlenen nafaka miktarı hakkaniyete uygun olduğundan kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Mahkemece, dayanak ilamda davacı kadın ve müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının daha sonra yeni bir ilamla ortadan kaldırılmadığı, bozmadan sonra verilen kararın kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakasının işleyeceği, bu tarihten sonra tedbir nafakasının ortadan kaldırılması için kesinleşmiş ilamın İcra Müdürlüğü'ne ibrazının yeterli olduğu, takibin dayanağının boşanma ilamı olması nedeniyle ilamlı icra takibi yapılmasında yasaya aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda takip dayanağı ... Aile Mahkemesi'nin 26.02.2008 tarih 2007/828 E- 2008/144 K sayılı ilamında dava tarihinden itibaren davacı kadın için 250 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine ise; 150 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş olup, Yargıtay 2....

    Tamamen kusurlu eşin açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır. Ancak boşanma hükmü temyiz konusu yapılmadığından bozma sebebi yapılmamış ve yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir." denilmek sureti ile kararın boşanma yönünden kesinleştiği teyit edilmiştir. Niksar Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2014/426 Esas 2016/181 Karar sayılı dosyasında tedbir nafakasına hükmedildiği, 02.03.2016 tarihli ilamlı ile tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verildiği, kararın yalnızca yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle bozulduğu, kararın boşanma yönünden 09.05.2016 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Kararın "boşanma yönünden" kesinleştiğine yönelik mahkemesince karara şerh düşülmüş olup 14.09.2016 tarihli şerh takip dosyasında mevcuttur. Bu durumda boşanma kararın kesinleştiği tarih itibari ile tedbir nafakasının sona erdiği kabul edilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddi isabetsizdir....

    Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, davacının nafaka bedellerini ödediğini, davalının boşanmadan sonra 4- B kapsamında çalışmaya başladığını, babasına ait otelde sigortalı aktif çalışan olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yine iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kaldırılmasına, aksi takdirde indirilmesine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kadın vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde iştirak nafakasının indirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, sadece davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Borçlu İcra Mahkemesine yaptığı başvurusunda, ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmemiş tedbir nafakasının ilamsız icra yoluyla istenebileceğini, dayanak belgelerin icra takibine eklenmediğini belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ilamın kesinleşmediği, tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüşeceği, yoksulluk nafakasının, manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin boşanmanın ferisi olup kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK 367) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca boşanma kararının eklentisi olan yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler....

      (HUMK.m.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, 2 nolu bent olarak "a) Davacı için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 150 TL tedbir, bu tarihten itibaren ise 150 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Müşterek çocuk... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden ergin olduğu 14.06.2012 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c) Müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 07.05.2013 tarihine kadar 350 TL tedbir nafakasının, bu tarihten ergin olduğu 18.05.2013 tarihine kadar 350 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlelerinin eklenilerek hükmün bu bölümlerinin düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple...

        Somut olay incelendiğinde; davacı kadının eldeki davada dava tarihinden itibaren boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının arttırılmasına ve karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini istediği, ancak boşanma ilamında arttırılması talep edilen tedbir nafakasının boşanma hükmü kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş olup, bu kararın kadın tarafından tedbir nafakasının miktarını da içine alacak şekilde istinaf ve temyiz edildiği, eldeki davanın henüz boşanma kararı kesinleşmeden açılmakla, tedbir nafakası yönünden derdest davanın bulunduğu, dava devam ederken boşanma kararı kesinleştiğinden kesinleşme tarihinden sonra da tedbir nafakası kendiliğinden kalktığından, mahkemece tedbir nafakası hakkında derdestlik sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesinde bir yanlışlık görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların reddi ile tedbir nafakasının kaldırılması kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

          Aile Mahkemesinin 2004/391 esas sayılı dosyası ile davacı ve müşterek çocuk için verilen (26.04.2004 tarihinde) 150.00'şer TL tedbir nafakasının artışına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu nafakanın davacı için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. 6. Aile Mahkemesinin 2008/816-2009/398 karar sayılı boşanma davasında tarafların Mk. 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına 07.04.2009 tarihinde karar verilmiş, davacı kadının temyizi üzerine Yargıtay'a gönderilmiş, henüz kesinleşmemiştir. Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi ve bu konuda verilmiş bir hüküm yok ise de, davacı, önceden verilmiş olan tedbir nafakasının artırılmasını istemiştir. Boşanma davasının derdest olması, tedbir nafakasının artırılması talebine engel değildir....

            UYAP Entegrasyonu