Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 15.02.2018 gün ve 2016/11483-2018/1991 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, ortak çocuk Arda için davacı baba lehine 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, verilen bu karar davalı kadın tarafından tüm yönleriyle temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.02.2018 tarih 2016/11483 esas 2018/1991 karar sayılı ilamı ile kadının çalışmaması, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmaması sebebiyle kadın aleyhine, erkek lehine olacak şekilde ortak çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün tedbir nafakası yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının davasının kabul edildiğini ve karar kesinleşmeden tedbiren uygulanmasına karar verildiğini, müşterek çocuğun annesinin yanına gittiğini, ancak olumsuzluklar nedeniyle geri getirilerek tekrar müvekkiline teslim edildiğini, müşterek çocuğun annesinin yanına gittikten sonra üvey babasının kendisine tokat attığını söylediğinine dair iddialarda bulunmuştur. Velayetin düzenlenmesi kamu düzenine ilişkin olduğundan davalının bu iddialarının araştırılması gerekir. Davalıya iddialarına ilişkin varsa delillerini sunma olanağı tanınmalıdır. Bilindiği üzere, velayetin düzenlenmesinde, çocuğun üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir....

    İlk derece mahkemesi 08.07.2022 tarihli ara kararı ile “davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin davada hükümle elde edebilecek sonuca ilişkin olduğu” gerekçesiyle, çocukların tedbiren babaanneye teslimine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili, 08.07.2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir (HMK md. 341/1). Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir....

    İştirak nafakası velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonuca bağlıdır. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası eğer bir boşanma davasında velayete tabi çocuklar var ise, boşanma kararının varlığına, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda ise velayet talebinin kabulüne bağlı olup velayet hakkı kendisine verilen ana ya da baba yararına hükmedilecektir. Dolayısıyla velayet ve iştirak nafakası talebi arasında bir öncelik ya da sonralık ilişkisi bulunmayıp aslilik ve ferîlik ilişkisi söz konusudur. Ferî talebin asıl talepten bağımsız olarak istenmesi mümkün olmadığına göre velayetin değiştirilmesine konu bir davada da değiştirme talebinin reddi halinde çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmeyecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere, ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir....

      GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin düzenlenmesi, iştirak nafakası, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2022 NUMARASI : 2021/382 ESAS, 2022/863 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk ve müvekkili için aylık 3.000'er TL tedbir nafakası takdir edilmesine, boşanma ile birlikte takdir edilen nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, müvekkili için 250.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminat takdirine, 52 gram 24 ayar altının müvekkiline aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı taktirde şimdilik 1.000 TL'sinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir...

      davalıya verilmesine, çocuklar ile davacı arasında şahsi ilişki tesisine, davacı ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir....

      GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; Uyulan Yargıtay kısmi bozma ilamına,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına,malvarlıklarına,uyap raporlarına,tanık beyanlarına,getirtilen ve ibraz edilen resmi belgelere,nafakanın niteliğine,günün ekonomik koşullarına,TMK 4 ncü maddesine göre davacı-davalı kadın lehine aşamada belirlenen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 10.000(onbin) TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; Uyulan Yargıtay kısmi bozma ilamına,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına,malvarlıklarına,uyap raporlarına,tanık beyanlarına,getirtilen ve ibraz edilen resmi belgelere,nafakanın niteliğine,günün ekonomik koşullarına,TMK 4 ncü maddesine göre davacı-davalı kadın lehine aşamada belirlenen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 10.000(onbin) TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan itirazı kabul etmediklerini, boşanma ilamının daha önce kesinleştiğini, iştirak nafakası için daha sonrasında açılmış ve nafaka davasının karara bağlandığını, davacının dilekçesinde icra takibinin kesinleşmeden açılamayacağını belirterek itiraz ettiğini, ancak boşanma ilamının daha önce kesinleşmiş ise iştirak, yoksulluk nafakası, tazminat talebi, vekalet ücreti ve yargılama giderinin takibe konu edildiğinde nitelikleri gereği kesinleşmelerine gerek olmadığını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/2740 E.- 2019/6702 K....

          UYAP Entegrasyonu